Excuse me перевод на турецкий
79,506 параллельный перевод
- Will you excuse me for a second?
- Bir saniye müsaadenizi isteyebilir miyim?
Excuse me. Officer, do we need to get wrist bands?
Pardon memur bey, bileklik almamıza gerek var mı?
Excuse me!
Pardon!
Almsgiver, excuse me.
selamlar, afedersiniz.
Excuse me.
Affedersiniz.
Excuse me for a moment.
Bir dakika izin verin.
Excuse me, ma'am.
- Pardon hanımefendi.
Excuse me?
Anlayamadım?
- Excuse me?
- Pardon?
- Excuse me a second.
- Bir saniye izin verin. - Tabii.
My dear, I'm afraid you'll have to excuse me.
Tatlım, kusura bakma kapatmak zorundayım.
Excuse me.
Pardon.
Excuse me, but no.
Kusura bakmayın, ama hayır.
Excuse me?
Afedersin?
Excuse me.
Afedersiniz.
Excuse me?
Affedersin?
Excuse me. Excuse me.
Müsaade edin.
Excuse me, ma'am.
Affedersiniz efendim.
I am so sorry, excuse me.
Affedersiniz.
Hey, hey. Excuse me.
Affedersin.
Hey. Excuse me. I'm sorry.
Affedersin, özür dilerim.
[creaking ] [ Hiccup] Excuse me?
Bundan o kadar emin değilim.
Excuse me? Has someone been feeding Meatlug feldspar again?
Cidden yardımcı olabilecek fikirlerim var.
- Excuse me.
- Pardon.
Excuse me, miss?
Pardon, bayan?
Um, excuse me, when's the next bus?
Affedersin, otobüs ne zaman gelir?
Excuse me, sir.
Pardon efendim.
Excuse me.
Pardon!
Excuse me, but you're lying.
Affedersin, ama yalan söylüyorsun.
Well, excuse me, Kimmy. But a condom full of heroin exploded in my stomach, so this whole day has been for the birds!
Pardon Kimmy ama eroin dolu bir kondom midemde patladı, o yüzden bugünün tamamı boşa gitti!
Excuse me, ma'am.
Affedersiniz hanımefendi.
Excuse me.
Affedersiniz!
Excuse me, excuse me.
Affedersiniz, affedersiniz!
Excuse me.
Müsaadenizle.
- Excuse me. Come on.
- Hayır, Nicole, üzgünüm.
Excuse me.
Affedersin.
Excuse me, Jennifer, just for a second, okay?
Afedersiniz Jennifer, bir saniye, tamam mı?
Excuse me for interrupting.
Kesinti yaptığınız için özür dilerim.
Excuse me, Violet, but why are you using your left hand?
Bakar mısın? Niye sol elini kullanıyorsun?
So if you'll excuse me- -
O yüzden müsaadenizle...
Excuse me?
Anlamadım.
- Excuse me.
- Affedersiniz.
Excuse me!
Affedersiniz!
- Excuse me?
- Anlamadım?
- Excuse me?
- Efendim?
I can't do this. Excuse me?
- Bunu yapamayacağım.
- Excuse me.
- Affedersin, ne dedin?
Okay, I really need you to give me an excuse why I can't surf.
Sörf yapamamam için gerçekten bir bahane bulmam gerek.
- Excuse me, what?
Gıdıklanmak istemiyorum.
If you'll excuse me.
İzninizle.
Mullins is looking for any excuse to fire me.
Mullins beni kovmak için sebep arıyor.