Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / It all worked out

It all worked out перевод на турецкий

568 параллельный перевод
I haven't got it all worked out yet, but... Freddie, maybe you could help me.
Tam olarak çözdüm diyemem ama... belki Freddie bana yardım eder.
He had it all worked out.
O bunların hepsini yaşamış.
You've got it all worked out, haven't you?
Her şeyi çözümledin, değil mi?
- Stupendous. Cassy has it all worked out.
Cassy her şeyi hesapladı.
He, we, he thought that he'd got it all worked out.
O, biz, hepsini işten çıkarılacağını düşündüğü için aldı.
And it all worked out.
Ve her şey yolunda gitti.
I know you got it all worked out, Joe, but don't we need a getaway car?
Biliyorum her şeyi düşünmüşsündür Joe ama kaçacak bir araba gerekmiyor mu?
- So it all worked out?
- Her şey yolunda gitti mi?
You have it all worked out, haven't you?
değil mi?
You've got it all worked out in the way women always have.
Sen de olaylara tüm kadınların baktığı gibi bakıyorsun.
You've got it all worked out like a sum.
Hesabı bir çırpıda yapıverdin.
They had it all worked out in their timetable.
Bir zaman çizelgesi yapmışlar.
I've got it all worked out, every move.
Açık olmadığı tüm zamanlarda bankayı soyabilirim,
So it all worked out fine.
Her şey böyleceyerli yerine oturdu.
So it all worked out fine.
Yani sonuç herkes için iyi oldu.
I've got it all worked out.
Herşeyin üstesinden gelirim.
Maybe he is on your side, the way it all worked out.
Belki de tüm işin hesap edildiği şekilde yanınızda yer alır.
I've been thinking about it, and I have got it all worked out.
Bunu düşünüyordum ve her şeyi hallettim.
It all worked out.
Plan işe yaradı.
- Yeah, I've got it all worked out, Jim.
- Evet, hepsi ile çalıştım, Jim.
He had it all worked out — every atom of it — and he's given it to us.
Hepsini çözmüştü... her atomunu. ... ve bize bunu verdi.
How splendidly it all worked out.
İşler tam istenildiği gibi oldu.
I had it all worked out.
Her şeyi düşünmüştüm.
She has it all worked out.
O her şeyi planlamıştır.
I had it all worked out.
Hep buna çalıştım.
- No, but we got it all worked out.
- Hayır, ama meseleyi hallettik.
You got it all worked out!
Sende de her yol var!
Look how you have it all worked out.
İşi nasıl da hallediverdin.
- I got it all worked out, Ma.
- Herşeyi çözeceğim, Anne.
You have it all worked out.
Her şeyi düşünmüşsün.
I've got a job! It all worked out.
Başardım, bir iş buldum.
It was all worked out.
Bütün uğraşım onun içindi.
But you've got it worked out wrong, all wrong.
Ama yanlış çözümledin, tamamen yanlış.
You have it all nicely worked out.
Gayet güzel hallettiniz.
- Because it's all worked out for a train.
- Çünkü herşey öyle planlandı.
It's all worked out. We'll get it tonight.
Bu akşam halledeceğiz.
What if I were to tell you that I've got a plan worked out to get it all?
Ya sana, tümünü ele geçirecek bir planım olduğunu söylersem?
Two whole days thrown away, lost, could've planned something, could've worked it all out!
Koskoca iki gün boşa gitti, heba oldu! Bir şey planlayıp her şeyi halledebilirdik!
We've got our schedule all worked out, and it looks pretty good now.
Programımızı belirledik, şimdi çok hoş oldu.
Well, it worked out all right for you.
- Tamam, ama işler senin istediğn gibi oldu.
It just hasn't worked out, our being apart all these years.
Sadece bizim bunca yıldır ayrı olmamız işe yaramadı.
He initiated it, having worked out... all the possibilities.
Girişmişti işe, tüm ihtimalleri... hesap edip.
But whatever it was he had, it worked out all right with women.
Ama onda ne varsa, kadınlar üzerinde çok etkiliydi.
All right, it's worked so far, but we're not out yet.
Şu ana kadar işe yaradı ama henüz buradan çıkmış değiliz.
You've got it all worked out.
Geliyorlar!
It's all been worked out.
Her şey ayarlandı.
I worked it all out.
Her şeyi düşündüm.
It worked out all right in the end, but I was really upset about it...'cause we'd been asked to go and I wanted to go.
Sonunda dediği gibi oldu... ama ben üzülmüştüm. Çağrılmıştık ve ben gitmek istiyordum.
My father worked it all out.
Babam elinden geleni yapmıştı.
They worked it all out, every detail.
Tamamı planlanmış, her detayıyla.
Well, then it's all worked out.
O halde her şey ayarlanmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]