Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Goes without saying

Goes without saying перевод на турецкий

361 параллельный перевод
But that goes without saying, Tracy.
Bunu söylemen çok yersiz, Tracy.
That goes without saying.
Söylemeye gerek yok.
It goes without saying... that it is just as important for the state's attorney... to use the great powers of his office... to protect the innocent as it is to convict the guilty.
Eyalet savcısının makamının büyük güçlerini suçluyu mahkum ettirmek için olduğu kadar masumları korumak için de kullanmasının aynı derecede önemli olduğunu söylemeye gerek yok.
The reasons for Sissi's actions are still unknown to me, Mother, but it goes without saying that I identify with everything she does.
Sissinin niçin böyle davrandığını henüz bilmiyorum, Anne. Ama söylemeye gerek yok, ne yapmışsa beni de bağlar.
Well, that goes without saying!
Söylemeye gerek yok!
It goes without saying that I'm proud of all of you.
Hepinizle gurur duyduğumu söylememe gerek yok.
That goes without saying.
Söylemene bile gerek yok.
The center will have our unconditional support. That goes without saying.
Merkez bizim şartsız desteğimizi alacak.
That goes without saying, but yours more.
Benimkine ne olduğu ortada.
And the señorita's appearance is unsurpassable, it goes without saying
Soğuk sizi korkutmuyor. Ve söylemeye bile gerek yok ama señorita mükemmel görünüyor.
Chohachi, that goes without saying. He may have been a fine samurai before, but... now he's nothing compared to me, Banemon of the Konos.
Chohachi, bunu söylememe gerek yok ama... o eskiden iyi bir samuraydı fakat... şimdi benimle, Kono'lu Banemon ile kıyaslayınca o bir hiç.
That goes without saying.
Evet, doğru.
- It goes without saying.
- Söylemeye gerek yok.
It goes without saying that it goes without saying.
Söylemeye gerek yok demeye gerek yok.
That goes without saying.
Söylemene gerek yoktu.
You are saying... lt goes without saying... your Hua Shan's kung fu is great
Nedir Efendim? Hiç şüphe yok ki, Hua Shan okulunun kung fu tekniği olağandışı!
That goes without saying, Mr Preskovitch.
- Söylemene bile gerek yok Bay Preskovitch.
Goes without saying.
Konuşmadan akışına bırak.
Goes without saying.
Şüphesiz.
Goes without saying.
Şüphe götürmez.
It goes without saying.
Söylemene gerek bile yok.
It goes without saying.
Bunu söylemene gerek yok.
That goes without saying!
Söylemekle olmuyor!
That goes without saying.
Yokluğunuza dayanmaya çalışacağım.
Goes without saying.
Söylemene gerek yok.
It goes without saying, your business means more to them than Morse.
Senin onlar için Morse'dan daha önemli olduğunu söylemeye gerek yok.
That goes without saying.
Lâfını etmeye bile gerek yok.
That goes without saying.
Orası öyle.
And of course, it goes without saying, that I would like to visit Tibet.
Ve tabii ki, Tibet'e gitmek istediğimi söylemezsem olmaz.
- Harry, that goes without saying.
- Harry, sorman bile hata.
That goes without saying.
Sözünü etmeye değmez.
It goes without saying that one man's floor is another man's ceiling.
bir adamın tabanı diğerinin tavanı olduğunu söylememe gerek yok.
And that goes without saying.
Bunu söylemeye bile gerek yok.
That goes without saying.
Bunu söylemeye gerek yok.
- That almost goes without saying doesn't it, sir?
- Söylemesine bile gerek yok değil mi, efendim?
That goes without saying, doesn't it?
Bunu söylemeye gerek bile yok, değil mi?
Obviously the boy will be involved. That goes without saying.
Çocuk ancak soruşturmanın ileri safhalarında olaya dâhil edilecek.
Oh, no. That goes without saying'cause I was just...
Ah, hayır, söylemenize bile gerek yok, ama ben sadece...
And it pretty much goes without saying, that I'm out.
Ve söylememe gerek yok, ben de giderim.
- That goes without saying.
- Söylemeye gerek bile yok.
Frasier goes without saying it.
Frasier da her gün söylemiyor.
- Yes, that goes without saying.
- Evet, söylemesine gerek yok.
Well... that goes without saying.
Olabilir... Birşeyede karışmasan olmaz.
- Yes, that goes without saying.
- Evet. Bunu söylemeye gerek yok.
About that dream I mentioned to you earlier... It goes without saying, I'd rather you didn't share that.
Roz, sana bahsettiğim rüyayı kimseye anlatma.
I guess that goes without saying.
Sanırım söylememe gerek yok.
Look, I know that this goes without saying.
Bak, bunu söylemeden geçemeyeceğim.
That goes without saying.
Bunu söylemeye bile gerek yok.
He goes off for a whole week without saying goodbye... then doesn't even stop in to see how you are.
O bir hafta boyunca hoşça kal demeden çekip gider sonra seni görüp nasılsın demeden duramaz.
Oh, that goes without saying.
- Elbette, evet.
We already told you we were drunk, Ted. That goes without motherfucking saying.
Dedik ya, sarhoşuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]