He's so nice перевод на турецкий
249 параллельный перевод
The wife is extremely rich. She even opened up that shop for him, so of course he should be nice to her.
Karısı çok zenginmiş, mağazayı o açtığından nazik olmalıydı tabii.
That's why... But he's so kind and nice and jolly.
Ama o çok sevecen, iyi kalpli ve neşeli biri.
He's so nice. I will miss him terribly.
Onu çok özleyeceğim.
He's so nice
Çok hoş biri.
He's so nice and so handy.
Çok hoş ve çok kullanışlı biri.
He's so nice, isn't he?
- Ne kadar keyifli, değil mi?
So he's not nice?
Öyleyse iyi biri değil.
So here he is, Vince Everett singing "Treat Me Nice"... on the new Laurel label.
İşte Vince Everett Treat Me Nice adlı şarkıyı söylüyor. Plak, yeni kurulan Laurel şirketinden çıkmış.
So he can go away. Take up a new life, take a new name and live like a nice old man should without a young wife he can't hold.
Yeni bir yaşam kurabilir, yeni bir isim alabilir ve iyi yaşlı bir adam gibi yaşayabilir tutamayacağı genç bir karısı olmadan.
He was so nice and understanding about the bill.
Hesaplarımıza hep anlayış gösterirdi.
And he wants very much to come to work here, and I think that's just wonderful, because he's very good and so nice, and he can start tomorrow.
Burada çalışmak istiyor. Bence bu harika. Çok iyi ve çok kibar biri ve yarın başlayabilir.
What makes it so nice is he thinks he's in love with you.
Bunu daha da hoş kılan, onun da sana aşık olduğunu sanması.
He's so nice.
Çok hoş biri.
He's so nice.
O çok hoş biri.
I play the devil's advocate in all this, and to do so I... seek and I find dangerous documentary evidence, which I'll give to our colleague so he can make a nice bonfire.
Tüm bu işte şeytanın avukatını oynadım ve bunu yapmak için çok tehlikeli olan belgeli kanıtlar aradım ve buldum, şenlik ateşi yaksınlar diye de onları iş arkadaşlarıma verdim.
Oh, he's so nice!
Onu kucağına al! Sıkıca tut!
As for knowing him... you seem like nice people, you want him back so bad, he's got to be all right.
Onu tanımaya gelince iyi insanlara benziyorsunuz onu bu kadar çok istediğinize göre o da iyi biri olmalı.
It's because he was so nice that he became like that.
O kadar iyi olduğu için sonradan böyle oldu.
He's so nice.
Çok tatlı.
He works for the city, so we can't bribe him with water... but maybe if you were real nice to him... he'd do us a favor, if you know what I mean.
Şehir için çalışır, yani ona su ile rüşvet veremeyiz... ama belkide onu gerçekten memnun edebilirsin... Ne kast ettiğimi anlıyorsan, bize bir iyilik yapabilir.
And he's so nice.
Çok iyi.
He's a yuppie, but he's so nice.
Bir züppe ama çok hoş.
You know, honey, I hate to argue with a man after he's been so nice to me but you were wrong about one thing.
Bana çok iyi davranan bir erkekle kavga etmek istemem. Ancak bir konuda çok yanılıyorsun.
So he's dying to get his hands on a nice white couple like you and Mrs. Ruskin.
Sen ve Bayan Ruskin gibi cici, beyaz bir çifti ellerine geçirmeye can atıyorlar.
Now, he's a shy one, so be nice.
şey o biraz utangaç, o yüzden ona iyi davran.
He's so nice.
Çok kibar.
Well, if he's so nice, why aren't you marrying him?
Peki, o kadar iyiyse, neden onunla evlenmiyorsun?
It's so perfect. He's a nice, sweet guy.
Bak harika biri, çok şeker ve düzgün bir adam.
He's ever so nice.
O çok iyi biri.
Our kissing is still nice, but he's so controlling about the oral sex.
Öpüşmemiz hala güzel, ama oral sekste kontrollü davranıyor.
He's travelled so far beyond right and wrong, he couldn't see them with a telescope on a nice, clear night.
İyi ve kötü arasında öyle çok gidip geldi ki sakin bir gecede teleskopla bile göremeyecek hale geldi.
So he's "just a nice guy."
Yani "iyi bir adam."
How come he's so nice to you?
Sana karşı neden bu kadar iyi?
He's singing so nice. Look at those eyes, look at the beauty.
Güzel söylüyor çocuk.
- Isn't he nice? He's so nice.
- İyi biri değil mi?
