Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Limitations

Limitations перевод на турецкий

780 параллельный перевод
Agreed, but in order to reach that elevation, there will be weight limitations.
Katılıyorum. Ama o yüksekliğe ulaşabilmek için ağırlık sınırlamaları olacaktır.
I think she's charming, within her limitations.
Alımlı, tabii kendi çapında.
Carefully reconsider your limitations.
Sınırlarını yeniden düşün.
I have no doubts, no limitations.
Şüphem yok, sınırlamam yok.
I've made peace with myself somewhere between my ambitions and my limitations.
Kendimle barıştım, tutkularım ile sınırlarımı barıştırdım.
It's true. The little lady has her limitations.
Bu küçük hanımın bazı eksikleri var.
I envisaged something akin to the human brain... with life and mobility... but without the limitations of man's body.
İnsan beynine çok benzeyen insan vücudunun sınırlarına tabi olmayan ama yaşayan ve hareket eden bir şey tasarladım.
There's no statute of limitations on murder, buddy boy.
Cinayette zamanaşımı yok, dostum.
One should know one's limitations.
İnsan sınırlarını bilmeli.
"Some people will probably claim that I, Bernhard Borge, ought to know my own limitations and not dabble in occult matters."
" Bazıları muhtemelen benim, Bernhard Borge'un, haddimi bilmem gerektiğini ve doğaüstü meselelere burnumu sokmamam gerektiğini söyleyecekler.
But because of the limitations of our eyes we have a prejudice, a bias, a chauvinism to this tiny rainbow band of visible light.
Fakat gözlerimizin sınırları nedeniyle bu küçük gökkuşağı grubuna görünür ışığa karşı bir önyargı, bir şovenizm besleriz.
Greed has its attractions, and also its limitations
Aç gözlülüğün hem iyi hem de kötü tarafları vardır.
That is precisely the reaction I would have expected from a man of your obvious limitations.
Sizin gibi birinin böyle bir cevap vermesini ummazdım. hele tüm bu sorunların kaynağı olan birisiyle... 432 00 : 37 : 40,295 - - 00 : 37 : 42,172 Herkese ne oluyor böyle?
You do have limitations, don't you?
Sizin de bir limitiniz var, değil mi?
A national movement's limitations can only be dealt with from inside, through the struggle for national and social liberation.
Ulusal bir hareketin sınırlılıkları, sadece içeriden ulusal ve sosyal devrim mücadelesi aracılığıyla anlaşılabilir.
While in power, Peronism can be blamed for making errors, but these can only by judged within the limitations of a given historical moment.
İktidardayken Peronizm, hatalar yaptığı için suçlanabilir ama bunlar sadece verili bir tarihsel anın sınırlılıkları içerisinde değerlendirilebilir.
By cleverly allowing himself to be caught and convicted as Raymond Barret of a burglary charge he did not commit, he hoped to wait out the statute of limitations on the robbery.
Zekice kendisini yakalattırıp Raymond Barret olarak işlemediği soygun suçundan mahkum ettirerek zaman aşımı sayesinde çıkmayı ümit ediyor.
Yes. He thinks it's one day over the statute of limitations.
Evet, yasanın çıkmasının üzerinden 1 gün geçtiğini sanıyor.
The statute of limitations still has another ten minutes to run.
Zaman aşımının geçmesine hala 10 dakika var.
Because I recognize my limitations.
Çünkü sınırlarımı biliyorum.
Everything in life has limitations.
Hayattaki her şeyin sınırlamaları vardır.
The limitations on your freedom must be placed by you with due regard for my honour and affection for you
Özgürlüğünün sınırlarını sen belirlemelisin. Şerefime olan saygın ve sana olan düşkünlüğüm çerçevesinde.
Now, I think we ought to prosecute these martinis before their statutes of limitations expire.
Şimdi, zaman aşımına uğramadan şu martinileri infaz edelim derim.
Let's say I know my limitations.
Kapasitemi biliyorum diyelim.
Unhappily, in the interest of the dignity of France he feels obliged to impose enormous limitations on us.
Maalesef Cumhurbaşkanı, Fransa'nın onurunu kurtarmayı... kendine borç biliyor, bu da bizim işimizi güçleştirecek.
- The trick, Fletcher, is that we're trying to overcome our limitations in order, patiently.
- İşin sırrı Fletcher, sınırlarımızı sırasıyla ve sabıra aşmaya çalışmaktır.
