Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Long way

Long way перевод на турецкий

6,467 параллельный перевод
Long way round it is.
Uzun yoldan gidiyoruz o zaman.
We've come a long way.
Uzun yoldan geldik.
Got a long way to go before clearing our names, rick.
Adımızı temize çıkarmadan önce gitmemiz gereken uzun bir yolumuz var Rick.
Got a long way to go.
Yolumuz uzun.
Why take the long way when there's a shortcut?
Kestirme varken uzun yoldan yürümek niye?
A little bit goes a long way, right?
Az olsun, öz olsun tamam mı?
It's a long way down, Becky.
Çok yüksek, Becky.
We a long way from the South, ain't we?
- Güneyden çok uzaklardayız, değil mi?
The elections are a long way off.
Seçimlere çok var.
It's a long way down, Becky. I don't think you should jump.
Atlamamalısın bence.
They said they found a bear killer out on the prairie, but it looks to me like they got themselves a railroad man a long way from home.
Çayırda ayı öldüren bulduklarını söylediler ama bana yuvasından çok uzaklarda bir demiryolu işçisi bulmuşlar gibi görünüyor.
I've lost two marshals to violence in this town, And I don't need to lose more to know that I'm a long way from being able to use peaceful means to bring "Law and order," As you put it.
Bu kasabadaki şiddette iki federal şerif kaybettim ve demin dediğin gibi, "kanun ve düzen" getirmek için barışçıl yollar kullanmaktan daha çok uzak olduğumu bildiğim için daha fazla kaybetmeme gerek yok.
That's a long way to go for takeout.
- Yemek almak için, uzak bir yerde.
It's a long way by coach.
- Otobüsle gitmek için uzun yol.
They've come a long way.
Çok uzun yoldan geldiler.
While those two idiots took the long way...
O iki gerizekalı da uzun yolu tercih etmişlerdi.
While Tanner had opted to go over, I went the long way around and stuck to the pavement.
Tanner üzerinden geçmeyi tercih ederken ben uzun yolu seçip etrafından dolanarak asfalttan ayrılmadım.
The people are on edge. A word from their chancellor could go a long way.
Başkanlarından bir şeyler duymak onları rahatlatabilir.
But it seems like you've come a long way since then.
Ama o zamandan beri bayağı yol kat etmiş gibi görünüyorsunuz.
California sure is a hell of a long way.
- California buradan çok uzakta.
The Tappan Zee bridge is a long way.
- Tappan Zee Köprüsü de çok uzakta.
It was a long way from Copenhagen to Dybboel.
Kopenhag ile Dybbol'un arası oldukça fazlaydı.
You've come a long way for an old friend.
Eski bir arkadaş için uzun yoldan geldin.
- Look, a recommendation from the xo can go a long way,
Komutandan gelen bir referans çok işe yarayabilir.
You, sir, have come a long way for nothing. Yeah?
- Boşu boşuna uzun yoldan geldiniz bayım.
Well, then, you've came a long way for nothing.
O kadar yolu boşa geldin o zaman.
Technology's come a long way in the last 20 years.
Son yirmi yılda teknoloji çok gelişti.
Well, you've come a long way.
Uzun yoldan gelmişsin.
She's come a long way to see you.
Seni görmek için çok uzun bir yoldan gelmiş.
Whoever threw that is not afraid to really go for it, and that will go a long way toward success in business.
Bu topu kim attıysa o kişi cidden iş yapmaktan korkmuyor ve iş hayatı boyunca uzun bir başarı yolu izleyecek demektir. Tamam süpermiş.
All right, cool, but it is a long way to the buffet?
Ama açık büfeye giden yol da uzun mu?
We know that you're a long way from home.
Evinizden çok uzakta olduğunuzu biliyoruz.
We have met before. And I've traveled a long way to be with you.
Daha önce tanıştık ve seninle birlikte olabilmek için uzun bir yolculuk yaptım.
It's a long way back to the castle.
Şatoya kadar uzun bir yolumuz var.
He's come a long way since then.
O zamandan beri çok yol katetmiş.
He put his hand on my back, Emily, and it was there for way too long.
- Elini sırtıma koydu, Emily. Çok uzun süre geri çekmedi.
She's been out here way too long.
Burada çok uzun kaldı.
I've known you way too long to be impressed by a couple of tattoos.
Seni birkaç dövmeden etkilenmeyecek kadar uzun süredir tanıyorum.
That took way too long.
Bu oyun çok uzun sürdü. "Lütfen" * * *
I drove all the way out to Long Island.
Long Island dışında tüm yol sürdü.
There's been way too much testosterone in this office for too long.
Uzun süredir haddinden fazla testosteron vardı bu ofiste. Bildiğiniz gibi ;
Sorry that it went way long.
Uzun sürdüğü için özür dilerim.
Well, either way, as long as I'm out.
İki şekilde de ben yokum.
We just have... to hold on long enough for her to find a way to get us out.
Clarke bir şey düşünene kadar dayanmamız gerekiyor.
[Grunts] You took the long way home, didn't you?
Eve gelmen biraz uzun sürmedi mi senin?
Your dad and I have been in a relationship for so long that we are practically experts at it, and we've learned a lot along the way, so we wanted to share our knowledge with you.
Baban ve ben çok uzun zamandır neredeyse uzmanlaştığımız bir ilişki içindeyiz ve bu yolda çok şey öğrendik, o yüzden bilgilerimizi seninle paylaşmak istedik.
Mine is epically bad and way too long.
Konuşmam efsane kötü ve aşırı uzun.
A-any way to tell how long ago she ingested the foxglove?
Bu yüksükotu bitkisinin ne kadar zaman önce mideye girdiğini öğrenebiliyor muyuz?
IT WAS HIS WAY OF THANKING ME FOR DEALING WITH THE LONG HOURS.
Uzun çalışma saatlerine tahammül etmeme böyle teşekkür ediyordu.
Clearly, I've spent way too long with you heroes.
Açıkça görülüyor ki siz kahramanlarla çok fazla zaman geçirmişim.
Er, no, ma'am, I'll probably sleep most of the way, so I'll be happy as long as I can get a cup of coffee.
Hayır, hanımefendi. Yolun çoğunu uyuyarak geçiririm herhalde. O yüzden bir fincan kahve alabildiğim sürece mutlu olurum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]