Iss перевод на турецкий
659 параллельный перевод
On an empty street we see a girl.
Issız bir sokakta bir kız çocuğuyla karşılaşıyoruz.
Miserable little service station on the edge of nowhere.
Issız bir yerdeki zavallı bir benzinci mi?
A person accompanies the lonely light, the sound of night watches knocks the midnight
# Issız bir gecede bir adam yürüyor # # Tek ses, sadece gecenin sesi #
Find some secluded glade where she can pick wildflowers.
Issız bir yer bul, orada yaban çiçekleri toplamasına izin ver.
# You got to go through the lonesome valley
Issız vadiden geçmelisin.
# Oh, you got to go to the lonesome valley
Issız vadiden geçmelisin.
Lonesome?
Issız?
A lonely land but a peaceful one.
Issız bir arazi fakat sakin bir yer.
It's like being on a desert island.
Issız bir adada olmak gibi.
Marooning?
Issız adaya terketmek?
Just like every other night, only Moraldo walks the empty streets.
Issız sokaklarda sadece Moraldo kalır.
"In the silence of your desert, don't you hear a voice calling you?"
Issızlığının sessizliğinde seni çağıran bir ses duymuyor musun?
You may be exiled!
Issız bir adaya sürgün edilebilirsiniz!
A wilderness, uncharted.
Issız, keşfedilmemiş bir yer.
No desert island castaway ever faced so bleak a prospect.
Issız adaya düşenler bile asla böyle bir manzara görmemişlerdir.
We're miles from nowhere and surrounded on all sides by the German army.
Issızlığın ortasındayız ve Alman ordusu tarafından kuşatılmış durumdayız.
I'd be out in the middle of nowhere, sitting on my ukulele.
Issız bir yerde, ukulelemin üstünde oturup kalacaktım.
MR. WE ISS, I'M VERY WORRI ED ABOUT H ER.
Bay Weiss, onun için çok endişeleniyorum.
YOU DON'T UNDERSTAND, MR. WE ISS.
Anlamıyorsunuz, Bay Weiss.
I WISH I COULD TELL YOU, MR. WE ISS,
Bazen yatağı hiç bozulmamış oluyor.
I'd like an island.
Issız bir adada olmak istiyorum.
Invaded by seas
"Issız bir ada gibi"
We have encountered desolate moons and barren asteroids.
Issız uydular ve verimsiz asteroitlerle karşılaştık.
- In the lonely fields - Ooh...
Issız tarlalarda
We're on an uninhabited island.
Issız bir adadayız.
Is it deserted?
Issız bir ada galiba?
" O my brothers, who braved 100,000 perils to reach the west, choose not to deny experience of the unpeopled world.
" Issız bir dünyanın tecrübesini... inkar etmemeyi seçerek, Batı'ya ulaşmak için, 100.000 tehlikeye meydan okuyan sevgili kardeşlerim.
Have you never on lonely nights heard my heart call out to you?
Issız gecelerde kalbim hep seni aradı, hiç hissetmedin mi?
Yes, but that's the thing, when Pablito was going towards the post office with the letter and parcel, in a deserted street, he was suddenly attacked by a man, a man who beat him half to death and took the letter and parcel.
Evet. Pablito, mektup ve paket elinde, posatahaneye doğru yola koyuldu. Issız bir yoldan geçerken de, bir adam tarafından saldırıya uğradı.
A God-forsaken Carpathian region.
Issız bir Karpat Bölgesi.
It's uninhabited.
Issız bir adadır.
Chance to get into a game of cards in the middle of nowhere.
Issızlığın tam ortasında bir kart oyununa girmek.
In abandoned railway yards, wandering the roads.
Issız tren yollarında, amaçsız yollarda.
Desolate, but rich in crystal and minerals.
Issız ama kristal ve mineral açısından zengin.
Captain James T Kirk succeeded to command Iss Enterprise through assassination of Captain Pike.
Kaptan James Kirk, Kaptan Pike'ın öldürülmesi ile lSS Enterprise'ı komuta etmeyi başardı.
- Isolated, regular guard patrols.
- Issız, düzenli nöbet tutan devriyeler.
The gate leads into a dark, deserted park.
Issız bir parktaki karanlık kapı açılır.
It's a desert island.
Çöplük. Issız bir ada.
Looks deserted.
Issız görünüyor.
I know a deserted place.
Issız bir yer biliyorum.
You haven't heard the end yet.
Issız bir Araptı.
In 1939, with thousands of known and suspected enemy agents... invading the Americas... the F.B.I. started building up its force of special agents and employees... from 2,000 to a war peak of 15,000.
FBI, 1939'da bilinen bilinmeyen binlerce düşman casusu Amerika'yì isş gale başlayìnca, ajanlarìnìn ve çalìşanlarìnìn sayìsìnì 2. 000'den 1 5. 000'e çìkardì.
Dr. Hans Thompsen, the German chargé d'affaires... tried to win American collaborators.
Maslahatgüzar Dr. Hans Thomsen isş birlikçiler bulmaya çalìşìyordu.
Just before graduation, Dietrich was approached by German representatives... who offered him a free trip to Germany and a well-paying job on arrival.
Dietrich mezun olmadan hemen önce Alman elçiligi görevlileri ona Almanya'ya ücretsiz bir gezi ve iyi ücretli bir isş önerdiler.
Bill Dietrich, posing as a consultant engineer... rented an office and established his place of business.
DÍZEL MÜHENDÍSÍ... isş yeri olarak bir ofis kiraladì.
This facilitated the F.B.I.'s difficult job... of tracing all of their activities... and all of their contacts.
Bu, FBI'ìn bu kisş ilerin hareketlerini ve görüşmelerini izleme isş ini kolaylaştìrdì.
- It seems deserted.
- Issız, kimsesiz bir yer.
Admiral, what do we do on a deserted island?
- Issız bir adada ne yapacağız?
- of the great states... in the metter of... the recent discovery in the Pacific... of an island that will be known hence forth as Atoll H.
- Güney Pasifik'de bulunan... - Issız olduğu düşünülen bir ada.
YOU'RE GON NA RU N IT, MR. WE ISS?
Oynatacağım.
Lonely...
Issız tabi Tanrı yanımda olmasaydı. - Hücrede yalnız değil miydin?