Marianne перевод на турецкий
1,235 параллельный перевод
She spoke to Marianne?
Marianne ile konuştu mu? - Evet.
Plus Vic and Marianne.
Artı Vic ve Marianne.
When Marianne called, they may have lost the message downstairs.
Sana mesaj bıraktım aşağıda kaybetmiş olabilirler.
Vic and Marianne just left.
Vic ve Marianne sadece.
Oh, my God, that's Marianne Moore's house.
Aman Tanrım. Bu Marianne Moore'un evi.
You get to see Marianne today.
Bugün Marianne'i göreceksin.
Friday night's party at Marianne Moore's house was... Yeah, and we already have a contender for the Flash-man of the year, a major waste case, Steve Sanders.
Marianne Moore'un evindeki cuma partisinde ve evet yılın Flash-man'i için bir adayımız da oldu müthiş bir kazaya sahne oldu, Steve Sanders.
So, why weren't you at Marianne Moore's party the other night?
Neden Marianne Moore'un partisine gelmedin?
I'm looking for the freshman dork who was driving my car after Marianne Moore's party.
Marienne'in partisinden sonra arabamı çarpan çaylak.
Hey, are you the guy Marianne sent flowers to?
- Marienne'in çiçek gönderdiği çocuk sen misin?
Oh, Marianne sent you flowers?
Marienne sana çiçek göndermiş.
Look, Robinson, all I can say is that I did something with Marianne on Saturday that most guys probably couldn't handle.
Bak, Robinson, bütün söyleyebileceğim Cumartesi Marianne'le çoğu erkeğin anlayamayacağı şeyler yaptık.
Hey, heard you scored on Marianne Moore.
Hey, Marianne Moore'a çakmışsın. Tebrikler.
- Heard about you and Marianne.
- Marianne ve seni duydum.
And the newest wildest things at West Beverly High, well, come on and go with me, children, Brandon Walsh and Marianne Moore.
Ve West Beverly Lisesi'ndeki en yeni sevişgenler hadi takılın bana çocuklar Brandon Walsh ve Marianne Moore.
Look, Marianne, I didn't...
Bak, Marianne, yapmadım...
I wanted to ask you about this rumor that's going around about me and Marianne.
Ben ve Marianne hakkında etrafta dolaşan dedikodularla ilgili birkaç şey sormak istiyorum.
Well, since my date with Marianne Moore has become public knowledge, I wanted to tell everyone what exactly happened that night.
Şey, Marianne Moore'la çıktığımızı herkes öğrendiği için o gece neler olduğunu herkese anlatmak istiyorum.
So, Marianne, I hope you're listening, because I wanna say I'm sorry.
Ve Marianne, umarım dinliyorsundur çünkü üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
Marianne, I want you to know that I never meant to hurt you.
Marianne, seni kırmayı aklımın ucundan bile geçirmedim.
So, you didn't hear what I said? About Marianne?
O zaman Marianne hakkında söylediklerimi de duymadın?
So you can go blabbing to everybody about where I live, just like you did about you and Marianne Moore?
Böylece herkese yaşadığım yerin dedikodusunu yapabilirsin tıpkı Marianne Moore'a yaptığın gibi, değil mi?
That thing about me and Marianne, that's not me, that's not what I'm about.
Sadece ben değil, ben ve Marianne hakkında.
Marianne Renoir.
Marianne Renoir.
Yes, you can. You just have to want to, Marianne.
İstersen pekâlâ da diyebilirsin Marianne.
Me too, Marianne.
Ben de öyle Marianne.
I do, Marianne.
Ben de öyle Marianne, ben de.
- Marianne tells
- Marianne anlatır
- Marianne - and Ferdinand
- Marianne - ve Ferdinand,
Marianne, who had the eyes of both Aucassin and Nicolette, told them about William of Orange's nephew, the handsome Vivien, who died fighting 30,000 Saracens.
Aucassin ve Nicolette'in gözlerine sahip Marianne, İngiltere kralı 3. William'ın yeğeni, 30.000 müslümana karşı savaşmış olan yakışıklı Vivien'in hikayesini anlattı.
Marianne, his jacket.
Marianne, adamın montunu versene.
You're crazy, Marianne.
Delisin sen Marianne.
Wait for me, Marianne!
Bekle beni Marianne!
You were with Marianne when she stabbed our friend Donovan, and you ran off with my $ 50,000.
Dostumu Donovan'ı öldürüp $ 50.000 ile kaçarken Marianne ile birlikteydin.
Marianne's loyalty. "
Marianne'in sadakatini. "
- Marianne but he doesn't find her.
- Marianne'ı ama bulamıyor.
Marianne!
Marianne!
Marianne, get dressed.
Marianne, giyin.
The car was rented by Marianne Graves, a lawyer from New York.
Araba Marianne Graves tarafından kiralanmış, New York'lu bir avukat.
I'm sorry, this is Marianne Graves.
Üzgünüm, bu Marianne Graves.
- Marianne, come on.
- Marianne, haydi gel.
- Marianne, are you in this one?
- Marianne, burada mısın?
- Marianne, your chariot awaits you.
- Marianne, savaş araban hazır.
- This is Marianne Graves.
- Bu Marianne Graves.
I'm Marianne.
Ben Marianne.
I'm pleased to meet you, Marianne.
Seninle tanıştığıma memnun oldum Marianne.
Everyone says it's Marianne Kirchner.
Herkes diyor ki o Marianne Kirchner.
- Marianne.
- Marianne.
Marianne.
Marianne.
Hey, Marianne.
Hey, Marianne.
When Marianne says, "It's a fine day,"
Ne zaman Marianne dese :