Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ I ] / It was a dream

It was a dream перевод на турецкий

1,343 параллельный перевод
- It was a dream!
- Sana rüya dedik!
It was a dream combined with the morphine.
Morfinle karışık bir rüya görmüş.
I said it was a dream, Daddy, not a nightmare.
- Daha çok bir rüyaydı, kabus değildi.
It was a dream. A dream?
Her şey bir rüyaydı.
I thought it was a dream.
Kabus sanmıştım.
- It was a dream.
- Bir rüyaydı.
- It was a dream, Ally.
- Sadece bir rüyaydı, Ally.
Before it was a dream.
Önceden sadece bir rüyaydı.
It was a dream, but it was like a vision.
Bir rüyaydı ama imgeleme benziyordu.
It was a dream, Arwen.
Bu bir rüyaydı, Arwen.
Like this dame I knew once, only it wasn't real, it was a dream.
Bir zamanlar tanıdığım bir kadın gibi, sadece gerçek değildi, bir hayaldi.
It was a dream!
- Sadece bir rüyaydı!
It was a dream.
- Sadece bir rüyaydı canım.
It was a dream.
Sadece bir rüyaydı.
It was a dream.
Sadece Rüyaydı.
It was a dream.
Sadece rüyaydı.
It was a dream.
Bir rüyaydı.
- You said it was a dream.
- Bir rüya olduğunu söyledin.
It was a dream, a fantasy. It wasn't going to work.
Bir hayalin içindeydim.
That wasn't a dream either, was it?
O da rüya değildi, değil mi?
It was all just a strange and beautiful dream.
Tamamen güzel ve garip bir rüyaydı.
I know it's just a stupid little school play, but that's what it was to me. Structure and purpose. I think when you have something like that in your life to hold on to that's not another person but it's more like a part of yourself, you know, like a goal or a dream the whole world falls apart around you, you'll be okay.
Hayatında tutunacak bir insan değil de böyle bir şey olduğunda, senin bir parçan gibi oluyor.
Was it my dream that you went to Harvard?
Harvard'a gitmen benim hayalim miydi?
It was only a dream.
Sadece rüyaydı.
or was it just a wonderful dream?
Yoksa sadece muhteşem bir rüya mıydı?
It was just a dream.
Sadece bir rüyaymış.
but it was a dream.
Ama rüyaydı.
It was a bad dream, Agent Doggett. But that's all it was.
Kötü bir rüya gördün Ajan Doggett hepsi rüyaydı.
It was like I was in a dream, too.
Ben de rüya görüyormuş gibiydim.
Besides that, I had a dream somebody bought me a hot rod... I believe it was Willie Nelson.
Üstelik rüyamda Willie Nelson'ın bana bir piston getirdiğini gördüm.
It was just a dream.
Sadece rüya.
It was just a dream.
Sadece bir rüyaydı.
None of us mentioned it. It was only a dream, a nightmare.
İçimizden kimse bahsetmedi Bu sadece bir rüyaydı, bir kabus.
It was just a dream.
Sadece bir ruyaydı.
It was my dream to go out with a college girl
Üniversiteli bir hatunla çıkmak hayalimdi.
I was hoping it was all just a bad dream.
Bunun kötü bir rüya olduğunu umuyordum.
Agh! It was just a dream.
Sadece bir rüya.
It was a short seven years ago, on a night very much like this one, a man had a dream...
Bundan 7 yıl önceydi. Ve tıpkı bu geceki gibi bir geceydi. Hayalleri olan bir adam vardı.
WHEN I REALIZED THEY WERE GONE, I CLOSED MY EYES AND IT WAS LIKE I SAW MY PARENTS IN A DREAM.
Gittiklerini farkettiğimde, gözlerimi kapattım ve sanki onları rüyamda görmüşüm gibiydi.
Most doctors don't believe in the out-of-body experience thing, and I don't know if it was real or a dream, but I swear I was up there watching Turk operate on me.
Çoğu doktor ruhun bedenin dışına çıkması olayına inanmaz, ben de rüya mıydı gerçek miydi emin değilim, ama yemin ederim yukarıdan Turk'un beni ameliyat edişini izliyordum.
I was pregnant, shopping for a ring with a man who's not my baby's father. - It's no dream.
Ayrıca bebeğin babası olmayan bir erkekle yüzük seçmeye gitmiş hamile bir kadındım.
No, wait, you don't understand. Since I was two years old, it has been my dream to have one million dollars.
Bir saniye anlamıyorsun, 3 yaşımdan beri hayalim 1 milyon $'a sahip olmaktı.
The other night... I had a dream and it was very real.
Geçen gece bir rüya gördüm.
I was just saying, it's like a dream come true
Ona her şeyin rüya gibi olduğunu anlatıyordum.
I had a dream, Hank, and I thought it was gone.
Bir rüyam vardı, ve kaybettiğimi zannettim.
It feels like this whole thing was a dream.
Bütün bu şey bir rüyaymış gibi geliyor.
- I know, it was like a dream, but real.
- Biliyorum, bu hayal gibiydi, ama gerçek.
Sorry, it was a bad dream.
Üzgünüm, kötü bir rüyaydı.
It was like a dream intermission in the middle of... all this.
Tüm bunların ortasında tıpkı bir rüya gibiydi.
I know it was only a dream... But it seemed so real
Biliyorum sadece rüyaydı ; fakat çok gerçek görünüyordu.
I thought it was a dream.
Rüya sandım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]