- Yes, I wonder why he's being so nice? - Here he comes!
— Evet, neden böyle iyi davranıyor merak ediyorum. — İşte geliyor.
He's so nice.
Öyle nazik ki.
Because he's so nice.
Çünkü iyi bir insan.
You go, "Willie at the job, he's so nice." Willie hates your guts.
Şöyle derler : "Willie iş başındayken çok nazik" Willie size ifrit olur.
- So he's nice?
- Yani iyi biri.
- He's so nice.
Çok nazik.
So he's a nice guy.
Yani o çok iyi biri.
I was actually trying to be nice to him but he's so freaked out... that he disobeyed your orders that he has to fuckin'squeal on me... and then I got to listen to your shit all-day And I didn't fucking do anything
Ona karşı iyi olmaya çalışıyordum ama o kadar korktu ki... verdiği sözü unutup beni sana ispiyonladı... ve ben kötü birşey yapmadığım halde bütün gün seni dinledim
You know, so, um, he's closed the drapes there so he can have a nice pleasant conversation with your little sister.
Bilirsin hani, şey perdeleri kapattı ya böylece küçük kız kardeşinle hoşça sohbet edebilecek.
In the case of the flutist, Benjamin Raspail... he did it to improve the sound of the Baltimore Philharmonic Orchestra... serving the not-so-talented flute player's sweetbreads to the board... with a nice Montrachet at $ 700 a bottle.
Flütçü Benjamin Raspail olayında... Baltimore Filarmoni Orkestrasının ses kalitesini düzeltmek için... fazla yetenekli olmayan flütçünün uykuluklarını şişesi 700 dolar olan... Montrachet şarabı eşliğinde yönetim kuruluna sunarak.
He's adorable, he is bright, and what's more, he is your father's partner's nephew, so you be nice.
Tapılası bir adam, geleceği parlak ve daha fazlası, babanın ortağının yeğeni. Ona biraz daha kibar ol.
I'm trying to be nice to him, so it'll be easier when I give him the papers. But if I'm nice, he thinks there's hope.
Ona karşı iyi olursam daha kolay veririm, ama iyi davranmam onun umudunu arttırır.
He tells them he's going to give them parts... so he can get a nice blowjob.
Onlara rol vereceğini söylüyor ki güzel bir oral yaptırabilsin.
That's nice, because Lemkin is paying off the sector police so he can run arms unchecked.
Güzel, Lemkin silahları kontrol edilmesin diye sektör polislerine rüşvet veriyor.
- It was so nice of him. - He's
Bunu yapması büyük incelik
Now, I wanna do this gently, so will you tell him that I think he's a really nice guy?
Ona "hoş birisin" de.
he's so cute 178
he's so handsome 49
he's so hot 26
he's so beautiful 30
he's so little 16
he's so funny 25
he's so sweet 53
he's so happy 18
he's sorry 51
he's so young 27
he's so handsome 49
he's so hot 26
he's so beautiful 30
he's so little 16
he's so funny 25
he's so sweet 53
he's so happy 18
he's sorry 51
he's so young 27
he's solid 19
he's so cool 26
he's so old 20
he's so good 24
he's so 52
so nice 87
so nice to meet you 176
so nice to finally meet you 21
so nice to see you 70
so nice to see you again 27
he's so cool 26
he's so old 20
he's so good 24
he's so 52
so nice 87
so nice to meet you 176
so nice to finally meet you 21
so nice to see you 70
so nice to see you again 27
nice 6605
nicely done 303
nice to meet you 4926
nicely 34
nicer 18
nice try 940
nice job 563
nice to meet you too 134
nice to see you 972
nice one 592
nicely done 303
nice to meet you 4926
nicely 34
nicer 18
nice try 940
nice job 563
nice to meet you too 134
nice to see you 972
nice one 592
nice shot 303
nice guy 145
nice shoes 81
nice hat 67
nice meeting you 395
nice catch 108
nice and easy 314
nice to see you again 321
nice talking to you 103
nice place 288
nice guy 145
nice shoes 81
nice hat 67
nice meeting you 395
nice catch 108
nice and easy 314
nice to see you again 321
nice talking to you 103
nice place 288
nice move 87
nice car 134
nice to see you too 69
nice work 1264
nice dress 74
nice shirt 88
nice outfit 80
nice house 87
nice moves 29
nice shooting 69
nice car 134
nice to see you too 69
nice work 1264
nice dress 74
nice shirt 88
nice outfit 80
nice house 87
nice moves 29
nice shooting 69