Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / Incremental

Incremental перевод на турецкий

36 параллельный перевод
Incremental effects, countermeasures to toxic agents, and liquid systems delivery.
Yayılım hızları, bulaşıcılık oranları, ve sıvısal etkileşimler.
16, 00 : 59 : 47 : 04, White America had declared a crisis of the black family 04, 00 : 59 : 50 : 16, as a cover for its campaign of incremental genocide 01, 00 : 59 : 54 : 16, against its expendable ex-slave population, 04, 00 : 59 : 57 : 24, rendered superfluous by immigrant labor power,
Beyaz Amerika, siyah aile sorununu, göçmen işçi gücü olarak betimlediği eski köle nüfusuna karşı... yürüttüğü giderek artan soykırım kampanyası için... bir bahane olarak kullandı.
I'm gonna stick to my platform of incremental policy amelioration.
Olağanüstü politik eylemler için kendi planımı uygulayacağım.
There isn't even any incremental progress.
Artan bir gelişme de yok.
No, I found a reference on cursed objects changing children in incremental degrees over time.
Hayır, lanetli nesneler üzerinde bir referans bulundu zamanla artan derece çocuk değişiyor.
Unfortunately, Lieutenant Ford took the last supply of our enzyme when he left Atlantis, so an incremental withdrawal is out of the question.
Ne yazık ki, Teğmen Ford Atlantis'ten giderken son miktarı da götürdü yani azar azar vazgeçirme konu dışında.
Well, Mr. Irwin says that, "Whilst they have no intrinsic artistic merit..." Ahem! "... they achieve some of the permanence of art simply by persisting and acquire incremental significance if only as social history. "
Bay Irwin diyor ki, "Esasında sanatsal değerleri olmamasına rağmen... ısrar ederek sanatsal kalıcılık elde ediyorlar ve sosyal tarih için önem kazanıyorlar."
It's in psychology, they use tried and tested method usually with no more than small incremental refinements.
Ufak tefek değişikliklerin dışında, denenmiş ve test edilmiş metotları kullanırlar.
Sometimes we make miraculous improvements with a single surgery, and in other more serious cases, we hope for incremental improvements.
Bazen tek bir ameliyatla mucizevi ilerlemeler elde ederiz, ve bazı daha ciddi vakalarda, zamanla gelişme gösterilmesini umarız.
For every tree that we lose, we're making one more incremental step towards a scenario of drought and fire in the region.
Kaybettiğimiz her ağaçta bölgede kuraklık ve yangın senaryosuna doğru bir adım daha ilerliyoruz.
I'm just saying, every step of progress has been achieved through incremental gains, not grand, sweeping gestures.
Söylemek istediğim, her ilerleyiş artan kazanımlar getirir büyük, coşkulu iyi niyetleri değil.
The city needs a planning commissioner who understands the principles of incremental growth through a 3 % annual increase in urban density.
Bu şehirin yeni bir şehir planlama vekiline ihtiyacı var. Kademeli bir şekilde büyüme prensiplerinden anlayan birisine. Şehir yoğunluğunun yıllık % 3 artması gibi.
You see, therapy is an ongoing process, and the progress is incremental.
Biliyorsun, terapi devam eden bir süreçtir,... ve ilerleme adım adım sağlanır.
Shows incremental improvement.
Lezyonlarda düzelme görülüyor.
Well, according to these, it's an "incremental bio-electrical parser."
Bu yazılanlara göre bu bir biyoelektrik artımlı ayrıştırıcı.
Incremental tears.
Artışlı yırtıklar var.
It would take us from incremental change of a fundamentally flawed system, to a complete transformation, where not just some, or even the majority, but everyone could truly have the opportunity to thrive.
Bizi temelden kusurlu sistemin artarak değişmesinden alıp, tam dönüşüme götürür, bazısı ya da büyük çoğunluğu değil, herkesin gerçek anlamda gelişmeye fırsatı olacak.
A mere change is incremental and shallow.
Artagelen ve yüzeysel, saf bir değişim.
Okay, so sometimes change can be incremental.
Değişim aşamalı olabilir.
Well, they're far enough away from the source, receiving only incremental doses.
Kaynaktan yeterince uzaklar. Artan dozlarda etkilenmişler.
We worked the data looking for incremental changes, we tracked changes to the pattern.
Veri üzerinde artış değerlerini görmek için çalışırdık. Şablonun üzerinden şablondaki farklılıkların izini sürerdik.
Basically, the shell grows in incremental steps.
Temel olarak, kabuk adım adım artarak büyüyor.
It's $ 150,000 worth of incremental business
150,000 dolarlık bir iş.
We need to accept incremental reform.
Giderek büyüyen reformu kabullenmemiz gerek.
So I'm keeping it all anonymous, totally, but I want to start introducing you in that kind of incremental way.
Şu anda tam anlamıyla isimsiz bir kaynak olarak göstersem de seni giderek artan bir şekilde tanıtmak da istiyorum.
Small, incremental change every day.
Her gün yavaş yavaş iyiye doğru yönelim.
Dr. Zinberg insisted on the incremental approach to laboratory work.
Dr. Zinberg laboratuvar çalışmalarına inkremental kapsamda yaklaşılmasında ısrar etti.
This isn't incremental.
Bu inkremental değil.
The changes are incremental, not exponential...
Değişim artar şekilde, üstel bir büyüme olmuyor.
I haven't got time for incremental, Dad. Jessica is trying to kill me now.
Artan gelişme için vaktim yok baba, Jessica beni şimdi öldürmeye çalışıyor.
Well, it won't actually be forever, because it's incremental, not exponential, remember?
- Sonsuza kadar sürmeyecek çünkü artıyor ama üstel bir büyüme yok, unuttun mu?
The results are incremental at best.
Sonuçlar azami marjinal.
That incremental revenue will drop right to the bottom line, and the stock's gonna pop like a prom queen's cherry.
Gelir artışı sıfıra inecek ve hisse senedi, mezuniyet kraliçesinin bekâreti gibi yitip gidecek.
Incremental progress.
İlerleme kaydediyoruz.
Incremental, but significant.
Kademeli, ama kayda değer.
That'll make incremental change, but not fast enough and not big enough.
Bunun olumlu yönde etkisi olacaktır ama yeterince hızlı ve büyük olmaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]