Gel перевод на турецкий
148,410 параллельный перевод
I'm not angry, sweetheart, come here.
- Kızmadım tatlım, gel buraya.
Elijah, wake up.
Elijah, kendine gel.
Vincent, come with us.
- Vincent, bizimle gel.
Come in before I change my mind.
Fikrimi değiştirmeden içeri gel.
- What? - Get the fuck outside.
- Gel lan buraya.
Come on, JK.
Gel bakalım JK.
We are so glad to have you here.
Sizi ağırlamaktan çok mutluyuz. Gel!
Red, let's make a deal.
Kızıl, gel, anlaşalım.
Hey, Dad.
HEMEN GEL. MARTY BYRDE ÖLDÜ. - Merhaba baba.
Come on over.
Gel buraya.
Bess, come here, give me that...
Bess, gel buraya, ver şunu bana...
Can we... no-no-no-no, please, come here, come-here, come here, stop, come on!
Konuşa... Hayır, hayır lütfen buraya gel, buraya gel. Buraya gel, dur, hadi ama!
Come in.
İçeri gel.
You got it.
- Gel bakalım.
- Sit.
- Gel.
Ven acá!
Buraya gel!
Come on, come on. Come over here.
Gel sen buraya gel.
Come on.
Hadi gel.
You come with me.
Sen de benimle gel.
Jeannie Anne McCullough, come here and give your granddaddy a hug.
Jeannie Anne McCullough, gel de dedene sarıl bakalım.
Come here, sweetheart.
- Buraya gel tatlım.
Come on, peaches.
Gel bakalım fıstık.
Come on.
Gel hadi.
Come here.
Gel buraya.
- Fucker, let's go!
- Şerefsiz hadi gel!
Come, come! Come back!
- Gel, gel!
Come back, Harry!
Geri gel Harry!
Come back!
Geri gel!
Let me show you.
Gel sana göstereyim.
Come!
Gel!
Albert, come here, son.
- Albert, gel buraya, oğlum.
Back here now!
Hemen buraya gel!
Cozy.
Ortama gel.
Mileva Maric, come here this instant.
– Mileva Maric. Hemen buraya gel.
Well, that's coming from a guy who checks his ex-wife's Instagram like a thousand times a day.
Günde 1.000 kez eski karısının Instagram'ına bakan bir adamın söylediklerine gel.
- Just come up.
- Gel yukarı.
You're brilliant. Come on.
Sen harikasın, buraya gel.
Well, come on, Einstein.
Haydi gel Einstein.
Julius, come and eat!
Julius, gel ve ye!
Come on!
Gel hadi!
Hey, Carolyn, get in here!
Hey Carolyn, buraya gel!
Come with me.
Benimle gel.
Here, what do you think of this public art?
Gel, şu heykelle ilgili ne düşündüğünü söyle.
You want gel?
Jel mi istersin?
Over here.
Buraya gel.
Come on.
Gel.
Guilty.
- Josh, buraya gel.
What are you gettin'at?
Sadede gel.
Hey!
Geri gel!
Come see what we've found...
Gel de ne bulduğumuzu gör.
Come here.
- Gel buraya.