Like you do перевод на турецкий
40,041 параллельный перевод
- Yeah, but if you do that, then, like,
- Öyle ama böyle yaparsam..
Alan, how do you like your tofu?
Alan, tofu peynirini nasıI istersin?
Or I could, you know, drop out and move to a cabin and do, like...
Ya da şey de yapabilirim okulu bırakırım ve kulübeye taşınırım geçer gider...
All you have to do is get down on the floor and do a little maneuver that I like to call "the frightened turtle."
Tüm yapacağın şey "korkak kaplumbağa" adını verdiğim manevrayı yapman ve yere yatmalısın.
But most of these governors don't know you like I do, sir.
Ama buradaki valilerin çoğu sizi benim gibi tanımıyor efendim.
Do you remember what I looked like that night?
O gece nasıl göründüğümü hatırlıyor musun?
Do you have any idea what this is like for us?
Bu durumun bizim için ne anlama geldiği hakkında hiç fikriniz var mı?
Then why do you treat us like idiots?
- Neden bize aptalmışız gibi davranıyorsun o zaman?
So what possible reason do you have to lie to us like this?
Neden o zaman bize yalan söyledin?
Do you want to feel like you're being nailed by a very trippy horse?
Uyuşturucu kullanmış ata mıhlanmış gibi hissetmek ister misin?
Do I look like a mechanic to you?
- Tamirci mi sandın beni?
Do you like this dress?
Bu elbiseyi beğendin mi?
"Do demons like figure skating?" Did you really just ask me that?
"İblisler artistik patinaj yaparlar mı?" Gerçekten bu soruyu mu sordun bana?
Think you can mess with us just because we like trees, do you?
Bizimle bulaşabileceğini düşünün Çünkü ağaçları seviyoruz, öyle değil mi?
And when they talked about music, their face looked like your face when you told me about whatever the hell it is you do.
Onlar müzik hakkında konuştukları zaman, onların yüzünün aldığı şekil, kendi işini anlatırken ki yüzünün aldığı şekille aynıydı.
You can't do anything like that again.
Bir daha böyle bir şey yapamazsın.
Do you know that when I get out of the shower, she eyes me up and down like I'm a piece of meat?
Duştan çıktığımda beni yiyecekmiş gibi gözleriyle süzdüğünü söylemiş miydim?
And you're afraid you're gonna do something like your dad did?
Ve babanın yaptığı gibi bir şey yapacağından mı korkuyorsun? Evet.
( GRUNTS ) ( CHUCKLES ) I was gonna make fun of your cushy Hollywood job, but it looks like you face more danger than we do. - Huh?
Rahat Hollywood işinle dalga geçecektim fakat görünüşe göre bizden daha fazla tehlikeyle karşı karşıya kalıyorsun.
I... I have to know what I can do to be like you.
Senin gibi olmak için neler yapmalıyım bilmek istiyorum.
Do you like Paco's Tacos?
Paco's Tacos sever misin?
What possible reason do you have to lie to us like this?
- Bize böyle bir yalan söylemenin sebebi ne olabilir?
Anyway, so this story has something to do with, you know, this mouse and this lion, and, you know, there's, like, a-a thorn in a foot.
Her neyse, bu hikaye aslında şey ile alakalı, aslan ve fare falan anlarsın ya işte...
Hank... what kind of music do you like?
Hank... Ne tür müzik seversin?
Well, every Sunday, I want to do waffles, like a family, all of us... you, me, the kids, Pierce, everybody, all together.
Her pazar waffle yapmak istiyorum. Aile gibi, hep beraber. Sen, ben, çocuklar, Pierce, hepimiz, hep beraber.
I'm not trying to scare you, kid, but... it's hard sometimes living like we do.
Seni korkutmaya çalışmıyorum ama bizim gibi yaşamak bazen zor oluyor.
Uh, do you guys like
Uh, siz gençler
Nah. I like the way you do it.
Hayır senin yapışını daha çok seviyorum.
So if you like who Xavier is, what's a scientist got to do with it?
Eğer Xavier'in olduğu kişiden hoşlanıyorsan onun bilim adamı tarafının ne önemi var?
Hey, do you think it might have been, like, a terrorist strike?
