Fear me перевод на турецкий
1,570 параллельный перевод
You go on hiding your murderers because you don't fear me yet.
Sen katillere saklamaya devam et. Çünkü henüz benden korkmuyorsun.
They fear me, and therefore do not dare to question my authority.
Benden korkuyorlar ve bu yüzden otoriteme karşı çıkamıyorlar.
They torture me, but still they fear me.
Bana işkence ediyorlar. Yine de benden korkuyorlar.
Do you fear me?
Benden korkuyor musun?
I can't fire you, so you have no reason to fear me and, therefore, no reason to lie to me.
Dolayısıyla benden korkman için bir sebebin yok. Dolayısıyla bana yalan söylemene de gerek yok.
You will never have cause to fear me again.
Benden korkmanız için bir neden olmayacak.
If you know my name, then you know enough to fear me.
Eğer adımı biliyorsanız, benden korkacak kadar tanıyorsunuz demektir.
Why is everyone suddenly acting like they fear me?
Neden herkes birden benden korkuyormuş gibi davranıyor?
Yes, but now they have reason to fear me.
Evet, ama şimdi benden korkmak için bir sebepleri var.
Do not fear me, milady, Captain Superstud Dash is here with his small tool.
Madam, korkmayın! Kaptan Dash Superstar ve onun küçük silahı burada.
But you mustn't fear me. Hm?
Ama benden korkmamalısın.
- Fear me!
- Korkun benden!
Do not fear me, Gypsy, all I want from yöu is yöur tears.
Korkma benden çingene, sadece gözyaşını istiyorum.
If I'm really good, everyone will fear me.
Eğer yeterince iyi olursam, herkes benden korkar.
" I will fear no evil, for thou art with me...
" sen benim yanımda olduğun sürece, hiçbir kötülükten korkum yok.
and my fear that you'll meet a French girl you like more than me, you're giving up a lot of things, going out, enjoying yourself, seeing Paris, and I apologize again.
.. benim ve bencilliklerim yüzünden..... ve benim korkum, bir Fransız kızı görüp benden daha çok beğenmen, .. birçok şeyi bırakıp, .. dışarı çıkman, eğlenmen, Paris'i görmen,
I suppose I fear you'd think less of her if she were with me.
Sanıyorum benimle olursa onu yanlış tanımandan korkuyorum.
But I don't know why I have this fear... that your desire of fatherhood might compel you to desert me!
Ama neden korktuğumu bilemiyorum. Ama senin şu babalık arzun beni bırakmana neden olabilir.
Look at me! I have no fear!
Ben hiç korkmuyorum.
It's just kind of getting over that fear of what everybody's telling me... and just kind of taking my own look at it.
Herkesin söylediği şeyleri unutup korkularımı yenmek ve her şeye kendi bakış açımla bakmam gerekiyordu.
Fear of loving. And you see all this in me?
Seve korkusu.
And she said to me, if your heart is beating, This doesn't mean fear, it means love.
Annem bana kalbin "pat pat" diye atıyorsa bu korkudan değil aşık olduğun için, dedi.
But even for a person as perfect as me there is an enemy I fear...
Ama benim gibi harika birinin bile korktuğum bir düşman var...
I'm reacting to them... their fear and their desperation... they're reaching out to me...
Onlara karşı tepki veriyorum... korkularına ve çaresizliklerine karşı... Onlar bana ulaşabiliyorlar...
Eric, do not fear. I got my top lieutenants meeting me in the war room in 10 minutes.
En iyi asistanlarımı karargahımda buluşmaları için çağırdım.
I will fear no evil for thou art with me all the day of my life ; and I will dwell in the house of the lord forever. "
Hayatımın her gününde kötülüklerden korktum ve uzak durdum ve Tanrının evinde sonsuza kadar yaşayacağım ". ( İncil )
I will fear no evil, for you are with me.
Kötülükten korkmayacağım, çünkü sen benimlesin. "
When I was young, I couldn't sleep at night, because I thought there was a monster in the closet, but my brother told me there wasn't anything in the closet but fear, and fear wasn't real.
Çocukken, geceleri uyuyamazdım, çünkü dolabın içinde bir canavar olduğunu sanıyordum, ama ağabeyim, dolapta sadece korku olduğunu ve korkunun gerçek olmadığını söyledi.
Though I walk through the valley of the shadow of death, I will fear no evil, for thou art with me.
