Irvine перевод на турецкий
128 параллельный перевод
class of'70... friends, parents... relations of the class of'70... I now introduce your class orator - Mr. William C. Irvine.
70'ler sınıfı... arkadaşlar, aileler... 70'ler sınıfı ile ilişkili olanlar... şimdi sizlere sınıf konuşmacısı Bay William C. Irvine'ı sunuyorum.
W.C. Irvine, Hasty Pudding.
W.C. Irvine. Acele puding.
- Irvine.
- Irvine.
Then you deliberately try to embarrass the service in front of that shit, Irvine!
Ardından, kasıtlı olarak servisi Irvine'in önünde küçük düşürmeye çalışıyorsun.
Nigel Irvine.
Nigel Irvine.
You can bloody well sneer,
Benimle alay edebilirisin, Irvine.
Irvine but perhaps I'm rather more of a patriot than you are.
Ama, belki de sizin olduğunuzdan daha vatanperverim.
Does Irvine think the transmitter's based here? Yeah.
- Irvine, vericinin merkezinin burası olduğunu mu düşünüyor?
Tell Irvine to hit the Greeks now.
Irvine'a söyle Rumları şimdi alabilirler.
You and Irvine set it up, didn't you?
Sen ve Irvine bunu ayarladınız, değil mi?
Professor Chomsky is in total accord with Reed Irvine who at the right-wing end of the spectrum says exactly what Chomsky does about the insinuating influence of the press, of the big media as "agenda setters", to use one of the great buzz words of the time,
Bence muhabirlerin çoğu çok iyi iş çıkarıyorlar, basından birçok arkadaşım var. - Yapmak istiyorlar ama... Önce sistemin ne olduğunu anlamak gerek, akıllı muhabirler bunun ne olduğunu anlıyor zaten.
That's the easiest way and the most successful way. You just internalise the values and then you regard yourself, in a way correctly, as acting perfectly freely.
İlginçtir, profesör Chomsky ve sağ kanadın en uç temsilcilerinden "Reed Irvine" bu noktada birbiriyle tamamen uyumludur.
Barnett, John Irvine.
Barnett, John Irvine.
Irvine, Santa Ana, Anaheim, Fullerton and Commerce.
Irvine, Santa Ana, Anaheim, Fullerton ve Commerce'den gelen,
Based on stories of "The Acid House" of Irvine Welsh
Hikayeler Irvine Welsh "The Acid House" romanından alınmıştır
Um, Irving... could you get some root beers for anybody who wants one?
Irvine, ikram edecek bir şeyler alır mısın?
Irvine, you're in the middle.
lrvine, ortaya geç.
We have a deal worked out with Irvine.
Irvine ile bir anlaşma yaptık.
Irvine's at home with a broken collarbone.
Irvine kırık bir köprücük kemiğiyle evde yatıyor.
I'm in the Irvine Medical Park, suite 308.
Irvine Medical Park'ta 308 numaradayım.
Out of high school, I got a job with Fleuer Engineers in Irvine.
Liseden sonra, Irvine'deki Fleuer Mühendislik'te iş buldum.
When I listen to Julian Irvine today, I think what a bold brass neck We had to try and attempt that.
Halkı korkutuyorlar, silah ve kurşunlarla... Bugün bile Junior Murvin'i dinlediğimde bunu denediğimiz için ne kadar cesur olduğumuzu düşünüyorum.
I go to UC Irvine and Northwestern Law meet a totally great guy, he's a triathlete we get married and I practice law for eight years and we get really rich, and then I have two great kids.
UC Irvine ve Northwestern Hukuk'a gideceğim... ... harika bir adamIa tanışacağım, bir sporcuyIa... ... evIeneceğiz ve ben sekiz sene avukat oIacağım...
I've got 8 1 / 2 million square feet in Irvine alone.
Sadece Irvine'da 8.5 milyonluk yere sahibim.
- Stan Irvine? - Aye.
- Stan Irvine mi?
To be correct, Mr. Irvine, I'm going to beat you in my mummy's limo, to which I've made numerous modifications.
Düzeltmeliyim bay Irvine. Seni üstünde modifikasyon yaptığım aneminin limuziniyle yeneceğim.
In the 12 years he's attempted this... he's never made it past U.C. Irvine.
12 yıldır buna yelteniyor ama U.C. Irvine'den ötesine geçemedi hiç.
About your cousin who's trying to get a scholarship to UC Irvine.
Kuzenin üniversiteden burs almaya çalışıyor.
She lives in Irvine, California, just south of Los Angeles.
Irvine, California'da, Los Angels'ın biraz güneyinde yaşıyor.
Where did they park my car? Irvine?
- Arabam nerede, Irvine?
I've got to go to Irvine for a funeral director's conference.
Cenaze müdürleri konferansı için Irvine'e gitmeliyim.
I'm at the Irvine center quality Inn down the block.
Sokağın aşağısındaki Irvine Center Hesaplı Otel'de kalıyorum.
I'm here at the Irvine center quality Inn.
Irvine Center Hesaplı Oteli'ndeyim.
The first person was a trauma surgeon in Irvine, California.
İlk kişi, Irvine, Kaliforniya'dan bir travma cerrahıydı.
Get me now the deputy director Irvine.
Bakan Yardımcısı Irvine'i hemen yollayın.
It's a Catholic Charities youth organization, summer program over on Irvine Turner.
Bu bir Hayırsever Katolik Gençlik örgütü. Irvine Turner'ın yürüttüğü bir yaz kursu.
Sergeant irvine, give me a fact sheet... everything you have on the kinsig militia and commander shaloff.
Çavuş Irvine, bana Kinsig milisleri ve Kumandan Shaloff hakkında elinde olan her bilgiyi vermeni istiyorum.
Sergeant irvine, i need a rundown on the top officials in the kinsig militia.
Çavuş Irvine, Kinsig milislerinin yöneticileri hakkında özet bir rapora ihtiyacım var.
Sergeant irvine!
Çavuş Irvine!
I just drove down here from Irvine.
Buraya Irvine'den geldim.
It's in Irvine, right?
Irvine'de, değil mi?
Police Constable Sean Irvine.
Polis memuru Sean Irvine.
Irvine was supposed to clean up Soho.
Irvine Soho'yu temizlemekle görevliydi.
Best mate of Sean Irvine?
- Sean Irvine yakın dostunuz mu?
I want to run a blood test on Irvine.
Irvine'e bir kan testi yapmasını istiyorum.
Ray, talk to all Ruth Irvine's friends and neighbours.
- Ray, Ruth Irvine'in tüm dostlarıyla ve komşularıyla konuş.
The point is that Mrs Irvine is not a suspect in her husband's death.
Konu bayan Irvine'in kocasının ölümünde şüpheli olmaması.
Sean Irvine was walking the mean streets of Soho whilst his wife was being skewered by his senior officer.
Sean Irvine karısı amiri tarafından becerilirken Soho'nun adi sokaklarında yürüyordu.
Sir Nigel Irvine, please from Radio Moscow...
Sir Nigel Irvine, lütfen.
and, of course, Reed Irvine sees this as a let-wing conspiracy, of foisting liberal ideas in both domestic and foreign affairs on the American people.
Baskıları, nasıl sözler verildiğini, engellerin ve açılımların neler olduğunu anlamak zorundasınız.
He was captured in Irvine.
Aslında ben onun Irvine'da yakalandığını duymuştum.