It got me thinking перевод на турецкий
249 параллельный перевод
I was out buying some peroxide today - and there was this clerk who looks just like you and it got me thinking... hi, Rudy, this is Nadine.
Bugün peroksit alıyordum. Trzgahtaraynı sana brnziyordu, brn de... Selam Rudy, brn Nadinr.
of course, but it got me thinking, so the next day i did some digging and called human resources.
Asmaz evet ama aklıma takıldı. Ben de insan kaynaklarını aradım.
It got me thinking of you.
- Birden aklıma sen geldin.
And it got me thinking of us how two years ago we started off hot and heavy.
Bizi hatırlattı. İki yıl önce nasıl ateşli başladığımızı.
It got me thinking about Emergency Medicine.
O, Acil Tıp'ı düşünmemi sağladı.
It got me thinking about your daughter, and what she taught.
O zaman kızınızın dediklerini düşünmeye başladım.
I actually saw that little brouhaha, and it got me thinking.
Çıkan kavgayı gördüm, ve beni düşündürdü.
I was, uh, home watching The Exorcist, and it got me thinking about you.
Ben, uh, evde Seytan'i seyrediyordum ve bana seni dusundurttu.
Which really made me crazy, because it got me thinking... like, if I was, you know, getting the boys ready to put them on the bus, and Donna would say, " Oh, I'm going down there.
Ve bu beni delirtmişti. Yani düşünüyorum da ben sanki, bilirsin çocukları bir yere gitmeleri için otobüse bindirirken Donna'nın "ben de o tarafa doğru gidiyorum, istersen onları gelirken alabilirim dediği zaman."
It got me thinking about all this stuff... like how stupid I've been and how that whole thing with Maggie... was this lame reaction to following your advice.
Bir sürü şey hakkında düşünmemi sağladı mesela ne kadar aptallık ettiğimi ve Maggie ile olanları. Hepsi tavsiyene uyduğum için gösterdiğim aptal bir tepkiydi.
It got me thinking. Maybe I mistake falling into a rut with intimacy.
Düşünmeye başladım, belki de yakınlıkla laubaliliği karıştırıyorum.
Cindy's having one, so... - it got me thinking.
Cindy çocuk yapıyor diye beni de bir düşüncedir aldı.
And it got me thinking.
Ve bu beni düşünmeye itti.
NO, IT'S ME, AND, IT GOT ME THINKING.
Kendimdeyim ve düşünüyorum da...
All that time I was resting, it got me thinking.
Oradayken hep bunu düşündüm.
It got me thinking and it is kind of like committing to her.
Düşünmemi sağladın. Bu ona bağlanmak gibi olacaktı.
You said something to me recently. It got me thinking.
Geçenlerde bana söylediğin bir şey, beni oldukça düşündürdü.
When we started talking about an inside job, it got me thinking.
İyiyim. İlginiz için teşekkür ederim.
That's bad. It's got me jittery just thinking about it.
Bunu düşünmek bile beni huzursuz ediyor.
I got to thinking about what you'd told me... and then it occurred to me that maybe Ruth was in more danger than you are.
İçimi kemirdi. Bana anlattıklarınızdan sonra Ruth'un sizden daha çok tehlike altında olabileceğini düşündüm.
It'd help me no end to make this decision I've got to make about your future if you would tell me exactly what you're thinking this instant.
Söylerseniz, bu kararı vermekte bana çok yardımı olur. Geleceğiniz için karar vermeliyim. Ne düşündüğünüzü açıkça söylemenin tam sırası.
- It got me to thinking that maybe you knew more about Boykins than you told them.
- Bu düşünce beni var Belki sen onlara daha Boykins hakkında daha fazla biliyordu.
I've got a sticky feeling inside me just thinking of it.
Düşüncesi bile içimi ısıtıyor.
You got me aroused just thinking about it.
Düşündürmen bile beni heyecanlandırdı.
I tell you, this election business, it's really got me thinking.