Ölüm vadisinin gölgesinde yürüyor olsam da, şeytandan korkmuyorum, çünkü sen benimlesin.
If Scooby Doo has taught me anything, it's that the only thing to fear are crooked real estate developers.
Eğer Scooby Doo'nun bana öğrettiği bir şey varsa o da korkmam gereken tek şeyin gayrimenkul dolandırıcılığı yapan emlakçılar olduğudur.
If I did not know better, I would fear you, you're trying to entrap me. No.
Eğer seni iyi tanımasam, beni tuzağa düşürmeye çalıştığını düşüneceğim.
I learned that to overcome my fear of rejection ingrained in me by an emotionally distant mother I need to completely disable my central nervous system with semi-lethal quantities of alcohol.
Tohumlarını içime duygusal açıdan bana uzak bir annenin ektiği reddedilme korkusunu yenebilmek için. ... yarı-ölümcül miktarlarda alkolle merkezi sinir sistemimi devre dışı bırakmam gerektiğini öğrendim.
What I've heard about America makes me have fear.
Amerika hakkındaki duyduklarım beni korkutuyor.
As long as you're here with me, there's really nothing to fear.
Benimle olduğun sürece korkacak bir şey yok.
- People look at me and she lies without fear. My men continue the orders of another person.
İnsanlar korkuyorlar ama ben onlardan biri değilim
And I start to fear that you would leave me.
Şimdi de yalnız kalacağım diye korkuyorum.
You pressure me to fear for my life and I will put a fucking bullet in your head as if you were anybody else.
Bana ölümüne baskı yapıyorsun ve kim olduğuna bakmam kafana sıkarım.
My father taught me that fear is always a constant.
Babam bana şunu öğretti korku daima sabittir.
My father trained me to feel no fear, to make spear and shield and sword as much a part of me as my own beating heart.
Babam beni asla korkmamam, mızrağımı, kalkanımı ve kılıcımı çarpan kalbim kadar kendimden bir parça yapmam için eğitti.
I fear that I shall defeat the demon and be rewarded with what the prophecy has promised me.
Şeytanı yeneceğimden korkuyorum ve kaderin bana söz verdiği ödülden korkuyorum.
But if your father wants to amuse himself by putting the fear of God into his grand children and you're not against it, it's fine by me.
Baban torunlarının yüreğine Tanrı korkusu salmaktan mutlu olacaksa ve sen de karşı değilsen, bana uyar.
Yea, though I walk through the valley of the shadow of death I will fear no evil, for Thou art with me. "
Evet, ölüm vadisinin gölgesinde yürüsem de şeytandan korkmuyorum, çünkü Tanrı benimle. "
We drink also to my guard, the immortal 10,000, but I fear I would soon have to send them out to conquer new vineyards for me.
Askerlerime içelim, 10.000 ölümsüz askerime, ama korkarım ki yakında onları yeni toprakları fethetmeleri için göndermek zorunda kalacağım.
You listen to people like me and you think it's all neat and tidy, but underneath these big ideas, lies fear.
Benim gibi insanları dinliyor ve Herşeyin düzenli ve muntazam olduğunu sanıyorsunuz, ama bu büyük fikirlerin altında korku yatıyor.
Fear of leaving him with me?
Onu bana bırakmaktan korkuyor musun?
give me the kindness and fear of God.
Bana iyilik ve Tanrı'nın korkusunu ver.
Heavens, I fear there was something urgent to which I was supposed to attend and yet I can't for the life of me begin to recall what it was.
Tanrım, korkarım katıImam gereken çok önemli bir şey vardı ama ne olduğunu bir türlü hatırlayamıyorum.
"O goddess, with time thou hast fled away... to grievous memories abandoning me... and to a future faced with blinding fear."
"Tanrıçam, zaman öylesine akıp gidiyor ki... "... acımasız hatıralarım beni terk ediyor... "... ve kör edercesine bir korkuyla geleceğe bakıyorum. "
Girl, you put the fear of the devil in me.
Kızım, resmen ödümü kopardın be.
Yea, though I walk through the valley of the shadow of death I shall fear no evil, for thou art with me.
Ölüm gölgesi vadisinden geçsem de kötülükten korkum yok, çünkü sen yanımdasın.
Who do you fear more, him or me?
Hangimizden daha çok korkuyorsun, ondan mı yoksa benden mi?