Habits перевод на турецкий
1,705 параллельный перевод
The killer seems to know the habits of all his victims and is using it to capture them.
Katil, kurbanların alışkanlıklarını çok iyi biliyor olmalı. Bu bilgiyi, onları yakalamak için kullanıyor.
The habits and ambitions of women are more a mystery to me than Egyptian hieroglyphics.
Kadınların huyları ve istekleri benim için Mısır hiyerogliflerinden daha da gizemli.
SURE, CAT'S AWAY, BAD HABITS SET IN.
Tabii, kedi gidince meydan farelere kalir.
No bad habits?
- Hiç kötü huyun yok mu?
No, but neither did any of us change our habits or childhood friends so much.
Hayır ama, herhangi birimiz ne huyumuzu değiştirdik ne de çocukluk arkadaşlarımızı.
Yourneighborhood, habits, friendships...
alışkanlıklarınızı, arkadaşlarınızı değiştirmenize yardımcı olur.
Old habits plus old technology have predictable consequences.
Eski alışkanlıklar artı eski teknolojinin, tahmin edilebilir sonuçları vardır.
Old habits that are hard to change plus new technology can have dramatically altered consequences.
Değişmesi zor eski alışkanlıklar artı yeni teknolojinin etkileyici bir şekilde değiştirilmiş sonuçları olabilir.
I got bad habits.
Kötü huylarım vardı.
Well, with the help of copious amounts of therapy, I've managed to break some bad habits,
Bol bol terapinin yardımıyla, bazı kötü huylarımdan kurtulmayı başardım.
[Meredith] Letting go of old habits, old memories,
Eski anıları, eski alışkanlıkları geride bırakmak.
ok darling... I do not need to get people jobs, to find out about their culinary habits.
İnsanların yeme alışkanlığını öğrenmem için onlara iş vermeme gerek yok.
I have all these strange habits.
Tuhaf alışkanlıklarım var.
Looks like old habits die hard.
Eski alışkanlıklar kolay kolay bırakılmıyor anlasılan.
Sure, cat's away, bad habits set in.
Tabii, kedi gidince meydan farelere kalır.
Old habits die hard, I guess.
Eski alışkanlıklar kolay kaybedilmiyor herhalde.
Well, you know, if I'm not looking at the troops... they're apt to fall into unfortunate habits.
Askerlere bakmazsam talihsiz huylar edinebilirler.
Old habits die hard, I guess.
Eski alışkanlıklar zor kayboluyor.
Yeah, well... old habits die hard, right?
Bir daha olmayacak. Teşekkür ederim.
Apparently, along with a host of other eccentric habits, this guy's terrified of the police.
Adamın tuhaf alışkanlıklarından biri de polisten korkması.
A street kid who couldn't break his bad habits.
O kötü hatıraları dirilebilecek bir sokak cocuğu.
Sorry about the inconvenience. It's one of my bad habits.
Kusura bakma, kötü huylarımdan biri.
She used your phone, she knew about your affairs, and over time, she learned your habits, your secrets.
Telefonuzu kullandı, sizin aşk kaçamaklarınızı biliyordu, zamanla, sizin alışkanlıklarınızı öğrendi, hatta sırlarınızı. Sizi çalıştı.
Democracy has swept away good habits.
Demokrasi bu güzel âdetleri yok etti.
In our habits, our gestures, and in the choices we make.
Alışkanlıklarımız, hareketlerimiz, ve yaptığımız seçimler.
Did Jeff have any nasty habits?
Jeff'inde kötü huyu var mıydı?
Her phone records, credit card bills, personal habits.
Ben de telefon kayıtlarına, kredi kartı faturalarına, alışkanlıklarına baktım.
To document the mating habits of the North American casino whale in his natural habitat.
Kuzey Amerika Kumarhanesindeki erkeğin doğal yaşamındaki hareketlerini çekmeye.
Needless to say, I have some unusual habits, yet all these socially acceptable people can't wait to pick up hammers and publicly smash their food to bits.
Söylemeye gerek yok ama, bazı garip alışkanlıklarım vardır. Tüm bu topluma mal olmuş insanlar milletin önünde yiyeceklerini parçalamak için çekiçlerine davranmayı sabırsızlıkla bekliyorlar.
I was always cos? nervous... I had all these nervous habits.
çünkü her zaman çok sinirli hissederim ve sinir alışkanlıklarım vardı.
The two of you together could be enabling. Bad habits shared.
İkiniz birbirnize, kötü alışkanlıklara devam etmek için fırsat veriyor olabilirsiniz.
Her different habits and beliefs... have greatly influenced me.
Onun farklı inanç ve davranışları beni çok etkilerdi.
Old habits, you know?
Bilirsin, eski alışkanlıklar.
I have to give up a few old habits.
Eski alışkanlıklarımı bırakmam lazım.
Your genes are as responsible for that as my work habits.
Benim çalışma alışkanlığım kadar senin genlerin de bu işten sorumlu.
The sun's heat and power to evaporate water has had a profound effect on the bodies and habits of everything that lives here.
Güneşin ısısının ve suyu buharlaştırma kuvvetinin burada yaşayanların alışkanlıkları ve bedenlerinde büyük etkisi vardır.
But to live here lions have had to change their habits - prides are much smaller and their home ranges are very much bigger.
Ama aslanlar burada yaşamak için, alışkanlıklarını değiştirmişlerdir. Aileler çok daha küçük, av bölgeleri ise çok daha geniş.
Old habits...
Eski alışkanlıklar.
Yeah, they're called habits. Big white hats.
O giydikleri şeye cüppe deniyor.
He needs to break you down to un-learn you of your bad habits.
Kötü alışkanlıklarından vazgeçmen için seni zayıflatması gerekir.
They just target buying habits.
Alışveriş alışkanlıklarını inceliyorlar.
Old habits.
Eski alışkanlıklar işte.
Old habits die hard.
Eski alışkanlıklardan kolay vazgeçilmiyor.
Okay... again, the miniature suggests that the killer had an intimate familiarity with victim, home and habits.
Tamam... tekrar alalım. Makete bakarsan, katilin kurbanla, kurbanın eviyle ve kurbanın alışkanlıklarıyla çok yakın olduğunu düşünüyorsun.
I guess I should've said "habits".
Sanırım alışkanlıklar demeliydim.
I'm a little confused by your concern over your client's spending habits.
Müşterinin harcama alışkanlıklarına gösterdiğin ilgiden biraz kafam karıştı.
Look at her reading habits.
Okuma alışkanlıklarına baksana.
I guess old habits die hard.
Sanırım huylu huyundan vazgeçmiyor.
Quick, I need a few annoying habits of Danny's.
Hemen Danny'nin birkaç kötü alışkanlığına ihtiyacım var.
You know, there's a reason the other guys keep saying our spending habits are out of control.
Biliyor musun, diğer adamların harcama alışkanlıklarımızın kontrol dışı olduğunu söyleyip durmalarının bir nedeni var.
Do you mind if I ask some questions about your habits?
Sizin için her şeyi yaparım.