Even now перевод на турецкий
8,472 параллельный перевод
Even now, I question whether it was the right course of action.
Şimdi bile, bu doğru bir hareket miydi diye sorguluyorum.
Well, we're even steven now, right?
Şimdi eşitiz, değil mi?
Sir, we're not even taking names right now. I'm sorry. Please.
- Bayım, isim konusunda yardımcı olamam, üzgünüm.
The way I see it, I gotta be even with Aunt Edie now'cause... you going to my school is the worst possible thing that could ever happen to me.
Anladığım kadarıyla, şimdi Edie Teyze'yle olmam lazım çünkü benim okuluma gelmen başıma gelebilecek en kötü şey. Bahse girerim, oraya gelirsem beraber iyi zamanlar geçireceğiz. Hadi ama.
I'm not even supposed to be here now. What?
- Şu an bile burada olmamam lazım.
If they're no longer a part of us now, then what does it even matter?
Artık bizim bir parçamız değillerse, ne fark eder?
Men who'd once stand up to greet me don't even look at me now, Riza.
Dün beni görünce ayağa kalkıp selam veren adamlar bugün yüzüme bakmıyor be Rıza.
You know all you need to know, so what are we even talking about right now?
Bilmen gereken her şeyi biliyorsun. Hala neden konuşuyoruz?
'Cause there's somebody even worse now.
Çünkü ondan daha beteri var şu an.
You just... you really shouldn't even be here right now.
Bunların hepsi benim suçum. Seninle ilgisi yok. Ama şu an burada bile olmaman gerek.
Even by now her heart should be infected.
Üstelik şimdi kalbi de etkilenmiş olabilir.
Now I'm going to tell you something that's even more secret than the fact that an object can be in two places at the same time... women are unpredictable.
Şimdi sana bir cismin aynı anda iki yerde olabilmesi durumundan daha gizli bir şey söyleyeceğim. Kadınlar bilinmez..
I can't even look Stef and Lina in the face right now.
Şu an Stef'le Lena'nın yüzüne bile bakamıyorum.
I don't even remember why now.
Nedeninini bile hatırlamıyorum şimdi.
Now, Boyd, don't you move, don't you talk, don't even breathe deep!
Boyd sakın kıpırdama, konuşma, derin nefes bile alma!
We don't even have electricity, now...
Elektriğimiz bile yok.
Now, our operatives can't resist the virus much longer, even with the suits.
Ajanlarımız o elbiselerle bile virüse daha fazla dayanamaz.
Not even you believe what you're saying right now.
Söylediğin şeye kendin bile inanmıyorsun şu anda.
That's three hours from now, even if she left this minute.
Şu an oradan çıksa bile buraya gelişi 3 saati bulur.
'Cause right now, seems like you can't even look at me.
Şu an yüzüme bile bakamıyorsun da.
Well, right now, the song is called "I'd like you even if my dad didn't because I would never care what he thought because you're so awesome."
Şu anlık "Babam istemese bile seni severdim çünkü onun ne düşündüğü umurumda değil çünkü çok harikasın."
Be really nice if we could be friends, even just for now.
Eğer şimdilik arkadaş olursak, gerçekten iyi olur.
Now, you know how anyone can tell how you're feeling emotionally, even if you just say one word?
Tek bir kelime etsen bile ne hissettiğini anlayabiliyoruz ya hani...
Now we're even.
Şimdi ödeştik.
Taking a break, are we now, and it isn't even noon.
Ara mı veriyorsun, şimdi mi? Üstelik daha öğlen bile olmadı.
Now here I am, being all hospitable, and you don't even have the common courtesy to answer me.
Bütün misafirperverliğimde karşında duruyorum ama sende cevap verecek kadar nezaket bile yok.
And now you come to me trading on the fact that I know to get you out of a jam for doing something stupid and selfish that drove a wedge between us before we ever even had a chance.
Ve şimdi bana gelip daha denemeden aramızı bozan o salakça ve bencilce şey ile ilgili yardım istemeye geliyorsun çünkü bu sefer de ben seni kurtaracak pozisyona sahibim
He's not even in the country right now.
Şu anda ülkede bile değildir.
Now I might lose her without even spending a day with her.
Onunla bir gün bile geçirmemişken onu kaybedebilirim.
I now know that you were trying to kill me, before I confessed my sins to you and even after.
Beni öldürmeye çalıştığını da öğrendim. Sana yaptığım itiraftan önce, hatta sonrasında bile.
Now he has me do things, and I keep hoping and praying that one day I'll do enough for him to call us even.
Şimdi o bana bir şeyler yaptırıyor ve ben de "ödeştik" diyeceği gün gelecek mi diye umut ediyorum.
People don't even like police now.
İnsanlar artık polisleri sevmiyor bile.
Now, I don't know if they've even met before tonight, but we did learn that both of them were born in the same town.
Bu geceden önce hiç tanışmışlar mıydı bilmiyorum ama öğrendik ki, ikisi de aynı şehirde doğmuş.
Phil... you've done so much for me. I mean, if it wasn't for those "Alive in Tucson" billboards, I wouldn't even be here right now.
Phil benim için çok şey yaptın. "Tucson'da Yaşayan Var" tabelaları olmasaydı ben burada bile olmazdım.
We wouldn't even be here right now.
Şu anda burada olmazdık bile.
My family, even if they are still alive, surely by now they have moved on.
Ailem, hâlâ hayatta olsalar bile şimdiye kadar kesin hayatlarına devam etmişlerdir.
We don't even have a venue right now.
Şu an sahne aldığımız bir yer de yok.
Now her help is even more important.
- Şu an onun yardımı daha da önemli oldu.
But now she is even more vulnerable.
- Ama şu an daha zayıf durumda.
I ain't even know what that meant till now.
Şimdiye kadar ne demek olduğunu bilmiyordum.
And now, we can't even trust them not to hurt us.
Artik bize zarar vermeyeceklerine bile güvenemeyiz.
Now we're even.
Artık ödeştik.
Easy. Yeah, oh, you not even gonna grow a mustache now, boy.
Artık bıyığın çıkmayacak.
Been a'layin traps for some while now, even before this new misery.
Bir süredir tuzak kuruyordum. Son yaşanan kötü olaydan önce de.
Now even in Switzerland.
Şu an İsviçre'de bile.
Now it... it isn't even safe.
Artık... Artık güvenli bile değil.
Even the protector believes, now.
Buna artık Koruyucu bile inanıyor.
Its even your responsibility to keep this relation intact. Now the choice is over.
İlişkiyi sağlam tutmak sırf benim değil senin de sorumluluğun.
Now, how is that even possible?
Bu nasıl mümkün olabilir?
Now we are even, sestra.
Şimdi ödeştik, kardeşim.
Now, we are even, sestra.
- simdi durumlari esitledik, Sestra.
nowhere 621
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now is the time 102
now that i think about it 142
now you see me 17
now we're talking 175
now it's your turn 200
now you're talking 179
nowhere to run 17
now you know 219
now i'm 51
now is the time 102
now that i think about it 142
now it's my turn 140
now's your chance 115
now if you'll excuse me 220
now then 570
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now it's mine 27
now i 66
now's your chance 115
now if you'll excuse me 220
now then 570
now i am 50
now look 431
now is not the time 119
now go 556
now it's mine 27
now i 66