Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Glasses

Glasses перевод на турецкий

8,280 параллельный перевод
Exhibit "B" - - those glasses- - two hours on eBay.
İkinci örnek : O gözlük. eBay'de iki saat harcadı.
Darby would smear peanut butter all over him, he'd dive through broken glass, we'd break glasses on his head.
Darby her tarafına fıstık ezmesi sürüyordu. Kırık camın üstüne atlıyordu. Kafasında cam kırıyorduk.
- I'm digging this guy's glasses.
- Bu adamın gözlüklerini beğendim.
Tell me about these champagne glasses.
Bu şampanya kadehlerinden bahsedelim.
And when they nail it, they like to take their stick and smash it through the champagne glasses in victory.
Ve başardıklarında istekayı ellerine alıp boydan boya bütün kadehleri parçalarlar. ... zafer!
Curly hair, glasses.
Kıvırcık saçlı, gözlüklü.
Our two glasses of wine every morning before going to work.
Her sabah işe gitmeden önce iki bardak şarabımız.
* oh, potatoes and molasses * * if you can't see'em put on your glasses * * they're shiny and large like a fisherman's barge * * you know you eat enough when you start seeing stars *
# ve ağzın sulanıyorsa # # beynini ufalanmaktan # # uzak tutacak tek şey var # # patatesler ve pekmez # # eğer göremiyorsan gözlüklerini tak # # balıkçı teknesi gibi parlak ve büyük # # yeterince yediğini anlarsın yıldızları görünce #
Glasses are in the other box.
Bardaklar diğer kutuda.
Can you come with your glasses as well, please?
Siz de bardaklarınızla gelebilir misiniz?
It's 8 : 30, she's already had three glasses of her special vodka lime juicy and she's face down on the kitchen floor.
Saat sekiz buçuk, çoktan üç bardak limonlu vodkasını içti ve mutfakta yüzüstü yatıyor.
Can I go in there and get my glasses without being shot?
Oraya gidip vurulmadan bardağımı alabilir miyim?
Miss Mi Young, two glasses of Americano here!
Mi Young, buraya iki Americano!
I knew one girl in my old days who wore big glasses.
Büyük gözlükler takan bir kız tanırdım eskiden.
It's from that kid with the glasses.
Şu gözlüklü çocuktan.
The fat dude with the glasses.
Gözlüklü şişko eleman.
Glasses or cups, whatever it was upside-down.
Bardak ve kapları ters koyardık.
Glasses or cups, whatever it was, upside-down.
Bardak ve kapları, ters koyardık.
Where are your glasses?
Gözlüklerin nerede?
Wear your glasses.
Tak şunları.
I watched distance between the tops of the sewer I thought that there must be some just below the guillotine I noticed the loose plank under the basket Calculate the angle at which the sun will be reflected in the glasses momentarily blinding the executioner and chose that moment to put the melon Which gave me the extra weight to facilitate my escape.
Çok basit, Sherman. Lağım kapaklarının arasındaki uzaklıklarına bakınca giyotin'in tam altında bir tane daha olacağını farkettim. sonra farkettim ki sepetin altında gevşek bir tahta var batan güneşin senin gözlüklerinden sekip....... cellatı anlık kör edecek açıyı hesapladım....... ve cellat'ın kavununu alarak bana ağırlık katacak o anı seçtim ki bu benim kaçmamı kolaylaştırdı.
Look, there's the rings from the glasses on the canvas, there.
Bak, burada içki bardağının izi hala duruyor.
Let's raise our glasses in honor of the book, which was published. - Good luck!
Yayımlanan kitap, şerefine kadehlerimizi kaldıralım.
Shut the fuck up and put your glasses down.
Kesin sesinizi. Bardakları da indirin.
I said, put the fucking glasses down!
Size bardakları indirin dedim!
Hey, I bet you $ 200 million that lady in the glasses wins that bet.
Hey, gözlüklü hanımefendinin o bahsi kazanacağına 200 milyon dolar bahse varım.
"years, lovers and glasses or wine... these are things that are never kind"
Yıllar, aşıklar, şarap kadehleri insana karşı asla merhamet göstermezler.
Lei, what happened to your glasses, baby?
- Lei, gözlüklerine ne oldu, bebeğim?
And I remember looking out into the outfield grass and Ned's still there, just looking for his glasses.
Ve sahaya baktığımda Ned'in orada gözlüklerini aradığını gördüm.
Fattuh asked me why I always request two glasses of tea.
Fattuh her defasında neden iki çay istediğimi soruyor.
I'm sorry, we have no glasses.
Maalesef bardağımız yok.
What... Camera Glasses?
Kamera gözlükleri mi?
See those glasses on the table?
Masanın üstündeki gözlükleri gördünüz mü?
He was wearing these glasses with... the tiny camera on them.
Üstünde şu küçük kameralar olan gözlükleri takıyordu.
And my manager started bitching me out, so I shoved him and his American Girl Doll glasses broke.
Menajerim de başımın etini yemeye başladı. Ben de adamı ittim ve oyuncak bebek gözlükleri kırıldı
Do you want to borrow my glasses?
Gözlüğümü vereyim mi?
Two glasses of milk, please.
İki bardak süt, lütfen.
( GLASSES CLINKING ) ( VICTOR CONTINUES LAUGHING ) Mmm...
( GÖZLÜK clinking ) ( VICTOR gülüyor DEVAM EDİYOR ) Mmm...
Tell him that you left your reading glasses at home.
Okuma gözlüklerini evde unuttuğunu söyle.
I mean, if he can't even hear the subject mentioned, you don't have to go kicking over glasses and it's just ridiculous.
Eğer bahsedilenlere kulak asmıyorsan gidip cama tekme atmazsın. Çok saçma.
Give the kids some space to walk, he might drop the glasses.
Çocuklar biraz kenarda oynayın, bakın yoksa bardaklar kırılacak.
Aren't you wearing your glasses?
Bir de gözlük kullanıyorsun, iyi bak!
Mister, two glasses of juice.
Bayım, 2 bardak meyve suyu.
Look, just so you know, got no rocks glasses, ice, or olive.
Bakın, rock bardağı, buz ya da zeytin yok.
Now got your glasses?
Gözlüklerini aldın mı?
I've prepared the glasses.
Bardakları hazırladım.
Next guy that comes out of the bathroom, if... he's wearing glasses - we stay.
Tuvaletten ilk çıkan adam eğer gözlük takıyorsa burada kalıyoruz.
If he's wearing glasses - just, just. You're on.
- Hadi ama gözlük takıyorsa kalıyoruz bu kadar.
Okay, take your glasses off just for a second. Let me have a look. Let me have a look.
İki saniyeliğine gözlüklerini çıkar da, sana bir bakayım.
[glasses click ] [ door opens] Whoa, kid. Slow down. Mom!
Ve ben eğer ikinci bir şans hakediyorsam onlar da hakediyor.
Hmm. My glasses, please.
Gözlüklerimi verir misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]