Fight me перевод на турецкий
4,226 параллельный перевод
Don't fight me, Randy.
Benimle dalaşma Randy.
Don't fight me.
Benimle dalaşma.
Take away her incentive to fight me, which is you.
Bana karşı savaşmasına neden olacak şeyi ortadan kaldırmak, yani seni.
You gonna fight me yourself, Red, or are you gonna send your little army of midgets, crones to do it for you, huh?
Benimle kendin savaş Red yoksa işlerini yapması için cüce ordunu göndermeye devam mı edeceksin?
He will fight me for you.
Senin için benimle savaşacak.
- Fight me! - [groaning ] [ grunts] - pathetic.
- Dövüş benimle!
Now, before you fight me, G.I. Joe, you should be warned.
Benimle dövüşmeden önce G.I. Joe, seni uyarıyorum.
She can't fight me!
O benimle savaşamaz!
God forgive me, but why can't they fight me one-on-one?
Tanrım, beni affet ama neden benimle teke tek dövüşemiyorlar?
You can fight me.
Benimle dövüşebilirsin.
Oh, I assume, as always, my house will be the first thing you'll fight me over.
Sanırım her zamanki gibi ilk kavga konusu evim olacak.
Don't fight me, Lee Anne, or next time I cuff you, you'll wish it was a game.
Bana karşı çıkma Lee Anne yoksa seni bir daha kelepçelerim ama bu sefer oyun olmaz.
You think you can fight me.
Benimle dövüşebileceğini mi sanıyorsun?
So, please, don't fight me on this.
O yüzden lütfen benimle bu konuda tartışma.
So if you ask me, he won the fight for sure, man.
Bana sorarsanız, kesinlikle o kazandı adamım.
If someone tries to kill me, I'm not gonna fight it again.
Biri beni öldürmeye çalışırsa bir daha karşı koymayacağım.
Little Gilbert, help me in the fight against my dark side and elaborate, please.
Küçük Gilbert, karanlık tarafıma karşı koymama yardım et ve detayları anlat lütfen.
It has made me more determined than ever to fight for their freedom and keep them safe.
Bu beni onları özgürlüğü ve güvenliği için savaşmam için daha çok motive ediyor.
The SEC is coming, and Jessica's hiring one person to fight'em, and first thing tomorrow we need to convince her that person's me.
SPK geliyor ve Jessica onlarla baş edebilmek için bir adam tutuyor ve yarın ilk iş olarak onu, o adamın ben olduğuma ikna etmemiz gerek.
'Cause, to me, that's what this whole fight is all about.
Çünkü bence tüm bu savaş bundan ibaret.
'Cause, to me, that's what this whole fight is all about.
Çünkü benim için bütün savaş bundan ibaret.
Since Liam was avoiding me, and since I couldn't fight, there was only one option left.
Hazır Liam da benden kaçıyorken, ve hazır ben de dövüşemiyorken, geriye tek seçeneğim kalmıştı.
- She's come to beg me not to fight her.
- Onunla kavga etmemem için yalvarmaya gelmiş.
- He didn't fight for me at all.
- Benimle hiç uğraşmadı bile.
You gonna fight with me?
Benimle misin?
I really believed... that if I loved him more, he'd hate me less, and so I didn't want to fight back.
Ben gerçekten onu daha çok seversem benden daha az nefret edeceğine inandım ve böylece ona karşı kendimi savunmadım.
If my body wants to pick a fight with me,
Vücudum benimle savaşmak istiyorsa..
On our last fight, she got so angry with me that she got out on the street in Nisantasi and threatened to report me to a traffic cop.
Son kavgamızda bana o kadar kızdı ki... Nişantaşı'nda sokağa fırladı o trafik polislerinden birine beni şikayet edecekti.
Tell me where you learned to fight like that and I'll tell you her name.
Bana böyle bu dövüştüğünü nerede öğrendiğini anlat ben de sana kızın adını söylerim.
You kept trying to fight me.
Direnmeyi bırakmadın.
You chose to fight against me.
Bana karşı savaşmayı seçtin.
So... Your brother wants me to come and fight for him?
Demek kardeşin onun için savaşmamı mı istiyor?
You know how I feel about violence, or do you not remember me screaming at you the last time that you picked a fight with Liam.
Şiddet hakkında neler düşündüğümü biliyorsun. Ya da Liam ile en son kavga ettiğinizde sana bağırdığımı hatırlamıyor musun?
I get that he was just trying to protect me, but another fight?
Beni korumaya çalışmasını anlıyorum ama yine kavga etti.
If I fight to do better, who I become is up to me.
Daha iyisini yapmak için savaşırsam, kim olacağım benim elimdedir.
The fight that they blamed Charles for, that he blamed me for.
Kavgada Charles'ı suçladılar sonra da o beni suçladı.
It was the first thing I did after I unpacked my suitcase. Headed down to the gym and asked the coach to teach me how to fight.
Bavulumu boşalttıktan sonra ilk işim spor salonuna gidip koçtan bana nasıl dövüşeceğimi öğretmesini istemek oldu.
Well, I don't ask anyone to fight for me.
Kimseden benim için savaşmasını istemedim.
I came here to fight with her and then you told me that she was dead and...
Buraya onunla kavga etmeye gelmiştim ve bana onun öldüğünü söylediğinde çok kızdım.
Even if he touched me, you would fight with him.
Baban bana dokunduğunda onunla kavga bile ederdin.
To sell to the American black people, to make the money to buy the weapons to give to me to fight the comunistas.
Amerikalı siyahilere bunları satıp oradan kazandığı parayla da komünistlerle savaşayım diye bana silah alıyor diye düşündüm.
She has a big fight with me, she goes down to an EZ Pick, she gets into the Captain's Mercedes, and then three hours later, she doesn't want to go to Italy anymore?
Benimle ağır bir kavga ediyor, markete gidiyor Kaptan'ın Mercedes'ine biniyor ve üç saat sonra da artık İtalya'ya gitmek istemiyor!
I carried that lesson with me through every stupid fight we ever had, every 5 : 00 a.m. Christmas morning, every sleepy Sunday afternoon, through every speed bump.
Bu dersi, ettiğimiz tüm aptalca kavgalarda hatırladım. Her Noel sabahı saat beşte. Her pazar uyuklamalarında.
He's not gonna forget that, and he's not gonna fight fair, so if you see him again, I want you to call me, or Antonio or any of us.
Bunu unutmayacak ve adil savaşmayacaktır bu yüzden bir daha beni, Antonio'yu veya herhangi birimizi ara.
But you and me would have eventually gotten into a huge fight sooner or later, you know, ending in an ugly divorce, and the whole thing.
Zaten, yakın zamanda seninle büyük bir kavga ederdik sonra boşanma ve bunun gibi çirkin şeyler olurdu.
Please train me how to fight.
Lütfen nasıl dövüşeceğimi öğretin bana.
I'll fight a guy if you want me to.
İstersen kavga edebilirim.
You want me to go fight a guy?
Birileriyle kavga etmemi ister misin?
Elect me to represent the Fifth District in Washington and I will fight for the future of this state, for our children, for our children's children.
Washington'daki beşinci bölgeyi temsil etmem için beni seçin ben de bu eyaletin geleceği için mücadelede bulunayım. Çocuklarımız ve çocuklarımızın çocukları için.
He came home and had a fight with me.
Eve gelip benimle tartıştı.
I tried to fight for custody for my son, but um..... they wouldn't even allow me back into the country.
Oğlumun velayetini almak için de çok çabaladım ama ülkeye tekrar girmeme bile izin vermiyorlar.