Investigate перевод на турецкий
3,674 параллельный перевод
You can't investigate your own family.
Kendi aileni araştıramazsın.
Now, my guess is she's heard a noise, come down to investigate, then drowned.
Tahminimce, bir ses duymuş, bakmak için şağıya iniyor ve sonra havuzda boğuyorlar.
Yeah, uh, so why didn't Pistor investigate his death as a possible homicide?
Peki neden Pistor, ölümünü muhtemel bir cinayet olarak soruşturmamış?
Why didn't you at least investigate the crash further?
Kazayı neden daha derinlemesine soruşturmadınız?
Let's investigate.
Hadi, inceleyelim.
Let's investigate.
Hadi inceleyelim.
But if all of this is true, you should let justice investigate.
Ama, söylediklerini hepsi gerçek olsa bile, bırak adalet mekanizması bu işi kovuştursun.
We don't investigate.
Biz araştırma yapmayız.
I am the one who agreed to let Dan investigate with us, not you.
Dan'in bize katılmasına izin veren bendim, sen değil.
I'm here to investigate crimes and crises involving unusual behaviour, not magically read someone's thoughts.
Burada olmamın sebebi, alışılmışın dışındaki cinayetleri ve krizleri soruşturmaktır. Doğaüstü bir güçle insanların beynini okumak için değil.
I want you to investigate and write about clandestine restaurants.
Senin gizli restoranları araştırmanı ve hakkında yazmanı istiyorum.
Are we going to investigate it?
Araştıracak mıyız? Tabii ki hayır.
We stay until our demands are met, the arrest and prosecution of the people responsible for the crash, the formation of a presidential commission to investigate corruption in politics, the ratification of a constitutional amendment outlawing the legal designation of "corporate personhood."
İsteklerimiz karşılanana kadar bekleyeceğiz iflasa sebep olan kişilerin tutuklanması ve yasal takibatın yapılması politikadaki bozulmaları araştıracak ve başkan tarafından kurulacak bir komisyonun kurulması. "Tüzel kişiliğin" yasal tanımının feshedilmesini sağlayacak bir anayasa değişikliğinin yapılması.
Okay, the five of you go back to where we found this girl's body and investigate.
Tamam, beşiniz kızı bulduğumuz yere gidip, olayı araştırmıyorsunuz?
To investigate Swagerty based on the new evidence.
Yeni kanıt sebebiyle Swagerty'i araştırmak için.
Why do you wanna sound off alarm bells before Gus and I have had a chance to investigate this murder?
Gus'la bana bu cinayeti soruşturma şansı vermeden önce niye tehlike çanlarını çalmak istiyorsun?
Your part in this matter is played, yet still you investigate?
Bu olaydaki rolün tamamlandı, ama hâlâ araştırmaya devam ediyorsun.
I must investigate these reports personally.
Bu şikayetleri araştırmalıyım.
We're here to investigate... strange apparitions.
Garip görüntüleri araştırmak için buradayız.
If you doubt me, investigate me all you like.
Benden şüpheleniyorsan, istediğin kadar araştır.
Anyway we cannot investigate.
Ama onları sorguya alamıyoruz.
To investigate whether Kataria died..
Kataria'nın ölüm sebebinin...
The Vatican has dispatched a force to investigate.
Vatikan araştırma yapmak için bir birliği seferber etti.
We're going to investigate it thoroughly.
Söz veriyorum, bu konuya yoğunlaşacağım.
They may investigate me because I own a string shop.
Beni sorgulayabilirler çünkü bir tel dükkanım var.
They'll send men to investigate, and I'll kill them.
Soruşturma için birilerini gönderecekler ve onları öldüreceğim.
Investigate who made the clock.
Saati kimin yaptığını bulun.
So that we can investigate a little bit further.
Daha fazla araştırma yapabilmek için.
We need to investigate the clinic further!
Klinik ile ilgili daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var!
I'm calling to let you know that your assignment is to investigate Briggs.
Briggs'i araştırman için oraya atandığının farkında ol diye aradım seni.
- I think we need to investigate detective toohey further.
- Bence Dedektif Toohey'i daha iyi incelememiz gerekiyor.
Do you want to investigate that? Eh?
Araştırmak ister misin?
You are the one who said "Grandpa might be against it" thus you don't want to investigate further.
Dedem karşı çıkabilir deyip daha fazla araştırmak istemeyen sensin.
Investigate? Ah.. yah.
Araştırmak mı?
I want you to investigate this. Eh?
- Bunu araştırmanızı istiyorum.
Since we are going to investigate about him, what if such stuff were revealed?
Madem hakkındakileri araştıracağız ya bu tür şeyler ortaya çıkarsa?
Hello, we are the Ghost Brothers, here to investigate.
Merhaba, biz Hayalet Kardeşler'iz, evi incelemeye geldik.
- Investigate the cases like this.
- Davaları bu şekilde araştırmaya.
If you want to investigate me, investigate me.
Beni sorgulamak istiyorsan, sorgula.
Look, you can ask me anything, investigate anything.
Bakın ; bana herşeyi sorabilisiniz, herşeyi araştırabilirsiniz.
The magistrate is writing up an order, authorizing you to investigate this crime series.
Yargıç, sana bu suç serisini soruşturma yetkisi veren bir emir yazıyor şu an. Sadece bu seriyi tabii.
This is an order from the I.C.C., directing my team to investigate a series of murders.
Bu Uluslararası Ağır Ceza Mahkemesi'nden takımıma bu soruşturmayı devam ettirme yetkisi veren belge.
That we investigate Jacobs?
Jacobs'ı mı soruşturalım?
Uh, Susie, these guys are here with the CBI to investigate what happened with Charlie.
Susie, bu adamlar CBI'dan. Charlie'ye olanları araştırmak için buradalar.
For starters, who gets to investigate it?
Öncelikle, kimi soruşturacağız?
Internal Affairs doesn't know how to investigate a homicide.
İç işleri cinayeti nasıl soruşturacağını bilmiyor.
Listen, Boyd said we couldn't investigate Barry Ketchum, so I'm investigating Eric Chase.
Dinle, Boyd bize Barry Ketchum'u araştırmamamızı söylemişti ben Eric Chase için soruşturacağım.
In fact, a grand jury was convened to investigate your involvement.
Hatta jüri heyeti senin bu işle olan ilgini soruşturmak için toplanmıştı.
I say we investigate and find out what that bitch's deal is.
Soruşturup o sürtük ne ayak öğrenelim derim ben.
Let's investigate and find out what that bitch's deal is.
Haydi soruşturup bu sürtük ne ayakmış öğrenelim.
Yeah, me an Michael are going to investigate right now.
Çok utanç verici. Evet, Michael'la ben, soruşturma için, hemen oraya gidiyoruz.