Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ H ] / His words

His words перевод на турецкий

1,715 параллельный перевод
I'm told those were his words exactly.
Kesinlikle kendisi vermiş.
should we listen to his words?
Onu dinlemek zorunda mıyız?
You're just using his words.
Onun kelimelerini kullanıyorsun.
It was his wish : "I want to die like falling asleep at home" were his words.
Arzusu şuydu "Evimde, uykuya dalar gibi ölmek istiyorum."
- Again, his words.
Tekrar onun sözleri.
He's healing us with his words.
O bizi sözleriyle kurtarıyor.
Peter, as I have learned from his postings, had in his words "yellow fever" and was extremely hot for a certain teacher.
Peter'ın internet sitesine yazdığı "sarı humma" lafından bir öğretmene ilgi duyduğunu çıkarmıştım.
If you do not reply in a timely and exuberant fashion, my associate will take his mop and, these are his words, not mine, "Popsicle you."
Zamanında ve coşkulu bir şekilde cevap vermezseniz, iş arkadaşım paspasını alacak ve kendi deyimiyle sizi buzlu şekerleme yapacak.
All his words run together, he doesn't know.
Kelimeler ağzından birlikte çıkıyor, saymamıştır.
.. you thought that your friend has turned back on his words.
Arkadaşının kendi sözlerine sırtını çevirdiğini düşünmüşsündür.
Maybe he was even slurring his words, but you didn't care about that, because you wanted what you wanted.
Belki de konuşurken bile kelimeleri yuvarlamaya başlamıştı, Ama sen, bunu umursamadın çünkü sen, sadece yapmak istediğin şeyi düşünüyordun!
I just COuLdn, t get his words Out Of my head.
Söylediği şeyler bir türlü aklımdan çıkmıyor.
I wanted to remember him... to remember his words.
Onu hatırlamak onun sözlerini hatırlamak istedim.
His words are as strong as shoulders
Onun sözleri çok güçlüydü.
Listen to me, we have proof. We have his words on his computer.
Bilgisayarında yazışmalar duruyor.
Snatch the newspaper out of his hands and in Uncle Bhagat's words..
Gazeteyi onun elinden kap ve Bhagat Amcanın sözlerinden..
I was taught... that they were savages... but that American soldier... his mother's words... were the same as my mother's.
Bana onların vahşi olduğu öğretildi ama o Amerikalı asker annesinin sözleri anneminkilerle aynı.
In other words, frankly, his memory is impeded
Başka bir deyişle, kısıtlı bir hafızaya sahip.
Those were his exact words.
Tam olarak bu kelimeleri kullandı.
So in other words, Paul Richmont fired the gun somewhere else after Rachel Jeffries was murdered, and that's how he got the GSR on his hand and his shirt?
Diğer bir deyişle, Paul Richmont Rachel Jeffries öldürüldükten sonra... başka bir yerde ateşledi ve bu da ellerinde ve gömleğindeki atış artığını mı açıklıyor?
So, 500 renditions of Margaritaville later... My first cover. Eight thousand words on how Barrelhead and his friends were transporting handguns for sale to New York City.
Margaritaville şarkısını 500 kez söyledikten sonra fıçı kafa ve arkadaşının New York'ta satacakları silahları nasıl taşıdıklarıyla ilgili 8000 kelimeyi hatırlıyorum.
In another words, the killer's choosing his victims specifically to maximize retaliations.
Yani diğer bir deyişle, katil kurbanlarını bağlantıları maksimize edecek şekilde seçiyor.
My patient told me that his clinic doctor was this blonde-haired woman who talked so fast and in such a high-pitched voice when she was upset, her words just eventually became gibberish.
Hastam, klinik doktorunun... çok hızlı konuşan sarışın... bir kadın olduğunu ve üzgün olduğu zamanlarda sesinin kulağı tırmalayan bir hal aldığını ve bundan dolayı giderek saçmaladığını söyledi.
I was just going through his stuff, his awards, trying to find the words.
Eşyalarına, ödüllerine bakmak istedim, uygun kelimeleri bulmak için.
