Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Give me another

Give me another перевод на турецкий

1,401 параллельный перевод
Give me another handshake.
Evet. Yine el sıkışalım.
- Give me another chance.
- Bana bir şans daha ver.
Sir, give me another bike.
Efendim, bana yeni bir bisiklet verir misiniz?
You wanna give me another attack?
- Bana yeni bir kriz mi geçirteceksin?
The judge isn't going to give me another continuance.
Hakim bana yeniden süre erteleme vermiyor.
Oh, my God, you're gonna give me another heart attack.
Aman Tanrım, bana bir kalp krizi daha geçirteceksin.
Give me another arm.
Diğer kolunu da ver.
Give me another chance.
Bana bir şans daha ver.
- Trying to give me another heart attack?
- Bana yine kalp krizi geçirtmeye mi çalışıyorsun?
If you are here to give me another lecture go away
Eğer yine bana ders vermeye geldiysen git başımdan
That is if you're willing to give me another shot.
Tabii bana bir şans daha vermek istersen.
Give me another choice.
Bana başka bir seçenek ver.
Hey, G Gordon, don't give me another reason to shoot you, all right?
Hey, G Gordon, bana seni vurmak için başka nedenler verme, tamam mı?
My Doggett would've called that crazy too. But give me another theory that fits.
Benim Doggett'im belki çılgınca ama... o zaman bana uygun başka teori ver.
Goddammit, give me another chance!
Nuh-Uh.
Hey, I'll apologize for global warming ifyou'll give me another chance.
Hey, küresel tehlike için özür dilerim bana bir şans daha verirsen eğer
And I'd be willing to spend the rest of my life begging you to give me another chance because I am so deeply in love with you and I know it's definitely that forever kind of love...
Bana bir fırsat daha vermen için hayatımın sonuna kadar sana yalvarabilirim çünkü bunun sonsuza dek sürecek bir sevgi olduğunu biliyorum.
GIVE ME ANOTHER CHANCE.
Bana bir şans daha verin.
There you go. Give me another one.
İşte oldu.Bir tane daha ver.
You're back to bargaining. Mm-hmm, come. Give me another prediction.
- Yine pazarlık yapıyorsun.
Please, give me another chance.
Lütfen bana bir şans daha ver.
Give me another five minutes.
Bana beş dakika daha ver.
Give me another.
Bir tane daha ver.
- Give me another chance. Please.
Bana bir şans daha ver.
Give me another chance.
Bana bir şans daha ver
Give me another drink!
Bir içki daha.
Give me another.
Bir tane daha.
Give me another drink.
Bir içki daha ver.
Can you give me another one.
Başka bir tane verir misiniz?
Just give me another chance, baby.
Sadece bana bir şans daha ver, bebeğim.
Give me another hour, you'll be in a coma.
Bana bir saat daha ver, seni komaya sokarım.
Hey, give me another one.
Hey, bana bir tane daha ver.
Why don't you give me another explanation.
bunlar mantıksız neden bana başka bir açıklama yapmıyorsun?
Give me another analysis or I'll put your Taylor hula-hooping dream into a whole other context.
Bana başka bir analiz yapmazsan Taylor'ı hula-hoop çevirirken gördüğün rüyayı çok farklı yorumlarım.
Because when I buy margarine again, I'm pretty sure they're gonna give me another container to take it home in.
Çünkü bir daha margarin aldığımda, kutuyla vereceklerinden eminim.
- Give me another slice.
- Bir dilim daha versene.
If you give me another chance, I'll do anything to make it up to you.
Bana bir şans daha verirsen, hatamı telafi etmek için her şeyi yaparım.
Now just give me another chance.
Yeter ki bir şans daha ver.
Give me another one.
Bana bir kart daha ver.
- Just give me another minute.
- Bana bir dakika daha tanı.
I was so looking forward to this day when it would feel right for you and me to give it another try, you know.
İlişkimize bir şans daha vermek için, aramızın düzeldiği ve doğru anın geldiği günü sabırsızlıkla beklemiştim.
Give me another beer.
Bir bira daha verin.
I'll just grab another one and that's- - all right, give--give me the pop-tart.
Başka bir tane alırım. Pop Tart'ı ver.
I don't give a damnone way or another as long asthey don't bother me.
Beni sıkmadıkları sürece onlara o kahrolası yolu göstermeyeceğim.
But like you gave me a second chance, help me to give these boys another chance.
- ama bana ikinci şans verdiğin gibi
Why not? To give them another reason to trash me?
Benimle dalga geçmeleri için onlara başka malzeme veremem, buna niyetim yok.
Let me give you another helping!
Sana biraz daha servis yapayım!
NOW, YOU KNOW THAT ONE WAY OR ANOTHER YOU'RE GONNA GIVE ME A LIFT, SO YOU MIGHT AS WELL TAKE THE CHECK AND GET A CONDO OUT OF IT.
Öyle ya da böyle beni havaalanına bırakacaksın, o yüzden bu çeki kabul edip evini alabilirsin.
- Give me that. Get another backboard.
Onu bana ver Charlie için bir arka tahtası daha getir.
Allow me to give you another narrow perspective.
İzin ver de sana bir başka dar bakış açısı sunayım.
All right, look, look, look Just give me another chance and I promise you will leave here inspired
Selam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]