A good man always knows his limitations.
İyi bir adam her zaman sınırlarını bilir.
A man has to know his limitations.
İnsan sınırlarını bilmeli.
A man's got to know his limitations.
İnsan sınırlarını bilmeli. ArsoN
But you yourself know the limitations of the prognostic capacity of conventional computer technology and how much larger the margin of error is of such computers compared to your simulation model.
Ancak siz de konvansiyonel bilgisayar teknolojisinin önceden bilinen kapasitesinin limitlerini ve bu tür bilgisayarların sizin simülasyon modelinizle karşılaştırıldığında hata paylarının ne denli yüksek olduğunu çok iyi bilmektesiniz.
Scott was constantly concerned to protect a way of life and aspirations within the necessary limitations Of the gothic novel.
Milliyetçi gelenek ve arzuları, gotik romanın gerekli sınırlamaları içinde koruyordu.
I want that the entire world knows that this direction must and will go to remain without alterations and limitations.
Tüm dünyanın bilmesini istiyorum ki bu talimatımız değişmez ve engellenemez kalmalıdır ve kalacaktır.
What brings together men freed of their local and... national limitations is also what distances them from one another.
Insanlari yerel ve ulusal sinirliliklarindan kurtararak insanlari birlestiren sey ayni zamanda onlari birbirinden uzaklastirir.
Although there should be a statute of limitations, we're still paying the dues.
Bir suç için verilecek cezanın yasal sınırı olması gerekse de biz hâlâ bedelini ödüyoruz.
Try the statute of limitations
Tüm sınırları zorla...
Covered by the statute of limitations.
Zaman aşımı süresine uygun biçimde.
General, you do understand the limitations on your directive... from the Joint Chiefs of Staff?
General, kurmay başkanlarından gelen talimatların sınırlarını anlıyorsunuz, değil mi?
The new society will be based on a realistic assessment of mans potentials and limitations.
Yeni toplum, insanın potansiyelleri ve sınırları konusunda daha gerçekçi bir değerlendirme üstüne kurulu olacak.
"Limitations on production in recent months..." due to acts of terrorism and political uncertainties... emphasize attention immediate supply obligations... with minimum concern R D...
"Terörizm ve politik belirsizlikten kaynaklanan... son aylardaki sınırlı üretim acil olarak çeşitli tedbirler... alınmasını zorunlu kılmaktadır."
You liked the limitations.
Sınırlamalardan hoşlanıyordun.
When you play the slow movement of the Hammerklavier sonata, you must feel like you're living in a world without limitations, in a movement you can never see through or explore.
Hammerklavier sonatının yavaş kısımlarını çalarken asla keşfedip anlayamayacağın bir faaliyet içinde sınırları olmayan bir dünyada yaşadığını hissetmelisin.
BUDGET LIMITATIONS HAVE RESTRICTED OUR DEVELOPMENT TO ONLY ONE OF THESE TECHNOLOGICALLY ADVANCED LEGS.
Pekala Bruce, önce çalışmayı deneyelim.
But lying in ambush on trunks and leaves has its limitations.
Ama ağaç gövdesi ve yapraklarda pusuya yatmak sınırlı sonuç verir.
He and any like him who have the courage to grow beyond the limitations of the flesh.
O ve onun gibiler limitlerinin ötesinde yüreğe sahip olanlar.
The right of ownership and use of all movable and immovable company assets, with the exception of the above limitations, and of my entire personal estate, with the exception of the above limitations, shall pass in one moiety to Maria Braun, who gave me more joy than any other person in the world.
Taşınabilir ve taşınamaz şirket mallarının yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında kullanımı ve mülkiyeti ve tüm kişisel mal varlığım yukarıda belirtilen kısıtlamalar dışında tek bir hissede bana dünyadaki her insandan daha çok neşe veren Maria Braun'a geçecektir.
But it remains for the limitations and cleverness of another device the human brain, to figure it out.
Çözüm beyinlerimizin kapasitesine insanoğlunun sınırlarına kalmış durumda.
Recognize her limitations.
Onun yetersizliklerinin farkına varacaksın.
Any limitations are artificial.
Koyulan sınırlamaların hepsi yapaydır.
Didn't you always talk about being rid of limitations and restraint?
Her zaman çekindim serbest davranabilirmiyim?
I've always been aware of my limitations.
Sınırlarımı hep bilmişimdir.
We have limitations that we have to abide by.
Bu konuda kesin limitimiz bu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]