He was all but dead by then with blood gushing out his neck when I saw him giving his last parting words to an ER man... The barber did nothing wrong, it was my fault...
Bir kasıt olmadığından ve sanığın ailesi sert bir ceza talep etmediğinden sanık, 1 yılı gözetim altında olmak üzere 3 yıllık hapis cezasına çarptırılmıştır.
Well, the committee thanks Mr. Manning for his kind words in absentia.
Komite Bay Manning'e kibar sözleri için teşekkür eder.
His loss, to all of us, can't be expressed in words.
Ve onun kaybı... hepimiz için... kelimelerle ifade edilemez bir şey.
He said his last words to me.
Son sözleri bana dedi.
I selected my words carefully so as not to hurt his feelings.
Seni incitmemek için kelimeleri dikkatle seçiyorum.
His final words were details about a burial in this stadium- - I take that very seriously.
Son sözleri, bu stada gömülmüş bir cesetle ilgili detaylı bilgilerdi ve ben de bunu ciddiye alıyorum.
I was hoping his first words would be "Dada."
İlk sözlerinin "baba" olmasını umuyordum.
The Congressman has approached me, in extreme confidence, and asked that I put into words some unexpressed feelings relating to his bride-to-be.
Kongre üyesi bana güvenerek açıldı, ve düğünüyle ilgili birşeyler istedi.
His cask is being flown to Arlington for burial. I'd like to say a few words at the airfield. And then I'll fly back to Washington.
David'in tabutu defnedilmek üzere Arlington'a götürülüyor... ben de havaalanında tabutun yanında birkaç söz söyleyip... ondan sonra Washington'a uçmak istiyorum.
If his fingers even touched these bottles, I'll eat my words.
Eğer parmakları bu şişelere dokunduysa, tükürdüğümü yalarım.
What did Costi tell you? His exact words, please.
Costi size kelimesi kelimesine ne dedi?
- Those were his words.
Somut gelişme.
In other words, when he found himself in front of a bunch of naked people under his control, he snapped,
Başka bir deyişle, kendini, kontrolü altındaki bir çıplak kalabalığın önünde bulmak onu değiştirdi ve...
Takumi must have fooled her with his sweet words.
Takumi onu tatlı sözleriyle kandırmış olmalı.
Alright. Shit. My words are garbage and his is sweet cotton candy?
Benim sözlerimin bir değeri yok ve o dünya tatlısı, öyle mi?
I investigated his friends your group of friends in other words, just a little bit.
Beklettiğim için kusura bakmayın. Satoshi-kun'un arkadaşları.
How can we believe the words of someone who won't even show his face?
Sakın...
How can we believe the words of someone who won't even show his face?
Yüzünü bile göstermeyen birisinin sözlerine nasıl inanabiliriz?
His dying words!
Demişti ki...
His computer tabulates punctuation, misspellings, And sentence structure to identify a set of key words, Which he'll use to create a profile of our killer.
Bilgisayarla imla hatalarını, noktalamalarını, ve anahtar kelimelerle katilimizin profilini çıkaracak bir yapı oluşturmaya çalışıyor.
I think his exact words were "She's really lurky."
Sanırım kelimsei kelimesine "O gerçekten sinsi" idi.
His words.
Kendi kelimeleri.
Massaging those precious little words of his.
O, değerli ufak kelimeleriyle oynuyor..
You know what his last words were?
Son lafı neydi biliyor musun?
He tried to talk, he couldn't even say his last words.
Konuşmaya çalıştı, son kelimeleri bile çıkmadı ağzından.
Galileo kept a journal, and he wanted to write into his journal what he had seen, but he didn't have a word for it, so in his journal, right in with the words, he drew in a drawing in place of a noun, and this is what he drew.
Tüm iyi astronomlar gibi günlük tutan Galileo, gördüklerinin ne olabileceğini günlüğüne yazmayı istiyordu, ama bu şeyleri tanımlayacak bir sözcük bulamadı, ve bir çizim yapmaya karar verdi.
Mr. Shepherd will now be allowed his final words.
Şimdi Bay Shepherd'a son sözlerini söylemesi için izin verilecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]