Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / In your absence

In your absence перевод на турецкий

205 параллельный перевод
But we've changed that in your absence. What?
- Ama yokluğunuzda değiştirdik.
In your absence, there have been no calls.
Siz yokken, arayan olmadı
The city hasn't been the same in your absence.
Şehir yokluğunuzda aynı değildi.
I will say in your presence what I wouldn't dare say in your absence.
Arkanızdan söylemeye cesaret edemediğim şeyi yüzünüze karşı söyleyeceğim.
In your absence, we made a truce with Yasuoka.
Yokluğunda, Yasuoka ile ateşkes anlaşması yaptık.
Will you agree to the ten proposals which the Bishop's accepted in your absence, particularly, to the surrender of priests who seek the protection of the church to escape my courts of justice?
Piskoposların sen yokken kabul ettikleri, on kanun taslağını onaylayacak mısın? Özellikle de benim mahkemelerimden kaçmak için kilisenin vesayetine sığınan papazları teslim etme maddesini?
I have to go to London. Then in your absence I will do everything that is in my power to avoid an uprising.
Senin yokluğunda ayaklanmayı engellemek için gücüm dahilinde her şeyi yapacağım.
We do function in your absence, Commander.
Siz yokken de çalışıyoruz Komutan.
EI buffoon has said to me the most graceful details in your absence.
Soytarı taklidinizi çok güzel yaptı siz yokken.
Judge, I think I should tell you that... in your absence, a town meeting was held...
Yargıç, sana şunu söylemeliyim ki senin yokluğunda, kasaba toplantısı düzenlendi...
My solicitors will handle your affairs in your absence.
Avukatlarım, yokluğunuzda işleri halledecektir.
In your absence, Genesis has become a galactic controversy.
Yokluğunda Yaradılış galaktik bir ihtilaf sebebi haline geldi.
She did it in your absence?
Sizin yoklugunuzda mi yapti bunu?
In your absence,
Yokluğunda,
I've not been entirely idle in your absence.
Senin yokluğunda tam anlamıyla boş oturduğumu söyleyemem.
We had a court-martial in your absence.
Sen yokken bir mübaşir geldi.
We will be discussing you in your absence.
Burada senin gidişini tartışıyor olacağız.
Trashing you in your absence, will help pass the time.
Gidersen yenilgin, zamanın geçmesine yardımcı olacak.
Never a thought of what your poor parents will suffer in your absence?
Yokluğunda annen ve babanın acı çekeceğini hiç düşünmedin mi?
She was only queen in your absence.
O sadece senin yokluğunda Kraliçe.
In your absence, I may be forced to make that determination for myself.
Yokluğun esnasında, kendim için bu kararlılığı vermeye zorlanabilirim.
In your absence, I shall keep a tidy house.
Senin yokluğunda, bu "büyük ev" e göz kulak olabilirim.
I've also made a few conquests in your absence.
Biliyor musun senin yokluğunda bende bazı başarılar elde ettim.
I write these words to dwell in your absence.
Bu sözleri senin yokluğunu doldurmak için yazıyorum.
Even in your absence
Yokluğunda bile.
"As you know, we're behind schedule with our picture and we cannot consent to or acquiesce in your absence."
"Bildiğin gibi, filmde programımızın gerisindeyiz ve ayrılmana izin veremeyiz."
Buffy, there was some discussion, in your absence, about what you're gonna do now.
Buffy, sen yokken biz oturup konuştuk senin ne yapacağınla ilgili.
Hold I'd gained over you in your absence.
Bekle, senin yokluğunda kazandım.
In the absence of an heir of my blood... our constitution gives me the right to nominate for your approval... my successor.
Kendi kanımdan bir varis olmadığından yasalar, yerime geçecek kişiyi aday gösterme hakkını bana tanıyor.
In the absence of a properly constituted court I assume authority as your superior officer and sentence you to death
uygun şekilde oluşturulan mahkeme gıyabında üstün olarak idamına hüküm veriyorum.
You know I didn't say anything when the cattle was stolen... and I didn't say anything about that horse deal in Sage... but your absence last night is something I won't put up with.
Biliyorsun sığır çalınırken birşey demedim... Sage deki at işinde de birşey demedim..... ama dün akşamki kayboluşuna hoşgörü gösteremem.
Did he attempt to speak to you in your husband's absence?
Kocanızın yokluğunda sizinle konuşmaya kalkıştı mı?
Thank you for your kindness in my absence.
