Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Gotta

Gotta перевод на турецкий

109,974 параллельный перевод
I gotta recalibrate the time drive.
Zaman sürücüsünü yeniden ayarlamalıyım.
The lying to Kara. It's gotta stop.
Bunlar durmak zorunda.
Gotta be honest.
Dürüst olmak gerekirse.
If I'm right, you gotta try vegan ice cream.
- Eğer haklı çıkarsam, vejeteryan dondurma denemek zorunda olursun.
I gotta go.
- Gitmem gerek. - Gitmem gerek. Winn?
And I gotta say... It pays off.
Ve söylemeliyim ki işe yarıyor.
Gotta swipe right till you find the one. Right?
Birini bulana kadar sağa kaydırmalısın *, değil mi?
Sorry, she's gotta pay for what her cousin did to your brother.
Ona zarar verme! Üzgünüm, kuzeninin kardeşine yaptıklarını ödemek zorunda.
Right? Like you gotta love any place where the air smells like cinnamon.
Sonuçta havanın tarçın gibi koktuğu bir yeri sevmemek imkansızdır.
We gotta go!
Kaçın!
I gotta go.
Gitmem grek.
I gotta go.
Gitmem lazım.
Familiarize yourself with the equipment there. I gotta go check on the hunt for the fusion bomb.
Füzyon bombası avını kontrol etmem gerek.
You gotta give me the benefit of the doubt this time.
Bu sefer bana inanman gerek.
- No, I gotta do it alone.
- Hayır, yalnız halletmem gerek.
Gotta be. Ugh!
Olmak zorunda.
It's just, like, when a beautiful woman asks you to do something, you gotta do it! Right, you know?
Güzel bir bayan senden bir şey yapmanı istediğinde, yapmak zorunda olman gibi bir şey!
You gotta decide if those reasons are good enough for you or not.
Bu sebeplerin senin için yeterince iyi olup olmadığına karar vermen gerek.
I just gotta say that I'm pretty sure this Cisco fellow and I would just be BFFs if, you know, we lived in the same dimension.
Söylemem gerek ki dostum Cisco ile aynı boyutta yaşasaydık eminim çok iyi arkadaş olurduk.
But I gotta go chase down the fastest man alive.
Ama yaşayan en hızlı insanı yakalamam gerek.
You've gotta get out of here.
Hemen buradan çıkmalısın.
You guys, listen, we gotta move.
Gençler dinleyin, harekete geçmeliyiz.
That's gotta be a short list.
Bunu bilen listesi çok kısa olsa gerek.
You gotta give them something, Ricky.
Onlara bir şey vermen gerek Ricky.
- We gotta get it right.
- Bunu doğru halletmeliyiz.
I gotta get this.
Buna bakmam lazım.
I gotta say. Yeah, they are the best in the city.
- Evet, en iyi yer burası.
Marcus knows where his mom is, but he's gotta take us to her.
O zaman saldırabiliriz. - Marcus annesinin yerini biliyor.
We gotta get out of here.
Buradan hemen çıkmalıyız!
I'm sorry, I gotta take this.
Üzgünüm, buna bakmalıyım.
I gotta say, they look a lot better on you, Mrs. Underwood, than they would on Governor Conway.
Vali Conway'e size yakıştığı kadar yakışmazdı doğrusu.
Uh, I gotta take this.
Buna bakmam lazım.
You gotta get outta here and see your girl.
Buradan çıkıp kızını görmelisin.
If you want her, you gotta buy her, like an American.
Onu istiyorsanız satın alacaksınız. Aynı bir Amerikalı gibi.
But listen, you gotta make sacrifices if you wanna look DIY fly like me.
Ama benim gibi doğal görünmek için fedakârlık yapmanız lazım.
All morning, "I gotta go, I gotta go."
Sabahtan beri "Tuvaletim geldi" diyor.
I think he gotta go big bathroom.
Galiba büyüğü gelmiş.
Listen, I gotta tell you something.
Sana bir şey söylemem gerekiyor.
You gotta do you, girl.
Kendini düşüneceksin kızım.
Look, I got to spread my cheeks and she gotta get up in there.
Popomu ayıracağım, o da arasını tıraşlayacak.
- This gotta work.
- Yaramak zorunda.
No, I gotta do the PR.
Tanıtım yapmam lazım.
'Cause, don't forget, for all this to work, you gotta kill me.
Tekrar söylüyorum, bu işi yapacaksanız beni öldürmelisiniz.
You're gonna tell an American treasure he's gotta sit in the back?
Bir Amerikan hazinesine arkada oturmasını mı söyleyeceksin?
Come on, we gotta be at Logan in two hours.
Hadi, iki saat içinde Logan'da olmalıyız.
Why you gotta make this ugly?
Neden bunu çirkinleştirmek zorundasın?
If I'm out here with Maggie, screwing, you gotta wait till we're done.
Maggie ile orada düzüşüyorsam işimiz bitene kadar bekleyin.
Okay, well, you gotta take that down.
Tamam, şey, onu aşağıya indirmeniz gerek.
I gotta take a piss.
İşemem gerek.
- You gotta be quiet now.
- Hemen sessiz olmalısın.
- I gotta put a new one on.
- Yeniden yapmam lazım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]