Making money перевод на турецкий
1,859 параллельный перевод
Making money? - Get out.
- Çık dışarı.
Which, given the current inflation, means they are making money hand over fist.
Yani şu anki enflasyonla çok hızlı para yapıyorlar.
Think sitting behind a desk, sucking ass all day, is making money.
Masanın arkasında oturup bütün gün kıç yalamayı para kazanmak sanıyorlar.
It's about making money.
Konu para kazanmak.
How thoughtless of me to be doing all this in a society where no one else is interested in making money, present company included.
Kimsenin para kazanma ile ilgilenmediği bir toplumda bunları nasıl yapmışım ben.
And you're making money off of her grief and her loss and her love for her dead goddamn dog!
Onun acısından, kederinden ve ölmüş lanet köpeğine olan sevgisinden para kazanıyorsun.
So you are quitting your job where you are making money
Yani Fransa'ya gitmek için para kazandığın işinden ayrılıyorsun.
My gift is useless for making money.
Yeteneğim para kazanmak için yeterli değil.
Too busy making money to go deer hunting these days?
Bugünlerde geyik avına gidip para kazanmak için çok meşgulüm.
You know, I'm gonna be making money.
Artı, para da kazanacağım.
If I don't start making money like right now, I'm gonna lose that property, I'm gonna lose everything.
Hemen para kazanmaya başlamazsam o araziyi kaybedeceğim, her şeyimi kaybedeceğim.
We're gonna be popping beer, making money, getting off early!
Bira pompalayacağız, para kazanacağız, erken kapatıp gideceğiz!
- Wanna start making money?
- Para yapmaya başlayalım mı?
We have just started making money are you going to spend all of it on food. It's from the villagers.
Tüm kazancımızı yemeğe harcamak zorunda mısın?
You know, he's making money on his specialty.
Uzmanlığından para kazanıyor.
Let me see you making money in the party.
Sende parti de para kazanabilirsin.
Is this guy making money off my name?
Bu adam benim adımla para kazanıyor mu?
Hell, yeah, he's been making money on your glorious coattails- - tons of it.
Kesinlikle, sizin çevrenizden sürüyle para kazanıyor.
Otherwise, the entire day we're busy making money.
Diğer yandan, tüm gün parayla uğraşıyoruz.
Daddy's making money in Germany!
Babam Almanya'da para kazanıyor!
Short stories weren't making money back in 1908.
Kısa hikayeler 1908'de de para etmiyordu.
Jason is making money.
Jason para ediyor.
Prostitution is a quick way of making money.
Fahişelik para kazanmanın en hızlı yoludur.
Have you any idea how much money we're making right now?
Şu an ne kadar para kazandığımız hakkında bir fikrin var mı?
Global warming is making us enough money to make Solomon blush.
Küresel ısınmanın bize kazandırdığı para, Solomon'un yüzünü bile kızartmaya yeter.
Iraq is making us enough money to make God cream in his fucking jeans.
Irak'tan kazanılan para Tanrı'nın bile lanet pantolonu içinde sulanmasına yeter.
But a wiretap is hours, and you say no one is making any money...
Ama dinleme çok zaman alır ve sen kimsenin para kazanmadığını söylüyorsun.
If I get the job, I'll be making a lot of money.
Eğer işi alırsam çok para kazanıyor olacağım.
But in the time between receiving the money and paying it out, it's just sitting there, not making interest or anything.
Topladıktan sonra dağıtana kadar paraya faiz falan işlemiyor, öylece duruyordu.
We're only making some money, what's the big deal?
Biz sadece para kazanmaya çalışıyoruz. Sorun nedir ki?
They had money on you not making it.
Üzerine bahse girdiler.
No, I want to know what you're gonna do,'cause... I mean, here I'm trying to talk to you about making you some money, and, you know, nobody made anything up in the Bronx, right?
Hayır, ne yapacağını bilmek istiyorum, çünkü... yani, ben burada sana para kazandırmaktan bahsediyorum,
- Making the money, nothing.
- Parası, hiçbir şeydi.
Once a perosn gets hooked on making easy money... we think they start receiving instructions... last week we find another...
Bir insan kolay para kazanmaya başlayınca onun tüyolar almaya başladığını düşünürüz. Geçen hafta bir tane daha bulduk.
You know, I don't know how much money you're making off of this particular setup, but maybe you should go back to the original one, you know with the storefront and the neon sign that flashes "psychic,"
Bu tezgâhtan ne kadar para kazanıyorsun bilmiyorum ama orijinal hâline dönmen iyi olabilir Dükkânın önüne Medyum yazan ve yanıp sönen neon lamba koymak mesela.
Then I started making some real money modeling... and had you moved to a better treatment center.
O yüzden ciddi para kazanabilmek için modelliğe başladım. Seni daha iyi bir tedavi merkezine naklettirdim.
He's not even making any money anymore.
Artık hiç para bile kazanmıyor.
I'm making an offering with money I made off my own body
Para bağışlamak istiyorum. Bunu vücudumu satarak kazandım
Who the fuck do you think you are making me chase down my money?
Sen kendini ne sanıyorsun da beni kendi paramın peşinde koşturuyorsun?
The good thing is, now we'll be making a shit load of money.
İşin iyi tarafı şu ki, bir sürü para kazanacağız.
The guys are making a career and a lot of money in Sweden.
Herifler İsveç'te acayip para ve kariyer yapıyorlar.
It takes the money out of the equation. By taking the money out of the equation so that they can call the shots, they end up making more money.
Para sorununu denklemden çıkarmakla rahatça karar alabiliyorlar ve sonuç olarak da kazanç sağlıyorlar.
That's where I would put my money, on making those voices heard in every mosque in the country.
Ülkedeki her camide bu seslerin duyulmasını sağlamak için paramı koyduğum yer de burası.
Now that I'm making some money... he's coming after me for shooting him in the ass two years ago?
Şimdi para kazanıyorum iki yıl önce onu vurmam, peşimden mi gelecek?
The kidnapper is making away with my money.
Fidyeci paramla arama giriyor.
Making arrangements to wire the money.
Parayı aktarmak için ayarlamalar yapıyorlar.
yeah, well, we could be making real money now.
Evet, şimdi gerçekten iyi para kazanabiliriz.
Remember how you told me I should start making my own money?
Kendi paramı kazanmaya başlamamı söylemiştin ya.
I know you can't be making very much money.
Daha fazla para kazanamayacağını biliyorum.
Let her know about the extra money you're making on the lecture circuit,
Yaptığın konferans turundan kazandığın ekstra paralardan haberdar olmasını istedim.
There are too many people making too much money off the fights.
Para kazanamak için dövüşen çok fazla insan var.