Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / I met him once

I met him once перевод на турецкий

464 параллельный перевод
No, i... i met him once in a train and then again in my hotel in sofia.
- Hayır, bir trende tanıştık. Sonra, Sofya'da bir otelde bir daha gördüm.
- I think I met him once.
- Sanırım bir kez görmüştüm.
I met him once by accident.
Kaza ile bir kez tanıştım.
I met him once. I tell you that he's a perfect gentleman.
Biliyor musunuz, ben kendisiyle bir kez karşılaştım, sizi temin ederim, kendisi gerçek bir centilmendi.
- I met him once.
- Tanışmıştım.
Thinking about it, I have met him first before you.
Aslına bakarsan senden önce onunla tanışmıştım.
"I've just met him."
Onunla biraz önce karşılaştım.
I saw him once... the day I met Lucienne Pelletier.
Onu bir kere gördüm. Lucienne Pelletier ile tanıştığım gün.
I met him just that once at his ranch.
Onunla sadece bir kere çiftliğinde görüşmüştüm.
- I only met him a few days ago.
Onunla daha birkaç gün önce tanıştım.
Haven't I met him somewheres before?
Bununla daha önce tanış mıydım?
- Well, I met him a year ago.
- Bir yıl önce tanıştık.
I ask you once more : I want to know who he is and where you met him.
Bir daha soruyorum, Kim o adam ve nerede tanıştınız, söyle bana.
I'd met him once many years ago.
Onu yıllar önce bir kez gördüm.
Should have met him before I left New York.
Onunla New York'tan ayrılmadan önce tanışmam gerekirmiş.
Oh, I knew him before I met you.
Onunla senden önce tanışmıştım.
- I've never met him.
- Daha önce hiç tanışmadık.
I never met him before.
Onu daha önce hiç görmemiştim.
You know, if I'd met him before I married Howard... things might have been different.
Biliyorsunuz, onunla Howard'la evlenmeden önce tanışmış olsaydım işler daha değişik olabilirdi.
A few minutes earlier, I might have met him in the street. We'd have stopped and talked.
Birkaç dakika önce, caddede karşılaşıp ayaküstü sohbet ettik.
" a fact that I have known since first I met him five years ago
" Bu gerçeği beş yıl önce onunla karşılaştığımda öğrendim.
I met him three or four months ago.
Onunla üç ya da dört ay önce tanıştım.
I met him 3 weeks ago in Nice.
Üç hafta önce Nice'de tanıştık.
- I met him about six weeks ago.
Onunla 6 hafta önce tanıştım.
Yes, I met him some time ago.
Evet, onunla bir süre önce tanıştım.
Some months ago, I met him with a girl who seemed in love with him.
Bir kaç ay önce onu ona aşık gibi görünen bir kadınla tanıştırmıştım.
I just met him two days ago.
Onunla iki gün önce tanıştım.
This is Fritz Hauer, I met him in Saxony 10 years ago.
- Fritz Hauer. Onunla 10 yıl önce saksonyada tanıştım. Rusya'dan dönerken yolumun üzerinde..
I think you met him once with me in Paris.
Sanırım bir kere Paris'te onunla sen de tanışmıştın.
I met him a couple of months ago in a rail road station.
Birkaç ay önce tren istasyonunda tanıştık.
I only met him myself 10 days ago.
Onunla ben de 10 gün önce tanıştım.
I would have known him well if he hadn't met you first.
Önce seninle tanışmasaydı onu iyi tanıyabilirdim.
I met him for the first and last time 24 hours ago.
Onunla ilk ve son kez 24 saat önce karşılaştım.
I met him... once.
Birkez tanıştım.
I met him on Gainsborough Street just three days before Mrs. Hodak was strangled.
Bayan Hodak boğazlanmadan üç gün önce kendisiyle Gainsborough Caddesinde karşılaştım.
- Do you know him? - I've met him once or twice.
- Birkaç kez karşılaştık.
I just met him two days ago.
Sadece iki gün önce tanıştık.
But I only met him once.
- Ama onu sadece bir kez gördüm.
I saw him just before you and I met.
Seninle tanışmadan önce onu gördüm.
I met him once.
Xinlung'a bir antika dükkanı var!
I only met him once at Orly.
Daha yeni Orly'de karşılaşmıştık onunla.
I only met him once, at the Y. Just sparred a little.
Onunla sadece bir kere Y'de karşılaştım. Ufak bir maç yaptık.
So, I thought I had met him before... in the studio, just said hello.
Sanırım onu daha önce görmüştüm. Stüdyoda, selamlaşmıştık.
I met him several years ago. When I meet him again, I'll arrest him immediately.
Birkaç yıl önce tanışmıştım onunla ve bir daha rastlarsam, onu hemen tutuklayacağım!
You knew it before that I met him?
Onunla tanışmamdan önce mi biliyordun?
I met him a month ago in Cesenatico.
Onunla bir ay önce Cesenatico'da tanışmıştım.
Do you know that I once met him?
Biliyor musunuz? Dört yıl önce yürüyüş yaparken karşılaşmıştım onunla.
Brother Chueh, I've met him before
Chueh birader, Biz onunla daha önce tanışmıştık
I met him... fifteen years ago.
Onunla... on beş yıl önce tanıştım.
Because I once met him on a foggy night
Çünkü sisli bir gecede ona rastladım
Well, I knew about you even before you came here, and then, after I met you, I said to myself, "Not with him, Schuckert, " he's different. "
Siz daha buraya gelmeden önce sizi tanıyordum, ve sizinle tanıştıktan sonra, kendi kendime, "Onunla olmaz, Schuckert, o, farklı" dedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]