Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ L ] / Looks that way

Looks that way перевод на турецкий

935 параллельный перевод
- It looks that way.
- Öyle duruyor.
At least it looks that way.
En azından görünen o.
- It looks that way.
- Öyle görünüyor.
Looks that way.
Öyle görünüyor
- Looks that way.
- Ona benziyor.
- Yeah, looks that way, don't it?
- Evet, öyle gözüküyor, değil mi?
It looks that way.
Öyle görünüyor.
At first it looks that way, but little by little, if you don't want to die, you have to get it down.
Yenir, yenir. Başlarda hep iğrenç gelir ama sonra yemek zorunda kalırsın, açlıktan ölmek istemiyorsan tabi.
- It looks that way to me.
- Bana öyle geliyor.
Yeah, it looks that way.
Evet, öyle görünüyor.
Looks that way, don't it?
Öyle görünüyor, değil mi?
- Looks that way.
- Öyle görünüyor, evet.
- Looks that way, don't it?
- Öyle görünüyor değil mi?
Yes, it looks that way.
Evet, Öyle görünüyor.
Why he looks that way, why he was missing.
Neden bu şekilde görünüyor ve neden kayıptı?
Looks that way.
Öyle görünüyor.
It looks that way, but I'm not sure I can agree with you.
Öyle görünüyor ama seninle hemfikir olabileceğime emin değilim.
Looks that way.
- Öyle gözüküyor.
- Looks that way, yes.
- Evet gidiyorum.
Looks that way.
Öyle gözüküyor.
- Looks that way.
- Kesinlikle haklısın.
- Looks that way.
Öyle görünüyor.
Looks that way. Enough of'em, they'll try to scald us out before dark.
Hava kararmadan bizi kaynar suyla haşlamaya çalışacaklar.
- It looks that way.
- Öyle gözüküyor.
- Sure looks that way.
- Öyle görünüyor.
It looks that way all along the coast.
Bu, bize yolun sahil boyunca devam ettiğini gösteriyor.
- Yeah, it looks that way.
- Evet, öyle görünüyor.
Me, I say no. It only looks that way.
Öyle gözüküyor sadece.
Yeah, it looks that way.
Evet. Öyle görünüyor.
Well, it sure as hell looks that way.
Vay be, böyle yapacaklar galiba
Yes, it rather looks that way, doesn't it?
Evet, öyle görünüyor, değil mi?
- It looks that way, Charlie.
- Öyle görünüyor, Charlie.
- Looks that way.
- Bence de.
I think that the way my nephew looks at you... is different from the way he looks at other girls.
Bence yeğenim sana diğer kızlardan farklı bir gözle bakıyor.
A woman looks at it that way.
Bir kadın hayatı böyle görür.
It looks to me like that's the way she wants it to stay.
Bence O işlerin böyle kalmasını istiyor.
Looks like that's the only way we're gonna have any peace around here
Burada barış olması için tek yol bu gibi görünüyor.
From the looks of that road, Jesse, there must've been more than 100 Yankee troops passed this way.
Yolun durumuna bakılırsa, Jesse bu tarafa yüzden fazla Yanki askeri geçmiş olmalı.
Is that why he looks at you the way he does?
O yüzden mi sana öyle bakıyor?
That ain't the way the Government looks at it.
Hükümetin bakış açısı böyle değil.
I've been slamming around town like a TV detective... and that's the way it looks to me.
Şehirde TV detektifi gibi dolanıyorum... ve bu kanıya vardım.
Looks that way.
- Bırak onu Mary.
That's the way it looks, doesn't it?
Görünen bu, değil mi?
That's the way it looks, doesn't it?
Öyle görünüyor, değil mi?
That way it looks like she's doing you a favour, instead of we're throwin'her out.
Bizim dışarı atmamız yerine, onun size bir iyilik yapıyormuş gibi görünmesi iyi olur.
You ought to be mighty proud of her... the way she looks in those dresses, especially that lilac one.
Eşiniz o giysilerin içindeyken, onunla nasıl gurur duyuyorsunuzdur!
- That's the way he looks at it.
- O da ancak bu yolla alınır.
- Looks that way.
Öyle görünüyor, değil mi?
That's the way the world looks when I'm not drinking.
İçmediğim zaman ben de dünyayı öyle görüyorum.
She looks better that way.
Böyle daha iyi görünüyor.
It looks better that way.
Böyle daha güzel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]