Yokluğumda gösterdiğiniz yardımseverlik için teşekkür ederim.
"Why overlook the corruption of your vice-chamberlain and provincial steward in the daimyo's absence?"
Nasıl yapabildin, Efendinin yokluğunda... yardımcısı ve idare memuru arasında gerçekleşen rüşveti bilemedin.
So you wouldn't have to request special leave of absence from your office... we've arranged to fit in these interrogations, outside your normal working hours.
İşinize mani olmamak için.. sorgulamalar mesai saatleri dışında yapılacak.
In the absence of any other reference point, the minister of the interior's communiqué represents your government's position.
Acaba başka bir iletişim yolu olasılığı var mı? Hükümetin duruşu bu konudaki iletişim olasılığını göstermekte midir?
On behalf of our Provincial Father too, I would like to express my contentment for Your Majesty's decision to attend this ceremony compensating partly for the King's absence and the deepest sorrow that is caused by seeing him living more and more in seclusion.
Bölgesel Yöneticimiz adına da, Kralın yokluğunda Majestelerinin onun yokluğunu kısmen telafi ederek bu törene katılma kararından memnuniyetimi, ve giderek daha da inzivaya çekilmesinden duyduğum üzüntüyü dile getirmek istiyorum.
"l am commanded by the Air Council to state that in view of the lapse of time and the absence of any further news regarding your husband, Acting Squadron Leader THD Drinkwater DFC, since the date on which he was reported missing, they must regretfully conclude that he has lost his life and his death had now been presumed for official purposes to have occurred on the 18th of May, 1944."
"Havacılık Konseyi tarafından, kocanız Muharip Binbaşı THD Drinkwater DFC'nin kayıp olduğu bildirilen tarihten beri hakkında daha başka bilgi olmamasından ve zaman aşımından dolayı büyük bir üzüntüyle, hayatını kaybettiğinin anlaşıldığını ve 18 Mayıs 1944 tarihi itibariyle resmî nedenlerle ölü sayıldığını bildirmem emredilmiştir."
The worst thing in the world was your absence.
Dünyadaki en kötü şey, senin yokluğun.
Then how do you account for your absence at Elizabeth's funeral?
Öyleyse Elizabeth'in cenazesinde bulunmamana nasıl açıklama getireceksin?
In the absence of a demurral, I'll assume all your responses are in the affirmative.
İtiraz etmediğiniz sürece olumlu cevap verdiğinizi kabul edeceğim.
Cos then, you see, your story assumes tragic proportions because, in the absence of a God, he is forced to assume that responsibility himself.
Aksi halde hikayen, bir çeşit trajediye dönüşür. Çünkü Tanrı'nın yokluğunda, adam bu sorumluluğu kendisi üstlenmek zorunda kalıyor.
In the absence of substantial prejudice to your client... I will permit the witness to testify.
Müvekkilinizin önemli bir zarar görmeyeceğini göz önüne alarak... tanığın dinlenmesine izin veriyorum.
I think it is in your interest to take a leave of absence.
İzin almanın senin için iyi olacağını düşünüyorum.
In the absence of a repressive milieu, your societal niche has been co-opted.
Çevresel baskı olmayınca, herkes senin toplumsal mevkini yeğledi.
I know your husband paid tuition in advance for a year... but if you will refer to the rules and regulations manual we sent you... you will see that unless there is a valid excuse for prolonged absence... your tuition will be forfeit.
Eşinizin bir yıllık okul ücretini önceden ödediğini biliyorum ama size gönderdiğimiz yönetmelik kitapçığına baktıysanız, mazereti olmayan uzun süreli bir devamsızlık... söz konusuysa, yapmış olduğunuz ödeme yanmış sayılacaktır.
In the absence of your brother "you" must dance with Miss Dashwood.
Saklanıyorlar mı? Kardeşinizin yokluğunda Bayan Dashwood'la dans etmeniz gerekir.
Your power lies in the absence of a charm.
Senin gücün tılsımların olmamasından geliyor.
I'm confident Agent Scully can continue in your absence.
- Gözetleme yapıyorsun.
I assumed I'd be in charge during your absence, Commander.
Yokluğunuz boyunca komuta bende olacak sanıyordum.
- Agent Doggett as Assistant Director in Charge of your assignment Agent Scully has come to me and asked to take a leave of absence.
- Ajan Doggett Ajan Scully bölümünün amiri olarak bana geldi ve ücretsiz izin kullanmak istediğini bildirdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]