Get down from there перевод на турецкий
352 параллельный перевод
Mabel, will you get down from there and stop being ridiculous?
Mabel. Saçmalamayı kesip oradan iner misin?
Get down from there!
İn oradan aşağı!
Get down from there, you weaklings.
İn oradan gerizekalı.
Get down from there.
İn oradan.
- Get down from there, Pierre.
- İn oradan, Pierre.
Hey! Get down from there.
Çabuk in oradan.
Now, come on, son, get down from there.
Aşağı in bakalım evlat.
Get down from there and start scrubbing.
Oradan in de ovmaya başla.
Get down from there!
Çıkın oradan!
Get down from there!
Aşağı in!
Get down from there.
Oradan aşağı in.
- Just get down from there.
- İn oradan aşağı.
You couldn't get down from there in two.
Oradan aynı atışı yapamazsın. Asla.
Oh, get down from there!
Aa, in oradan!
Come on, get down from there.
Hadi, şuradan in. Arkanı dön.
Rodney, get down from there.
Rodney, in oradan aşağıya!
Get down from there.
İn oradan aşağı.
Get down from there.
İn şuradan. Dur ben deneyeyim.
B.A. : Get down from there, sucker, we got work to do.
Aşağı in budala, yapacak işimiz var.
Mr Murdock, get down from there.
- Bay Murdock, oradan aşağı inin.
Howard, get down from there!
Howard, aşağı in!
Come on, honey, get down from there.
Hadi tatlım, in oradan.
- Get down from there!
- İn oradan aşağı!
You get down from there.
Oradan başlayacaksın.
Get down from there, you devil.
İn oradan, seni küçük şeytan.
Get down from there!
Hemen in oradan!
Get down from there.
Yat yere.
- Get down from there this minute.
- Hemen in.
- Why don't you get down from there?
- Neden oradan inmiyorsun?
Get down from there.
Hemen in aşağıya.
Put the watch down there and get away from here.
Saati yere koy ve uzaklaş buradan.
Get down there and take their guns away from them.
Hemen gidip silahlarını al.
Come down from there! Get down at once!
Buraya gelin.
It's right handy though, I get it from the creek down there.
Ama su çok yakın, aşağıdaki dereden alıyorum.
Climb down from there and get to the fairground.
Oradan inin ve panayır yerine dönün.
I know how to get him down from there.
Onu nasıl aşağı indireceğimizi biliyorum.
I'll get you down from there.
Sizi buradan çıkaracağım.
Arthur. I want you to light out of that window right there and shinny down the rain pipe. and get on my horse and get the hell and gone away from us and your old man as far as you can get.
Arthur, şu pencereden hemen sıvışmanı ve yağmur borusundan inmeni, ve atıma atlamanı ve bizden ve yaşlı babandan mümkün olduğunca uzağa gitmeni istiyorum.
José, Miguel, get him down from there.
Josc, Miguel, indirin onu oradan.
Somebody get that animal down from there!
Birisi şu hayvanı oradan aşağı indirsin.
How do we get him down from there?
Onu oradan nasıl indiririz.
I mean, even if they knew she was down there, they'd never get her out from under that foundation.
Yani, onun aşağıda olduğunu bilseler bile, asla böylesi bir yapının altından çıkaramazlar.
We're going into the contract negotiations... and we want to get the guy from the "Times" down there... " in mid-November.
Anlaşma görüşmelerine başlayacağız ve Times'taki adamı Kasım ortasında getirmek istiyoruz.
Take it down from there and place it in front of the barn. And take down that canopy. Get a move on!
Ahırın önüne götürün ve şu tenteyi de kaldırın!
I really wanted to get that eagle down to the cabin, but then I remembered there's only one kind of climber who tries to get down a mountain in the middle of a snowstorm... the kind you never hear from again.
O kartalı kulübeye indirmeyi gerçekten çok istiyordum. Ama sonra kar fırtınasının ortasında dağa tırmanmaya kalkışan sadece bir tür dağcı bulunduğunu hatırladım, bir daha asla haber alamayacağınız dağcı.
Philsey, get her down from there!
Philsey, indir onu oradan!
OK, get two squads from Alpha down there!
Aşağıda Alfa'dan iki manga al. Git.
Get your butt down from there!
İn oradan aşağı Edgar!
Get him down from there.
İndir onu oradan.
Next thing I know, there's this big old rifle butt floating down out of the sky, just kind of taking its time like I had all day to get away from it.
En son hatırladığım şey, havada eski tüfek dipçiğinin süzülmesiydi. Sanki kaçmak için tüm günüm varmış gibi bekliyordu.
Gilbert, get him down from there.
Gilbert, onu oradan indir.