Bu seçim işi beni çok düşündürdü.
They got me thinking they knew about it all along.
Parayı en başından beri bildiklerini düşünmemi sağladılar.
And it really got me thinking :
Ve bu gercekten beni bir düsünceye sevketti :
But it's, uh, sort of got me thinking... remembering.
Ama bazı şeyleri düşünmemi, hatırlamamı sağladı.
But it sort of got me thinking... "What's the next step?"
Sonra düşündüm "sırada ne var?"
She really got me thinking. We eventually came back to my place and really hit it off.
Sonra birlikte evime geldik ve müthiş bir uyum sağladık.
Believe me, I could do a top-five-things about her that drive me crazy... but it's just your garden-variety women, you know, schizo stuff... and that's the kind of thinking that got me here.
Ben delirten Top Beş huyunu da sayabilirim. Ama bu tipik kadın şizofrenisi ve beni bu noktaya getiren şey de bu zaten.
You know, the Lord got me to thinking the other day that maybe it's time that I stopped preaching
Bilirsiniz işte, Tanrı geçen gün düşünmemi sağladı belki artık vaaz etmeyi bırakma ve
It suddenly got me thinking.
Aniden düşündürdü beni.
Uh, me and the cobbers, we've been chewing it over, and, uh, we got thinking.
Ben ve cobberlar bunun üstünü çiğneyip düşünüyoruz.
I saw that picture yesterday, and it got me to thinking of a follow-up.
Bu resmi dün gördüm, ve birden aklıma hikayenin devamını yazmak geldi.
Now, me, I'm thinking, wouldn't it be better if you just reached into your pocket, got the keys, and showed me around that back room... The one with all the locks.
Şimdi, düşünüyorum da, şöyle yapsak iyi olmaz mı sen elini cebine atsan ve anahtarları alsan, ve bana arka odayı göstersen - - hani şu kapısında bir sürü kilit olan odayı.
You've really got to see it to believe it... and it kind of got me thinking.
İnanman için görmen gerek. Beni düşündürdü.
Thinking that it was last got me more aroused.
Beni son uyarışı olarak düşündüm.
And it got me thinking... I did it. Yeah.
Evet, öyleyse Gracie ve Ruby'ye Geveze Tammy bebeği alabileceklerini söyleyen Noel Baba da sendin.
I mean you, you really have Danny nailed You know, how he's immature and how he's irresponsible and it's just really got me thinking- -
Herkese fahişe olduğunu söyledim ve içeride seks yapıyormuşuz gibi duymalarını istedim, tamam mı?
and it got me to thinking- - whatever. Just forget about it.
Boş ver.
Yeah, it's that kind of thinking that got me into this in the first place.
Zaten öyle düşündüğüm için bu hale düştüm.
I've never seen you sick before, and it just got me thinking.
Seni daha önce hiç hasta görmemiştim ve beni çok düşündürdü.
It was, and it really got me thinking.
Bu, ve bu gerçekten düşünmemi sağladı.
- It's got me thinking is all.
- Düşünmek yeterli.
Yeah, I mean, last night kinda got me to thinking, you know, high school rocked, but it's time to leave it to sis.
Evet, dün gece şöyle düşünüyordum, lise sallanıyordu... fakat şimdi onu kardeşime bırakma vakti.
I've been thinking about it... the way we met, the way he followed me here, the way he got a job at my school.
Düşünüyordum. Onunla tanıştığımız günü. Peşimden buraya gelmesini.
Well, it certainly got me thinking.
Bu beni elbette düşündürüyor.
You know, what happened to Nick... it just got me thinking.
Nick'in başına gelenleri biliyorsun... Olanlar beni bazı şeyleri düşünmeye mecbur etti.
Ah, now you got me thinking about it.
Aklıma soktun şimdi.
It fucks me up thinking Bill's missus... got to handle something that cocksucker touched.
Bill'in karısının, o şerefsizin dokunduğu... bir şeyle baş edecek olması beni deli ediyor.