Humour me перевод на турецкий
98 параллельный перевод
Do one thing to humour me.
Benim için bir şey yap.
- Please humour me. - After you.
- Bana bu keyifi bahşedin, lütfen.
Humour me.
Zevkle.
humour me.
- Sabrım taşıyor! - Hadi, eğlendir beni.
- Maybe not, but humour me.
- Belki yok, ama bana bir iyilik yap ve gel.
Don't humour me, man.
Bana geyik yapma adamım.
Don't humour me, either.
Sen de bana geyik yapma.
You could humour me.
Benimle dalga geçebilirsin.
- Humour me.
- Beni eğlendir.
Humour me.
Güldürme beni.
Can't you just humour me?
Beni biraz güldürsen olmaz mı?
You people don't have to humour me, you know.
Benimle dalga geçmenize gerek yok.
Just humour me.
Sadece dediğimi yap.
Doug, if you don't think it's a good idea, just say that. - Don't humour me.
İyi bir fikir olduğunu düşünmüyorsan söyle, benimle dalga geçme.
Humour me, Doctor.
Eğlendir beni, Doktor.
- Humour me.
- Eğlendir beni.
Please humour me.
- Lütfen, benim için.
Humour me.
İstediğimi yapın.
Humour me.
Güldür beni.
- Humour me.
- Şaşırt beni.
- Humour me.
- Dur şöyle.
Humour me.
Mizah bana.
Just humour me.
Söyle işte.
Humour me, Tom.
Dalga mı geçiyorsun Tom?
Sayin'I will an'I must get married, The humour is on me now
Evlenmeliyim diyordu ve bu keyfimi yerine getirdi
Oh, the humour is on me now, Oh, the humour is on me now
Keyfim yerine gelmişti, keyfim yerine gelmişti
Sayin'I will an'I must get married, The humour is on me now
Evlenmeliyim dediğinde keyfim yerine geldi
Sayin'I'm sorry I ever married, The humour is on me now
Evlendiğimiz için üzgünüm dedi ve keyfim yerine geldi
Oh, humour is on me now, Oh, humour is on me now
Keyfim yerine geldi, keyfim yerine geldi
Sayin'I'm sorry I ever got married, The humour is on me now
Evlendiğimiz için üzgünüm deyince keyfim yerine geldi
Forgive me, both of you, for my most untimely sense of humour.
Affet beni, sadece şakalaşıyordum.
They've got no sense of humour. They arrested me!
Tutukladılar beni.
That's why people like me around, my sense of humour.
Ortalıkta olmam milletin hoşuna gidiyor, espri anlayışımdan dolayı.
It is a shame to waste your sense of humour on me alone.
Espri yeteneğini benim üzerimde harcaman çok yazık.
Cmdr Riker's easy-going manner and humour is fascinating to me.
Komutan Riker'ın iyi geçinen tavırları ve espri anlayışı beni etkiler.
You'll need a better sense of humour if you plan to work for me.
Bana çalışmayı düşünüyorsan espri anlayışın farklı olmalı.
Pardon me, it's my strange academic sense of humour.
Afedersiniz. Bu benim ilginç akademik mizah anlayışım.
Please, humour me.
Lütfen, bir şeyler vardır.
- Your sense of humour doesn't slay me.
- Espri anlayışınız beni cezp etmiyor.
I used to tell people that when my father called me cruel names, it was just because of his sense of humour.
Babam bana çirkin isimler yakıştırdığında, insanlara bunun sadece onun espri anlayışı olduğunu söylerdim.
To me, humour is like medicine.
Bence espriler ilaç gibi.
Humour me, okay?
İnanmıyorsun, ha?
Humour me.
Biraz eğlenelim bakalım.
Dougie, if you continue in this manner, you are going to force me to unleash a salvo of gay-stereotype humour that will leave you quivering.
- Dougie? Bu hal ve hareketlerini sürdürürsen, eşcinsellikle ilgili basmakalıp espriler yaylım ateşine başlayacağım ve ürpereceksin.
- He kills me with his humour.
- Bu espri anlayışıyla beni öldürüyor.
Humour me.
Dur biraz.
- You tell me it's a good sense of humour.
- Sen söyle, bende espri anlayışı var mı?
She fancies me, so I humour her.
Benden hoşlanıyor. Ben de ona espriler yapıyorum.
It spoke to me on account of your sense of humour and all.
İŞTE BU YÜZDEN! Bu bana senin espri anlayışın gibi geldi.
That's why people like me around, my sense of humour.
Ortalïkta olmam milletin hosuna gidiyor, espri anlayïsïmdan dolayï.
This guy's sense of humour is going to kill me!
Ya bu adamın şakaları beni öldürecek...