Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Locked up

Locked up перевод на турецкий

4,875 параллельный перевод
I just can't wait till the guy gets locked up, so we can come out of hiding, you know?
Yakalanması için sabırsızlanıyorum. Böylece artık biz de saklanmaktan kurtulabiliriz...
Now you want me to be the person in charge of keeping him locked up?
Şimdi de onu içeride tutacak adamın ben olmasını mı istiyorsun?
I locked up Mafia dons.
Mafya beylerini hapse yollamış adamım ben.
Esme, keep it locked up for a minute.
Esme, biraz daha kapalı tut.
I keep everything locked up, Mr Campbell.
Her şey kilit altında Bay Campbell.
To be honest, it's kind of what got me through being locked up.
Açıkçası içerideyken, bu düşünceyle dayanıyordum.
Would I live comfortably with you locked up?
Seni kodese tıksalar huzurlu bir hayat sürebilir miyim?
- Do you want to get locked up for interfering with a police investigation?
- Bir polis soruşturmasına karşı gelmekten nezarete girmek mi istiyorsun?
Okay, everything's locked up.
- Her yer kilitli.
You can't keep me locked up with a laughing person.
Beni gülen biriyle kilitli bırakamazsınız.
The Doctor and Robin Hood locked up in a cellar.
Doktor ve Robin Hood bir kilere kilitlenmiş halde.
- This is locked up pretty tight.
- Burası epey iyi korunmuş. - Biliyorum.
We keep that puppy locked up.
O bebeği kilitli tutuyoruz.
Damn it, they really do keep it locked up.
Tüh be, harbiden de kilitliyorlarmış.
No, he was locked up.
- Yok, hapisteydi.
It's all locked up.
- Kesinlikle.
The only time I didn't have him was when I was locked up.
Yanımda olmadığı tek zaman hapiste olduğum zamandı.
So you think that these men, men like Ben, should be locked up for 18 hours a day in solitary confinement, for years on end?
Yani sence bu şekilde, Ben gibi adamlar günde 18 saat boyunca tek göz hücreye kapatılmalı ve bu yıllarca sürmeli.
After I got locked up, I wrote him a letter a week... sometimes two.
Hapise girdikten sonra, Ona bir ya da iki haftada bir... mektup yazdım.
Mom is locked up. Nobody's gonna be here.
Kimse girmeyecek.
That's why the momma didn't come back. You had her locked up.
Demek annelerinin dönmeme sebebi buymuş, onu hapsetmişsin.
Leader planned every detail while you had him locked up.
Lider hapisteyken her şeyi detaylı bir şekilde planladı.
And why was that cat locked up in the bedroom?
O kedi neden yatak odasına kapatılmıştı acaba?
I didn't want them to go either, but we can't keep them locked up in the palace.
Ben de gitmelerini istemedim ama saraya kapatacak hâlimiz yok ya.
Now, look, I know you think you got this whole thing on your shoulders, but you've been locked up.
Bak tüm yükü omuzlarına aldığını biliyorum ama hapsoldun.
I enjoy thinking about you locked up in here, rotting until the end of time.
Senin burada kilitli olduğunu düşünmeyi seviyorum. Zamanın sonuna kadar çürüyeceğini bilmeyi.
And you kept her locked up in the basement all that time?
Onu bunca zaman bodrumda tuttun yani?
Shh, shh. I'm locked up in here!
Burada kilitli kaldım.
That she keep you locked up.
Seni kilitli tutacaktı.
Keeping me locked up my whole life?
Tüm hayatım boyunca kilitli kaldığım için mi?
- SO YOU GUYS WERE, LIKE, LOCKED UP FOR 15 YEARS, HUH?
Demek 15 yıldır içeridesiniz?
I'm just saying, with the earth kingdom in complete disarray since the loss of the queen and even with Zaheer locked up again, we still don't know how many red lotus members might be out there, hiding.
Demek istediğim, Kraliçenin ölmesiyle tamamen karmaşaya düşen Toprak Krallığı... Ve Zaheer'i tekrar hapsetmiş olsak bile dışarıda saklanmakta olan ne kadar Kızıl Lotus üyesi olduğunu hala bilmiyoruz.
Nice work. I want him locked up
Maksimum güvenlikle tecrit altına alınmasını istiyorum.
Fuck. You mean to tell me Terry got locked up for that?
Terry'nin yirmi bin için mi hapse girdiğini söylüyorsun?
I want this locked up all the way to the end of the block.
Hadi, buranın sokağın sonuna kadar kapatılmasını istiyorum.
Now that Akley's dead, G-2s got that poor kid locked up.
Akley öldü diye, istihbarat zavallı çocuğu esir aldı.
Four of the perps are locked up, - thus leaving six.
- Dört kişi hapiste, bu da bizi altı kişiye düşürüyor.
I was locked up against my will.
Beni zorla kapattılar.
Prosecutor Seo, he locked me away, threatened me, and beat me up...
Savcı Seo, beni kilitledi, tehdit etti ve hırpaladı.
The time you locked me up in t'cage and went round saying I was turning into a dead...
Beni kafese kilitlediğin ve ölüye dönüştüğümü söyleyerek uzaklaştığın zaman...
I was up on the set earlier, locked in a hot, gas fume-smelling trunk with live snakes!
Oradaydım ben! Benzin kokan, sıcak, yılanlarla dolu bir bagaja tıkılı halde o setteydim.
It's why we locked-up the druid, in the Mansion of the Gods.
Evet ama büyücüyü Tanrılar Sitesi'nde kilit altında tutuyoruz.
If I didn't break privilege, he might have locked this whole thing up before you knew what hit you.
Ben o dokunulmazlığı ihlâl etmeseydim sen daha fark etmeden her şeyi kilit altına alacaktı.
Voluntarily returning to the jail cell where they locked you up.
Seni kilitledikleri hapishaneye kendi rızanla gidiyorsun demek.
At least they've locked Hitler up for five long years.
En azından Hitler'i beş yıllığına kapadılar.
They locked him up when he was innocent.
Masum olmasına rağmen hapse girdi.
Because when we got here the locker was locked, and then presto, change-o, you opened it right up.
Çünkü buraya geldiğimizde dolap kilitliydi sen bir anda açıverdin.
Tell her you locked me up down here.
Beni buraya kilitlediğini söyleyeceğim.
You locked me up, wanting to keep me.
Beni bir yere kilitledin, beni yanında tutmak istedin.
This weirdo locked the guys up in his basement. What?
Bu tuhaf tip bizimkileri bodrumuna kilitlemiş.
After Stanton, he locked me back up.
Stanton'dan sonra beni yeniden kilitledi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]