Manipulative перевод на турецкий
559 параллельный перевод
They have no manipulative organs.
Elleri ayakları yok.
This elderly fellow is bloody cunning manipulative
Altın Yılan oldukça zeki biriymiş!
"What a horrible, empty, manipulative rat."
"Nasıl korkunç, boş, sahtekâr bir sıçan" diye düşündüm.
They may know they do dishonest or manipulative things... but think there's a good reason for it.
Suiistimal ettiklerini, namussuz olduklarını bilirler nedenlerinin iyi olduğunu düşünürler.
What was the other thing? - Manipulative?
Neydi öbürü?
You're one tough cookie. I could say you're one... cold, manipulative guy and it wouldn't bother you.
DiyebiIirim ki, senin gibi soğuk, suiistimaIci birini rahatsız etmezdi.
You're the most self-centered, egotistical, manipulative...
Sen dünyanın en benmerkezci, bencil, çıkarcı...
No, but he's manipulative.
Hayır, ama numaracı.
He didn't get where he is without being manipulative.
Numara yapmadan bulunduğu yere gelmiş olması imkansız.
She is so manipulative.
Çok ikna edici.
Although I thought it was manipulative, it touched me just the same.
İstismar olduğunu düşünmeme rağmen, beni can evimden vurmuştu.
I wouldn't take a sneaky, manipulative, lying flea circus like you anywhere, let alone Vegas.
Senin gibi sinsi, insan kullanan, yalancı, pireli birini hiçbir yere götürmezdim. Demek Las Vegas ha?
Manipulative, I would say.
Manipülatifsin diyebilirim.
Me? The person you describe as manipulative, self-centered, subhuman?
Bencil, çıkarcı ve adi dediğin kişi, öyle mi?
Lousy, manipulative dog.
Hain, duygu sömürgeni köpek.
He called Uncle Joe a mean, greedy, cruel, grasping, evil, manipulative old man.
Joe amcanın adi, açgözlü, zalim, tamahkar, şeytani ve düzenbaz biri olduğunu söyledi.
I had to resort to some cheap, manipulative pseudo-psychology.
Ucuz, hileli, aldatıcı psikolojiye başvurmak zorunda kaldım.
He must be thinking I'm this manipulative, mean woman.
Benim çıkarcı, kötü bir kadın olduğumu düşünüyor olmalı.
No, you want a mysterious, sexy, manipulative...
Hayır, senin istediğin gizemli, seksi, baştan çıkarıcı...
It was shameless. It was manipulative.
Utanmazdı,.insanları istediği yöne çekebiliyordu.Bunu tam şimdi söylemek istiyorum.
What a manipulative bitch.
Ne kadar usta bir orospu.
But he was also manipulative, selfish and arrogant.
Ama aynı zamanda çıkarcı, bencil ve kendini beğenmiş biriydi.
Simpson, I always thought you were sneaky and manipulative.
Simpson, senin her zaman sinsi ve çıkarcı olduğunu düşünürdüm.
- For one thing, he's very manipulative.
- Sadece bir şey, O oldukça çıkarcı.
Of all the manipulative, scum-sucking...
Çıkarcı pislik heriflerin, en kötüsü...
She's unsupportive, controlling, manipulative....
Destek olmayan, yöneten, duygu sömürüsü yapan biri...
She probably said I was lying, manipulative, double-crossing... - Does that hit it all?
Muhtemelen yalan söylediğimi, çıkarcı, kazık atan biri olduğumu söyledi... bu hepsine isabet etti mi?
I hope the rest of them aren't as selfish and manipulative as you.
Umarım geri kalanlar senin kadar bencil ve maniple edici değildir.
And manipulative and condescending and...
Çıkarcı ve hor gören biri ve...
Manipulative. Treacherous. Trusted by neither side.
Çıkarcı, tehlikeli, kimse tarafından güvenilmedi.
You are hypocritical, manipulative.
İki yüzlü ve manipulatifsiniz.
He's a manipulative, self-righteous Uncle Tom.
O kendini ustun goren beyin yikayici bir zenci.
And a source of pride to degenerate, manipulative, gold-digging leeches everywhere.
O, bir gurur kaynağıdır. Dünya üzerindeki tüm şımarık... - asalakların gurur kaynağı.
You'll find a manipulative psychopath, and those girls will wind up dead.
Ne kadar psikopat biri olduğunu göreceksin ve bu işin sonunda kızlar ölecek.
This may seem manipulative, but it would help to have your family there :
Ayrıca, çıkarcı görünebilir, ama ailenin orada olması işe yarayabilir.
A manipulative phoney.
Çıkarcı bir yalancı!
Ares was being his ususal manipulative self.
Ares her zamanki gibi kendi çıkarları için başkalarını kullanıyordu.
That was sappy, manipulative drivel.
Bu saçmalıktan başka bir şey değil.
It amazes me someone as charming as you can be so manipulative.
Bu kadar itici birinin aynı oranda çekici olabilmesi bana hayret veriyor.
Because it's manipulative.
Çünkü çıkar amaçlı kullanılıyor.
A murderous, manipulative, irredeemable...
Bir cani, manipülatif, düzeltilemez bir...
He's manipulative and shallow.
Baştan çıkarıcı ve sığ.
He's manipulative, and shallow...
Baştan çıkarıcı ve sığ.
- I don't know where you come from or just who has the misfortune of being responsible for your existence but you are a lying, manipulative, and cruel person and the fact that you're only 16 years old makes me feel more sorry for you
Nereden geldin ya da varlığının sorumluğu hangi talihsize ait bilmiyorum. Ama yalan söyleyen çıkarcı ve zalim birisin. Ve gerçek şu ki sadece 16 yaşındasın ve yok etme amacında olduğun için sana bu odadaki herkesten daha fazla acıyorum.
Felicity's not manipulative like that, OK?
Felicity çıkarlarına göre insan kullanan biri değildir.
Selfish, ambitious, manipulative, arrogant.
Bencil, hırslı, çıkarcı, küstah.
I studied, became a teacher and a leader... but despite all my righteous intentions... I was still selfish, ambitious, manipulative... and even more arrogant.
Çalıştım, bir öğretmen ve lider oldum... ama bütün iyi niyetime rağmen... yine de bencil, hırslı, çıkarcı... ve daha küstahtım.
That is so manipulative!
Bu sahtekarlık!
So manipulative!
Hem de nasıl!
He is completely in love with himself, manipulative...
Kendisine aşık biri.
It is manipulative!
Bu yanıltıcı!