Guv перевод на турецкий
971 параллельный перевод
Do you mind if I pop off early tonight, guv?
Teşekkür ederim. Bu akşam biraz erken kaçsam baba?
Hello guv. Going to the pictures?
Selam patron, sinemaya mı gidiyorsun?
Morning, Guv'nor.
Günaydın, patron.
- I come about a very serious matter, Guv'nor.
- Çok önemli bir konu için geldim, patron.
Now look here, Guv'nor. Is this reasonable?
Bak ama, patron, bu oldu mu şimdi?
She sent back for her luggage, Guv'nor.
Valizini geri gönderdi, patron.
Listen, Guv'nor.
Dinle, patron.
I thank you kindly, Guv'nor.
Teşşekkür ederim, patron.
Of course they are, Guv'nor.
Tabii ki öyledir, patron.
I can't afford'em, Guv'nor.
Param yetmiyor, patron.
That's right, Guv'nor.
Pek doğru, patron.
No, no, don't look at it that way, Guv'nor.
Hayır, hayır, o gözle bakma be, patron.
What am I, Guv'nors both?
Neyim ben, ikinize de soruyorum, patronlar?
So help me, Guv'nor.
Yardım etsene, patron.
Thank you kindly, Guv'nor.
Sonsuz teşekkürler, patron.
Just give me what I ask, Guv'nor.
Sen bana istediğimi ver, patron.
- No, not now, Guv'nor.
- Hayır, şimdi olmaz, patron.
Thank you, Guv'nors both.
İkinizi de teşekkürler, patron.
She's a credit to me, ain't she, Guv'nor?
Onunla gurur duyuyom, haksız mıyım, patron?
No, Guv'nor, not me.
Yok patron, ben öyle şey yapmam.
If you want Eliza's mind improved, Guv'nor, do it yourself.
Eliza'nın beynini düzeltmek istiyosanız, kendiniz yapın, patron.
I'm feeling uncommon nervous about the ceremony, Guv'nor.
Tören yüzünden alışılmadık şekilde heyecanlanıyorum, patron.
- Who told you that, Guv'nor?
- Bu size kim söyledi, patron?
That ain't the natural way, Guv'nor.
Doğal olanı bu değil, patron.
- I did, guv'nor, just before I came here.
Ettim patron, şimdi oradan geldim.
Check here for a bottle ofbrandy. Okay, guv?
Buraya bir şişe brendi, duydun mu patron?
- At your service, guv'nor. Bill, me lad, have you ever been down a chimney?
Bill, evladım, şimdiye dek hiç bir bacadan aşağı indin mi?
Guv'nor, I been down more chimneys...
Patron, sürüyle bacadan indim ben- - Harika, harika.
Righto, guv'nor.
Tamamdır patron. Canavar mı?
- But, guv'nor...
- Ama - ama-patron- - - İyi şanslar, Bill.
Don't shoot, Guv. Don't shoot.
Ateş etme ahbap, ateş etme!
- Yes, Guv.
- Evet ahbap.
- Yes, Guv. I swear it.
- Evet ahbap, yemin ederim.
- Can't I do something else, Guv?
Başka bir şey yapamaz mıyım ahbap?
Blimey, guv'nor, why?
- Vay canına, neden?
Turn it up, Guv.
Hadi ama patron.
You'll have to go in alone, Guv.
İçeri tek başına gitmelisin.
I'm sorry, Guv. I wasn't thinking.
Afedersin patron, akıl edemedim.
Oh, come off it, Guv.
Saçmalama patron.
- What's wrong, guv'nor?
- Ne var şef?
What, guv'nor?
Ne?
Who knows, guv'nor, whom do you hide there?
Kim bilir, bayım, orada kimi saklıyorsun
He's a moody guv, ain't he?
Çok aksi bir adam, değil mi?
Got a light, guv?
Ateşin var mı?
A grateful voice murmured, "Much obliged, guv'nor."
Minnettar bir ses : "Çok minnettarım, vali." diye mırıldandı.
Right, guv'nor.
Tamam, şef.
No go, guv'nor.
Kimse yok, şefim.
I confess, guv'nor. I stole it to rob a bank.
Bir banka soymak için çalmıştım.
Give us the price of a quart of gin, guv.
Çeyrek şişelik cin parası versene patron.
Just a quart, guv.
Sadece çeyrek patron.
Go on, guv, will you?
Haydi patron, verecek misin?