Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Get on the plane

Get on the plane перевод на турецкий

585 параллельный перевод
She won't be able to get on the plane without the lenses.
Lensler olmadan uçağa binemez.
- How do I get on the plane now?
Şimdi nasıl uçağa bineceğim ben?
Get on the plane.
Bin şu uçağa artık.
Will you phone me before you get on the plane?
Uçağa binmeden beni arar mısın?
No. But before you get on the plane.
Hayır, uçağa binmeden önce.
What are you going to tell the pilot when you get on the plane?
Uçağa binince pilota ne diyeceksin?
That's what they tell you, get on the plane, get on the plane.
Bir de uçağa biniş yapınız derler.
Get on the plane.
Uçağa bineceksin.
Susan, get on the plane.
Susan, uçağa bin.
- Get on the plane.
- Uçağa bin.
Just get on the plane.
Binin uçağa.
I had to buy the ticket so I can get on the plane to take her off the plane. Here.
O uçağa binip onu indirebilmek için bilet almak zorundaydım...
She didn't even get on the plane.
Uçağa bile binmemiş.
We'll get on the plane and get outta here.
Şimdi uçağa binip buradan gideceğiz.
Sully will make sure you get on the plane.
Sully uçağa bindiğinden emin olmak için burada.
I gota get on the plane.
Uçağa binmeliyim.
- Get on the plane, you maniac!
- Uçağa bin, seni manyak!
Without them, there's no way I'll get past the retinal scan and on that plane.
Onlar olmadan göz taramasını geçip o uçağa binmeme imkan yok.
I came down on the fastest plane I could get.
En hızlı uçağa atlayıp geldim.
Get me two tickets on the midnight plane.
Bu geceki uçağa iki bilet al.
Sorry to get you up so early, but I want these two letters to leave on the 9 : 30 plane.
Sizi erken saatte ayağa kaldırdığım için özür dilerim, ama bu iki mektubun 9 : 30 uçağı ile gitmesini istiyorum.
Miss Monteiro, the airport called and said they couldn't get reservations... on the 10 : 30 plane. You'll have to take the 7 o'clock.
Bayan Monteiro havalimanından arayıp saat 10.30 uçağına yer ayıramadıklarını saat 7 uçağına bilet almak zorunda olduğunuzu söylediler.
Okay, Chuck, let's get this on the plane.
Peki. Bunu uçağa yükleyelim.
Read them over carefully on the plane,... turn them over to intelligence when you get to Los Angeles.
Uçakta onları dikkatle oku. Los Angeles'a döndüğünde istihbarat birimine teslim edeceksin.
She says, "I'm in New York because I've never been to New York before." I said, " Get yourself on the plane.
O da bana : "New York'tayım çünkü daha önce hiç New York'u görmemiştim" dedi.
I... I've gotta get the 11 - I've gotta go home on the 11 : 30 plane. My...
Ben... 11 : 30 uçağına...
Sergeant, normally I wouldn't ask this of you, seeing your predicament but could I get a hand until we're on the plane?
Komiserim, normalde bu telaşlı günde sizden böyle bir şey istemezdim ama uçağa binene kadar bana yardımcı olabilir misiniz?
Sure none of the boys were on the plane with you, or saw you get on?
Binerken sizi görmediklerinden, uçağa binmediklerinden emin misiniz?
What you remember on the plane home won't help us get Ringerman right now.
Zira, eve dönerken uçakta hatırlayacağın bir şey Ringerman'ı hemen yakalamamıza yardımcı olmaz.
- Do you suppose I could borrow a couple of your men to get the wheel back on my plane?
Sizce, birkaç adamınızı ödünç alabilir miyim Uçağımın arka lastiğini tamir etmek için?
Get on the... plane.
Bin artık... şu uçağa.
So I go down to the airport in Los Angeles and get on a plane that's going to New York.
Sonra Los Angeles'teki havaalanına gidiyorum ve New York'a giden bir uçağa biniyorum.
Make sure the plane's really on fire before you get out.
Atlamadan önce, uçağın alev aldığından emin ol.
I get on a plane, I lock myself in the bathroom.
Uçağa binip kendimi tuvalete kilitliyorum.
We never took a picture of a plane crash as it happened or an automobile accident and get it on the 6 : 00 news.
Bir uçak ya da otomobil kazasını kaza anında görüntüleyip 6.00 haberlerine koyduğumuz hiç olmamıştır.
Soon as school finishes, Janina and I are gonna get on the first plane out of here.
Okulu biter bitmez Janina ve ben buradan ilk uçağa atlayacağız. Tamam mı?
Get on a plane and go home. Better still, go to the American Embassy.
Uçağa atla ve evine git, daha da iyisi Amerikan Büyükelçiliğine git.
No man has ever gotten to first base with her on the ground, but get her into a plane, she'll bat your balls right out of the park.
Ama uçağa bindiğinde, senin toplara öyle vurur ki, beyzbol sahasının dışına fırlatır.
Hey, that's an enemy plane! Get on the ground!
Düşman uçakları bunlar!
Get on the next plane home. And don't go back to the hotel.
En iyisi bir sonraki uçakla dönün.
You can't just get on a plane and make the whole world come out right!
Bir uçağa binip, tüm dünyanın peşinden gelmesini sağlayamazsın!
Don't get on a plane and then refuse to leave the ground.
Burada bir sürü insanın içindesin, tamam mı?
And I'm gonna put you on a plane and I'm gonna get you the hell out of here.
And I'm gonna put you on a plane and I'm gonna get you the hell out of here.
Go get on the plane.
New York'a aktarmasız uçuş. " - 302 numaralı uçuş için tüm yolcular... lütfen 7. kapıya... - Haydi şu uçağa bin.
Get on the damn plane.
Bin şu lanet uçağa!
Yeah, well, he does talk a little bit too much, but he can make miracles with special effects, and that's the way I'm gonna get us on that plane.
Evet şey, biraz fazla konuşur ama özel efektler ile mucizeler yaratabilir. Ve bizi o uçağa bu yöntemle sokacağım.
I'll get him on a plane in the morning.
Yarın sana gönderirim.
Get on the plane?
Uçağa atla hemen!
Let me tell you two stupid motherfuckers something. I don't want to get another phone call like this, because if I do I'll get on a fuckin'plane, and I'm gonna blowtorch the both of you. Do you understand?
- Size şu kadarını söyleyeyim geri zekalılar... bir daha beni arayıp böyle bir şey söylemeyin, yoksa uçağa atladığım gibi gelip sizi kızartırım.
We'll get the rest of the money on the way to the plane.
Uçağa giderken paranın kalanını da toplarız.
I'm gonna get on that plane,'cause if I don't, I'm gonna regret it for the rest of my life.
Uçağa bineceğim çünkü aksi takdirde, hayatımın geri kalanında pişmanlık duyarım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]