Liliane перевод на турецкий

I told Liliane Fouchard, the daughter of the State Secretary...

Liliane Fouchard'a dedim ki, kendisi Eyalet Sekreteri'nin kızı olur...

This film is dedicated to Lillian and Dorothy Gish

BU FİLM LILIANE VE DOROTHY GISH'E ADANMIŞTIR.

Hi, Liliane. Hi, Alphonse.

Merhaba Liliane, günaydın Alphonse.

What'll we do tonight?

Akşam ne yapıyoruz Liliane?

I'm getting married to Liliane.

Liliane'la evleneceğiz.

Liliane! Slate this one, please!

Hey, Liliane klap versene.

I'm a complete wreck!

Liliane nerede diye koşuyorum.

Can I shoot a scene when I'm like this?

Ne yapacağımı bilmiyorum. Liliane haydi!

Stay here with me this morning.

Liliane, biraz benimle kalır mısın?

He promised me a ride, but he took Liliane instead.

- Olamaz! - Ne oluyor?

We're missing Liliane! Where is she?

Liliane nerede?

Liliane won't be coming...

Liliane gelmeyecek.

Liliane ran off with the stuntman.

Liliane İngiliz kaskadörle gitti.

But I think Liliane still loves you. You're being selfish too.

Ama Liliane her şeye rağmen sizi seviyor, ve üstelik siz egoistsiniz.

At first, he'll take her everywhere with him.

Liliane'i önce her yere götürecek, sonra yorulacak.

By despising Liliane you're merely degrading yourself.

Liliane'i aşağılıyorsunuz. Onu aşağılayarak kendinizi aşağılıyorsunuz.

Liliane, room three.

Liliane, üç numaralı oda.

Just a moment, sir. I must write about Liliane in mybook.

Kitabımda Liliane'e de yer vermeliyim.

That's no way to treat a customer, Miss Liliane.

Müşteriye böyle davranamazsınız, Matmazel Liliane.

It's all about a young woman... Liliane... who can't have children, who loves gardening and novels.

Söz konusu genç bir kadın, Liliane çocuk sahibi olamıyor, bahçe işlerini ve romanları çok seviyor.

What do you think, Liliane?

Sen ne düşünüyorsun, Liliane?

I'll tell you what, Liliane.

Sana ne olacağını söyleyeyim, Liliane.

He's here, with Liliane.

İşte orada. Liliane'le birlikte.

Among the children deported that day to Birkenau Was 11-Year-Old Liliane Berenstein, Who, before leaving, left behind a letter to God.

Birkenau'ya götürülen çocukların arasından 11 yaşındaki Lidianne Berestein gitmeden önce Tanrı'ya bir mektup bırakmış.

Liliane Chakkour.

Liliane Chakkour.

Very pretty, Liliane.

Çok hoş, Liliane.

Liliane!

Liliane!

Liliane...

Liliane.

Liliane always sang that to you.

Bu şarkıyı sana Liliane söylerdi.

Liliane and I are not your real parents.

Liliane ve ben gerçek ailen değiliz.

Liliane worked there.

Liliane orada çalışıyordu.

Liliane brought you over to our house.

Liliane seni evimize getirdi.

So you and Liliane knew my parents?

Peki, sen ve Liliane ailemi tanıyor muydunuz?

Do you know what Liliane often told me as a child before bedtime?

Uyku vaktinden önce Liliane bana sık sık ne anlatırdı, biliyor musun?

Do you still remember what Liliane used to say?

Liliane'nin sürekli söylediği şeyi hatırlıyor musun?

- Ann Liliane Luger.

- ismim Erin Lillian Luger

Liliane! ...

Liliane!

Have a seat, Liliane.

Geç otur, Liliane.

Maybe you don't know who we are...

Belki kim olduğumuzu bilmiyorsunuz. Liliane Coberg'sünüz.

You are Liliane Coberg.

Caravelle'in sahibi.

It's no hallucination. I saw it in Liliane Coberg's eyes.

Liliane Coberg'ün gözlerinde gördüm.

After what happened at the hotel, Liliane Coberg called her a toxic stain on their family's good name.

Otelde olanlardan sonra Liliane Coberg ona ailelerinin ismindeki zehirli bir leke olduğunu söyledi.

Do me a favor.

Liliane, önümde yürüde kalçalarını göreyim.

Pretty cool!

Bilmiyorum, Liliane'i aldı götürdü.

Then he'll get bored and she'll feel lost all alone in London.

Liliane de tek başına Londra'da.

Thanks, Liliane.

Teşekkürler Liliane.

Igot Liliane the job.

Liliane'e iş buldum.

Dominique?

Bayan Liliane?

I don't particularly give a damn about Liliane Coberg and her connections.

Liliane Coberg ve bağlantıları hiç umurumda değil.