Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ G ] / Growing up

Growing up перевод на турецкий

3,488 параллельный перевод
- Yeah. We'II always be part of each other, Iike, growing up.
Büyürken hep... birbirimizin hayatının parçası olacağız.
You know, I think it might have to do with the fact that I was able to be at home when he was growing up.
Onu büyütürken hep yanında olduğum için bu kadar iyi anlaşıyoruz.
- I can't believe they're growing up so fast.
- Bu kadar hızlı büyüdüklerine inanamıyorum.
I had a yorkie, growing up.
- Çocukken bir Yorkie'm vardı.
But because you're growing up, your sweat glands start to behave differently.
Ama büyüdüğün için, ter bezlerin farklı davranmaya başlıyor.
It's just part of growing up.
- Bu da büyümenin bir parçası.
Growing up, all my parents ever did was argue.
Ben büyürken, annemlerin tek yaptığı bağırmaktı.
I had bulldogs growing up.
Bulldog yetiştirmişliğim vardır.
Now, thank God, some of us are growing up and giving back.
Şimdi, neyse ki, bazılarımız büyüyoruz ve olgunlaşıyoruz.
I wasn't the best athlete growing up, and my dad never missed an opportunity to point that out.
Küçükken çok atletik biri değildim ve babam da her fırsatta bunu yüzüme vururdu.
I thought she was being sarcastic, because when I was growing up, I thought people who wanted to be happy were weak...
Ben alay ettiğini sanırdım, Mutlu olmak isteyen insanların zayıf ve güçsüz olduklarını sandım
Did someone shove you around growing up?
Küçüklüğünde birisi sana çok mu kötü davrandı?
Growing up with Dwight and Mose was not easy.
Dwight ve Mose'la büyümek kolay değildi.
I know. I'm growing up. Oh.
Evet, olgunlaşıyorum.
You want him growing up without a father, too?
Onun da mı babasız büyümesini istiyorsun?
It's probably because they were bullied growing up.
Muhtemelen büyürken çok dalga geçildiği içindir.
And part of growing up, means you...
Ve büyümek demek...
I even imagine my son growing up and getting married.
Oğlumun büyüyüp evlendiğini bile hayal ediyorum.
She's growing up a whore anyway, isn't she?
Sonunda orospu olmayacak mı nasıl olsa?
My brother had one while we were growing up.
Büyürken erkek kardeşimin bir tane faresi vardı.
It's a part of growing up, Aya.
Bu da büyümenin bir parçası, Aya.
November 4, 3 : 46 p.m. I asked her if she dated a lot growing up.
Ayın dördünde saat 15 : 40'ta ona fazla kimseyle çıkıp çıkmadığını sormuştum.
Growing up without a childhood.
Çocukluğunu yaşamadan büyümek.
Anyways, I've just been thinking a lot about growing up recently, and, like, I realized that I'm always gonna be surrounded by people.
- Evet. Son zamanlarda büyümek üzerine düşünüyordum ve her zaman etrafımda insanlar olacağını anlamış bulunmaktayım.
To save him from the same fate I suffered. Growing up without a father.
Benimle aynı kaderi paylaşıp babasız büyümemesi için yaptım tüm bunları.
You've sentenced him to a fate much worse. Growing up as your son.
Senin oğlun olarak büyümesine izin vererek çok daha kötü bir kadere mahkûm ettin onu.
I can hardly believe you're growing up so fast.
Bu kadar hızlı büyüdüğüne inanamıyorum.
Just growing up, my mother was always very... Cold and distant.
Ben büyürken, annem hep annem bana soğuk ve mesafeli davranırdı.
I kept my head down growing up, or else nose in a book.
Başımı kaldırmadan ya da bir kitaba gömerek büyüdüm.
Bet you ain't had no father growing up.
Kesin büyürken senin de baban yanında değildi.
Apparently, everyone in this town hates me, and I never had any friends growing up.
Görünüşe göre, bu şehirde herkes benden nefret ediyor, ve büyüyen hiçbir arkadaşım olmadı.
I just don't wanna see you fall. And I appreciate that, but I'm growing up.
# Bir dileğin gerçekleşmesini bekleyen #
Look, Brick's growing up.
Bak Brick büyüyor.
They're growing up.
İşte büyüdüklerinin bir göstergesi.
When you were growing up in Iran during the war with Iraq...
Siz İran'da büyürken Irak ile savaş vardı...
She didn't want you growing up missing someone you never knew.
Senin hiç tanımadığın birini özleyerek büyümeni istemedi.
She's really growing up.
Koca kız olmuş artık.
Growing up in an orphanage, you have to fight other kids for everything- - snacks, pillows, parents.
Yetimhanede büyüdüyseniz diğer çocuklarla kavga etmelisiniz... .. atıştırmalar, yastıklar, aileler için.
Growing up with four brothers made me two things - - a sports junkie and super competitive.
Dört erkek kardeşle büyümek iki özelliğimi geliştirdi. Spor müptelasıyım ve acayip rekabetçiyim.
He's growing up so fast.
Çok çabuk büyüyor.
Oh, he's growing up so fast.
Çok çabuk büyüyor.
- He's growing up so fast.
Çok çabuk büyüyor.
They're growing up so fast.
Çok hızlı büyüyorlar.
- Tough growing up?
- Zor bir çocukluk mu geçirdin?
I mean, two big obstacles growing up gay are confusion and lack of acceptance, and I was lucky I didn't suffer in either department.
Eşcinsel olarak büyürken karşılaşılabilecek kafa karışıklığı ve kabul edilmeme engellerine takılmadığım için şanslıyım.
Is that why I didn't have any friends growing up?
Bu yüzden mi büyürken hiç arkadaşım olmadı?
When I was growing up, it was just me and my mom.
Ben büyüme çağındayken, sadece annem ve ben vardık.
Well, I have an asshole alien growing inside me and I'm waiting for a strange man to put his hand up my vagina, which I'm pretty sure I prefer to my husband's.
İçimde bir uzaylı büyüyor ve yabancı bir adamı, elini vajinama koyması için bekliyorum. O elin kocamanınkinin olmasını tercih ederdim tabii.
I was a gymnast growing up.
Bir zamanlar jimnastikçiydim.
And business was growing. It was up 60 % from last year to this.
İş büyüyordu, geçen yıla göre % 60 yükseliş vardı.
And when the little boy woke up the next day, all the things he wanted were growing on trees.
Küçük çocuk uyandığında, istediği her şeyin ağaçlarda yetiştiğini görmüş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]