In between перевод на турецкий
8,434 параллельный перевод
- Yeah. Sorry, it was a little hard to make out words in between all the sobbing.
Tüm o bağırmalar arasında kelimeleri seçmek biraz zordu, doğru.
He would say, " No, I don't need no phonebook in between us,
" Aramızda telefon rehberine gerek yok,
Or if he puts something in between him and the other man, he would want it to be a little bit thinner, like a magazine.
Ya da kendisiyle diğer adam arasına bir şey koyacak olsa, o şey bir dergi gibi biraz ince bir şey olur.
Well, there is Mexico in between.
Yani, arada bir de Meksika var.
I got to go. " Seemed like he was always in between meetings.
Gitmem gerek. " Sanki her zaman toplantıların arasındaydı.
So gas flows anywhere in between 120 and 200 cubic feet per hour.
Pekâlâ, gaz saate 120 ve 200 kübik feetle hareket eder.
I hold office hours, and I go home. And I partake of a whole lot of sedatives in between.
Ara ara da bir sürü yatıştırıcı alıyorum.
Either really fat or really skinny, nothing in between.
Çok şişman ya da çok zayıf kadınlardan. Ama ortasından değil.
I'm just the guy standing in between you and a woman who won't give you the time of day.
Ben sadece senin ve sana ilgi göstermeyen kadının arasında duran kişiyim.
Unless these guys went home and changed shoes in between crimes, we're looking at different gangs.
Biz farklı çeteler bakıyorsun , suçların arasında bu adamlar eve gittim ve ayakkabı değiştirmediğiniz sürece.
Two great guys and a torch being passed in between them. Right?
İki harika kişi aralarında meşale devrini gerçekleştiriyor.
And Walker's the man in between.
- Walker da aradaki adam.
She melted the silver binding and the pages in between.
Gümüş cildi eritti ve sayfalarını yaktı.
Meanwhile, tensions between Jane's ex-fiancé Michael and her current flame Rafael were at an all-time high, and Jane was caught in the middle.
Bu sırada Jane'in eski nişanlısı Michael ve şimdiki aşkı Rafael arasındaki gerginlik sürekli had safhadaydı, ve Jane arada kalmıştı.
Between my friends and my grandma unconscious in the hospital...
Bir arkadaşlarıma üzülüyorum bir hastanede biliçsiz yatan büyükanneme üzülüyorum...
And between my time in Congress and now at the White House, I have more experience than both of my opponents combined.
Şimdiki Beyaz Saray ve kongre arasındaki geçirdiğim zamanda iki rakibimin toplamından çok tecrübem var.
And under my AmWorks program, there will be a provision that all AmWorks jobs, there can be no discrepancy in pay between men and women.
Ve benim Amerikan İşleri programım altında, bu koşullar sağlanacaktır. Amerikan İşleri'nin tüm amacı erkekler ve kadınlar arasındaki maaş farklılığı olacaktır.
And I'm in this weird in-between state.
Ve arada kalmış bir durumdayım.
We live in... in the moments between the on and off ramps.
Yokuşun tepesiyle dibi arasındaki bir anda yaşıyoruz.
At some point between leaving my apartment and waking up in a hospital bed, um, I had a vision.
Daireden çıkıp hastane gözümü açana kadarki arada, bir rüya gördüm.
In closing, I'd like to convey to the good people of Los Angeles that this renewed sense of mission and teamwork between my office and LAPD should help us all sleep more soundly this holiday season.
Son olarak, Los Angeles'ın güzel insanlarına bu yeni görev anlayışının ve ofisimle Los Angeles Polisinin ekip çalışmasının, bayram döneminde hep birlikte rahat bir uyku çekmemizi sağlayacağını söylemek istiyorum.
So, in looking for a connection between the Lakewood murders past and present, I had to wonder about Brandon's mask.
Lakewood'un geçmişteki ve günümüzdeki cinayetleri arasındaki bağlantıya bakarken Brandon'ın maskesini merak ettim.
" In consequence of an agreement between the sisters, Elizabeth wrote the next morning to their mother to beg that the carriage might be sent for them in the course of the day.
" İki kız kardeşin kendi aralarında verdikleri karar doğrultusunda Elizabeth annesine mektup yazarak o gün kendilerini almak üzere arabayı göndermesini istedi.
Hit him in the head, right between the eyes.
Kafasından vur şunu. Tam gözlerinin ortasından.
In olden days, on this night, it was believed that the veil between our world and the spirit world was at its thinnest.
Geçmişten beri, bu gecede ruhumuz ile dünya.. .. arasındaki bağın en ince olduğuna inanılıyor.
Before I came here I went to see a friend in Brooklyn, he edits the Jerusalem Post and I talked to him about writing a weekly editorial of the Eichmann trial to try and promote conversation between the Israelis about the nature of fascism.
Buraya gelmeden önce Brooklyn'de Jerusalem Post'ta yazıları düzenleyen bir arkadaşı ziyarete gittim. İsrailliler arasında faşizmin doğası ile ilgili bir tartışmaya teşvik olması için Eichmann'ın duruşmasının haftalık başyazı olarak yazılması hakkında konuştum.
