Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / He's here somewhere

He's here somewhere перевод на турецкий

361 параллельный перевод
Well, he's obviously around here somewhere.
Belli ki o buralardaymış.
He's got to be around here somewhere.
Onun buralarda bir yerlerde olması gerek.
He's in here somewhere.
Buralarda olmalı.
He's in here somewhere.
Buralarda bir yerde.
If there's such a thing as a soul, he must be here somewhere.
Eğer ruh diye bir şey varsa, buralarda bir yerde olmalı.
He must have been unavoidably detained somewhere. If he's not here in a few minutes I'll issue a bench warrant and forfeit his bail.
Biryerlerde gözaltına alınmış olmalı 5 dakika içinde burada olmazsa eğer yakalanma kararı alıp, kefaletini kaldıracağım.
Then he's somewhere between here and Vienna's.
Öyleyse burasıyla Vienna'nın Yeri arasında bir yerde olmalı. Hadi.
That maybe he's not far from here, holed up somewhere.
Bu yakınlarda saklanıyormuş.
Then he'll plant himself somewhere around here to cover Griff's back.
Sonra Griff'in arkasını kollamak için bir yerlerde kendisini yem yapacak.
I know he's here somewhere, but my eyes aren't what they used to be.
Onun burada bir yerlerde olduğunu biliyorum, fakat gözlerim eskisi gibi değil.
You mean he's here, hiding somewhere in the house?
Burada olduğunu, bir yerlerde gizlendiğini mi demek istiyorsun?
He's somewhere here, in the Aures Mountains with all they've got.
Buralarda bir yerde, Avras Dağlarında... ellerindeki her şeyle birlikte.
He's got to be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
I'm looking for an apache camp that's somewhere north of here. He knows where it is.
Yerli kampı hakkında birkaç soru sormak istiyorum.
He's probably still hiding around here somewhere.
Hala buralarda bir yerde saklanıyor olmalı.
He's around here somewhere. Hurry and find him!
- Burada bir yerlerde olmalı, çabuk bulun şunu!
Now, one thing for sure, as I'm standing here, we know he's out there right now somewhere, holding up another stagecoach.
Şimdi, burada durduğum gibi kesin bir şey,... şu anda orada bir başka posta arabasını soymakta olduğunu biliyoruz.
- He's waiting here somewhere.
- Buralarda bir yerlerde bekliyor.
All we know is, he's here somewhere.
Tek bildiğimiz buralarda bir yerde olduğu.
He's got to be around here somewhere.
O, buralarda bir yerde olmalı.
- He's in here somewhere.
O da burada bir yerde.
- I believe he's here somewhere.
- Sanırım buralarda bir yerde.
- He's around here somewhere.
- Buralarda bir yerdedir.
I know he's here somewhere.
Burada bir yerde olduğunu biliyorum.
He's in here somewhere and I'll find him.
Burada bir yerlerde olduğunu biliyorum ve onu bulacağım.
He's somewhere in here!
Burada bir yerlerde olmalı!
I know he's here somewhere.
Buralarda olduğunu biliyorum.
- He's right around here somewhere.
- Buralarda bir yerlerde.
He's got to be here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
He's around here somewhere.
Kokusunu alıyorum.
He's gotta be around here somewhere.
Buralarda bir yerde olmalı.
He's out here somewhere.
Buralarda biryerlerdedir.
He's right here... somewhere.
O tam burada bir yerlerde.
- He's out here somewhere! He's after me!
- Dışarıda bir yerde, benim peşimde.
He's probably around here somewhere. No.
Biraz yürümek istemiştir.
He's gotta be out here somewhere.
Buralarda bir yerde ortaya çıkacaktır.
He's somewhere between here, communications and the officers'gymnasium.
Burası, iletişim bölümü ve subay spor salonu arasında bir yerde.
He's gotta be somewhere around here.
Burada bir yerlerde olmalı.
He's around here somewhere.
Buralarda bir yerdedir.
He's here somewhere.
Buralarda bir yerde.
I know he's back here somewhere, girls.
Buralarda bir yerdedir kızlar.
He's gotta be around here somewhere.
Burada herhanbir yerde olabilir.
OOH, HE'S HANGING AROUND HERE SOMEWHERE.
Bir yere takılıp kalmıştır.
He's around here somewhere.
Buralarda bir yerde.
The professor's hat! He's around here somewhere.
Buralarda biryerlerde olmalı.
I know he's here somewhere.
Buralarda bir yerde olduğunu biliyorum.
He's out here somewhere.
O dışarıda bir yerlerde.
He's gotta be here somewhere.
Buralarda bir yerlerde olmalı.
He's in here somewhere.
Burada bir yerlerde.
Tell you what, long as he's here, I'm going to be somewhere else.
Bak ne diyeceğim, o burada olduğu sürece ben başka bir yere gidiyorum.
I know he's here somewhere.
Burada biryerlerde olduğunu biliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]