Terörist saldırısı gibi bir şey olabilir mi sence?
So do you really need another sweatshirt that looks exactly like the one you're already wearing?
Daha önce giydiklerine benzeyen yeni bir tişört istiyorsun demek?
I mean, do you think Noah had a plan when he, like, took out those...?
Sizce Noah o hayvanları gemisine almaya başladığında bir planı...
What I'm trying to say is guys who think like you and me- - we avoid what we can't solve, do almost anything to avoid it, no matter how drastic.
- Söylemeye çalıştığım şey senin ve benim gibi düşünenler çözemedikleri şeylerden kaçar ne kadar zorlayıcı olursa olsun kaçmak için her şeyi yaparlar.
Uh, you know, you do the-the... the... like,
Şey işte, ya şey yapıyorsun, büyük payı sen alıyorsun.
Do you like this ceiling fan?
Bu tavan vantilatörünü sevdin mi?
Hey, you could do it, like, a museum...
Bir müzede olabilir...
Just like you're gonna do if you don't take the damn pill!
Şu lanet hapı yutmazsan sen de öleceksin!
You drive blocks out of your way just to avoid parallel parking, which seems like something an adult should be able to do.
Paralel parktan kaçmak için yolu değiştiriyorsun ki bu bir yetişkinin yapabilmesi gereken bir şey gibi görünüyor.
No to mention, that place, that house it was tricked out like a Vegas magic show, and you had the expertise to do that.
Ayrıca evin Vegas sihir gösterisi gibi donatıldığını dememe bile gerek yok, senin bunu yapabilecek uzmanlığın var.
So do they scalp you after they kill you, or is scalping, like, how they kill you?
Derini öldükten sonra mı yüzüyorlar, yoksa derini yüzerek mi öldürüyorlar?
Do people ever say that to you? That you look like a young Chris MacNeil?
Sana "Chris MacNeil'ın gençliğine benziyorsun" diyen oldu mu?
Why do I feel like if it was a group of white people, you'd be calling it a demonstration?
Bunu yapan bir grup beyaz olsaydı gösteri diyecekmişsiniz gibi hissediyorum.
Who do you like, guys?
Kimden hoşlanıyorsun?
Do you like girls?
Kızlardan mı?
- Do you like the third thing?
- Erkeklerden mi? Yoksa üçüncü bir şeyden mi?
Who do you like, guys? Do you like girls?
Erkeklerden mi kızlardan mı hoşlanıyorsunuz?
How do you live like this?
Böyle nasıl yaşayabiliyorsun?
You don't know him like I do.
Sen de onu benim kadar tanımıyorsn.
Look, but I do know you can't be going around saying stuff like that.
Ama böyle şeyler söyleyerek dolanamayacağını bilmiyorum.
Well, you don't know Meghan like I do.
Meghan'ı benim gibi tanımıyorsunuz.
Would you like him to walk when we do?
Yakaladığımızda serbest kalmasını mı istiyorsun?
like you don't know 28
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you and me 45
like you told me 16
like you 1448
like you said 759
like yours 81
like your mother 32
like you mean it 28
like your brother 20
like your dad 19
like you and me 45
like you told me 16
like you 1448
like you said 759
like yours 81
like your mother 32
like you used to 18
like your father 54
like yourself 72
like you wanted 25
like you care 36
like you always do 49
like you wouldn't believe 25
like you were 21
like you did 54
like you know 24
like your father 54
like yourself 72
like you wanted 25
like you care 36
like you always do 49
like you wouldn't believe 25
like you were 21
like you did 54
like you know 24
like you are 30
like you say 78
like you asked 66
you don't want to talk to me 24
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you don't understand me 29
you don't have to worry 197
you don't understand 2732
like you say 78
like you asked 66
you don't want to talk to me 24
you don 159
you don't 4631
you do 5232
you don't understand me 29
you don't have to worry 197
you don't understand 2732
you don't have to 1176
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't trust me 261
you don't have to be sorry 41
you don't know what love is 17
you don't know me 657
you don't remember me 206
you don't know nothing 35
you don't believe me 569
you don't know anything 267
you don't mean that 235
you don't trust me 261
you don't have to be sorry 41
you don't know what love is 17