He left me перевод на турецкий
2,184 параллельный перевод
He left me.
Beni terk etti.
I mean, him going and getting all wonderful after he left me.
Yani, beni terk ettikten sonra böyle mükemmelleşmesi.
Let me see if he left me any casings.
Hiç ipucu bırakmış mı bakalım.
He left me Massive Dynamic.
Massive Dynamic'i bana bırakmış.
But he left me in charge.
Burayı bana bıraktı.
So he left me here.
Beni burada bıraktı yani.
Yeah, well, he left me in charge of guarding some evidence.
Evet öyle ama, beni kanıtın başına nöbetçi bıraktı.
Maybe he was worried he might end up out here, so he left me clues in case he did.
Belki de hayatının burada sonlamasından endişe ediyordu, o yüzden yaptıklarıyla ilgili bana ipuçları bıraktı.
Look, he left me. - See what he's got to say.
Beni terk eden o.
Just saying that he left me for a 22-year-old is less embarrassing than the truth... that he left me for... Not me.
Ama beni 22 yaşında birisi için terk ettiğini söylüyor, çünkü bu gerçeklerden daha az küçük düşürücü... beni benim yüzünden terk etmesi gerçeği.
Because halfway through the tour, he left me stranded on a corner in Winslow, Arizona.
Çünkü turnenin yarısında Arizona'nın Winslow şehrine geldiğimizde, beni bir köşeye fırlattı.
He even said he left me a very puzzling message in his letter.
Hatta mektupta bilmece gibi bir mesaj bıraktığını söylemişti.
He left me here doing this.
Beni burada bıraktı bununla.
Even though he left me for you.
Beni senin için bırakmış olsa bile.
He left me a message telling me where he works.
Nerede olduğunu bildiren bir mesaj bırakmış.
All he left me is just the tiny store.
Bana geride bıraktığı aptal bir dükkan.
Me and Captain Holcomb left Mayne to guard the money while we went in search of a vehicle. When we came back, he was gone.
Yüzbaşı Holcomb'la ben araç aramaya giderken Mayne'i paranın başında bıraktık.
He'll see me when he wakes up and when he crawls to sleep in whatever rat hole is left for him after I shred his house down.
Evini başına yıktıktan sonra hangi fare deliğine girerse girsin sabah uyandığında da akşam uykuya daldığında da ben yine yanında olacağım.
Okay. Well, one of those men - you know, the observers - I think he left it for me.
Sanırım şu adamlardan biri, yani Gözcüler'den biri bıraktı.
When my dad passed away a few months back, he left his restaurant to Wolf and me.
Birkaç ay önce babam vefat ettiğinde restoranını Wolf'la bana bırakmıştı.
But then he threw me in the dumpster and left me for dead.
Ama sonra beni çöplüğe fırlattı ve ölüme terk etti. Dur...
That ogre linebacker's on the left. He's been killing me all game.
Şu soldaki gulyabani defansçısı oyun boyu anamı ağlattı.
He left my legs visible in the painting as a clue, then dispatched me hither to await his shadow society of intellectuals.
İpucu olsun diye bacaklarımı tabloda boyasız bıraktı. Sonra da onun gizli alimler sınıfını beklemem için burada görevlendirdi.
And I left before he saw me.
O beni göremeden ayrıldım.
When he took off for Prague, Chuck left me his little black book.
Chuck Prag'a giderken bana küçük siyah defterini bıraktı.
I think he's left-handed like me.
Sanırım o da benim gibi solak.
He threw me out of the room and locked the door, so I left.
Beni odadan dışarı atıp, kapıyı kilitledi ben de oradan ayrıldım.
He called me as soon as she left his room, freaked.
Brava, kız otel odasından ayrılır ayrılmaz beni aradı korkmuştu.
All because he was strangled with the left hand, you're accusing me of murder
Bütün o sol eliyle, boğularak çünkü Eğer cinayet beni suçlamaya konum
Oh, I always loved that clock. He left me his grandfather clock.
O saati çok severdim.
He shot me and he left.
Beni vurdu ve gitti.
He gave it to me before I left for Hong Kong.
Hong K : ong'tan ayrılmadan önce vermişti.
He was the one that recruited me to the Agency and then left school to mentor me in the field.
Teşkilatta ki acemilik zamanımda saha ajanlığında bana yol gösteren biriydi. Bunun için okulu bıraktı.
I thought he was gonna hit me back. He just... he just left. But he didn't.
Onun da bana vuracağını sandım ama yapmadı.
After 9 / 11, after all the grief and the big, empty hole in my heart that Jimmy left behind, you know, when he cheated on me and then he died.
11 Eylül'den sonra. Matemden sonra. Ve Jimmy'den sonra kalbimde oluşan kocaman boşluk, beni aldatması ve sonra ölmesi yüzünden olan boşluğu sen hiç dolduramayacaktın.
He, uh, he said he, um, left something here that he wanted me to pick up.
Dedi ki burada almamı istediği bir şey bırakmış.
My brother, Johan, gave them to me before he left home.
Evden ayrılmadan önce abim Johan onları bana verdi.
I think he works for senator Vidalin, who did threaten me when I left the court.
Hakimliği bıraktığım için beni thedit etmiş olan.
And he just left me.
Ve o beni terk etti.
He's left me like 10 messages this morning.
Bu sabah 10 çağrı bıraktı.
My husband left me because he couldn't handle this. You have no idea!
kocam beni terketti çünkü bununla başa çıkamıyordu.
He told me not to give him pot anymore, and I didn't. And I threw t what I had left, but look at him. He's worse than before.
O artık esrar vermemi söyledi bende vermedim ve elimde kalanları attım ama ona bir bak.
It is not right, we came first and he left nothing for us, neither for me nor for my mother!
Bu doğru değildi çünkü ne bana ne de anneme hiçbir şey bırakmadı!
Well, your husband, maybe you could tell me why he left global tech.
Belki eşinizin neden Global Tech'ten ayrıldığını söyleyebilirsiniz.
And you're telling me that he had the duffel bag on him when he left?
Ve söylediğinize göre ayrılırken spor çanta da yanındaydı, öyle mi?
Where's Alan? He left to get away from me.
Benden kaçmak için gitti.
- He left us..... or me it does not matter.
- O bizi terk etti, önemsiz biri.
He gave me something for my wrist and then I left.
Hayır. Bana bileğim için bir şeyler verdi ve sonra gittim.
I shouldn't have left Robert, but he told me to run.
Robert'ı yalnız bırakmamalıydım, ama bana koşmamı söyledi.
Uh, but the point is, before he left, he shot at me.
Asıl nokta ise, gitmeden önce bana ateş etti.
He tried out all his recipes here and left me with the mess.
Bütün tarifleri burada denedi ve dağınıklığı bana bıraktı.
he left 363
he left us 23
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
mexico 335
metro 61
merci 624
he left us 23
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
mexico 335
metro 61
merci 624