I know everything isn't roses between you and Chas, but if he were here, he'd say the same.
Seninle Chas'in aranızın iyi olmadığını biliyorum ama burada olsaydı o da aynını derdi.
Now, look, for what it's worth, I never meant to get between you and Chas.
Ne olursa olsun hiç seninle Chas'in arasına girmek istemedim.
Whatever this thing between you two is, It's gonna work in our favor.
Aranızda neler geçiyor bilmem de bizim işimize yarayacak.
Not between men. Not in something like this.
Erkek erkekten... böyle özür dilemez.
Used in over 50 executions between 1951 and 1970.
1951-1970 arasındaki 50 idamda kullanılmış.
Just between us, if that was the case, I could use a good second in command.
İkimiz arasında bir seçim olursa iyi bir sağ kol olurum.
And I speak only of Africa, arriving in Germany... Ranges on average between 40 and 50.
Sadece Afrika'dan Almanya'ya göç edenler için konuşuyorum 40 ile 50 arasında değişiyor.
I know that, uh, personality-wise, Rick fell somewhere between a barracuda and a great white.
Şahsen Rick'in bir iskarmozla büyük beyazın arasına düştüğünü biliyorum.
The dream for peace between humans and evos - has shattered in seconds. - Massive evidence...
İnsanlarla Evo'lar arasında barış hayali saniyeler içinde yerle bir oldu.
They call the Seine the only river in the world that runs between two bookshelves.
Onun yaptığını düşünüyorsun, değil mi?
On this morning of hope, the dream for peace between humans and Evos was shattered in seconds by radical activists who sought to disrupt this historic summit.
Bu umut sabahında, insanlar ve Evo'lar arasındaki barış umudu da bu tarihi zirveye engel olmak isteyen radikal eylemciler tarafından saniyeler içinde yok edildi.
April is a human being, and she deserves better than to be caught up in some twisted little game between you and Stosh.
April bir insan evladı, ve sen ve Stosh'un arasındaki saptırılmış bir oyunun içinde olmaktan daha iyisini hakkediyor.
Between you and me, she was a little shaky with her facts in there.
Aramızda kalsın ama orada anlattıkları şüpheliydi.
We needed our interrogators and our operatives in the field working together in real time, so we removed any latency between the time we received a lead and our ability to act on it.
Sorgulayıcılarımızın ve sahadaki görevlilerimizin eş zamanlı olarak çalışması mühim bu yüzden emri alışımızla eyleme geçişimiz arasındaki gecikmeyi ortadan kaldırdık.
"'The Virginian'by Owen Wister is often viewed as a romantic illustration of the perfect relationship between the ideal man and the ideal woman, meeting, falling in love and getting married.
Owen Wister tarafından " Virginian'sık sık görülüyor - - Mükemmel ilişkinin romantik illüstrasyon olarak - - İdeal adam ve ideal kadın arasındaki -
Previously on Between...
Between'in önceki bölümlerinde...
Previously, on Between... [newscaster] It's been confirmed that the disease is accelerating in Pretty Lake as the death toll mounts to over 300.
Between'in önceki bölümlerinde... Ölü sayısı 300'ü geçerken Pretty Lake'teki hastalığın hızlandığı doğrulandı.
If I put this in for you, can we keep the whole fence thing between us?
Bunu gösterirsem, tüm şu tel örgü olayı aramızda kalabilir mi?
Between those golden in head and heart and those red in tooth and claw.
Altından kafa ve kalp ile kırmızı diş ve pençe arasında geçen bir savaş.
There was a shootout between police and the thieves here in Kochstrasse...
Kochstrasse'te polis ve soyguncular çatıştı.
I mean, even if Court and I were to get a divorce, I would never allow us to be in a situation where there are bad vibes between us in front of her.
Courtney ile boşanmam gerekse bile kızımızın önünde ikimizin de birbirimize karşı kötü hareketlerde bulunacağı bir duruma asla müsaade etmem.
Between drafting Louis's partnership agreement for Jessica and Louis's never-ending onslaught, I didn't get any sleep.
Jessica için Louis'in ortaklık anlaşmasını hazırlamak ve Louis'in hiç bitmeyen saldırıları arasında hiç uyuyamadım.
The civilian casualties in the shootout between the police and the robbers.
Polisle, soyguncular arasında çıkan silahlı çatışmada sivillerden de hayatını kaybedenler oldu.
Our school's out there right now, pawing through our dirty laundry, laughing at us, waiting to see what we're gonna do, waiting to see who wins in the battle between terror and cool.
Okulumuz şu an kirli çamaşırlarımızı eşeliyor. Bize gülüyorlar, ne yapacağımızı bekliyorlar. Terörün ve sakinliğin savaşında kim kazanacak görmek istiyorlar.
It is the pact between my kind and yours, and in exchange, you buy us brunch sometimes.
Benim gibilerle senin gibiler arasında bir anlaşmadır bu. Karşılığında da, arada sırada sizinkiler bize branç ısmarlar.