Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / Mer

Mer перевод на турецкий

559 параллельный перевод
Villefranche-sur-Mer...
Villefranche-sur-mer.
The lead absorbed all the rays except those that were allowed to escape through a small opening in the block.
Mer-ha-ba! Merhaba!
Yes, I was a victim of mal de mer, I'm sorry to say.
Evet, üzülerek söylemeliyim ki deniz tutması kurbanıydım.
A-mer-i-ca.
A - me-ri-ka.
_ Ensign Mer
- Neşeli sancak? - Efendim?
A few years later, the little town of Montreuil sur Mer in northern France rose unexpectedly.
Birkaç yıl sonra Fransa'nın kuzeyindeki ufak Montreuil kasabası beklenmedik bir gelişme gösterdi.
For these services, despite your dislike of honors, in the name of His Majesty, I appoint you mayor of Montreuil sur Mer.
Bu hizmetleriniz için her ne kadar şan ve şerefi sevmiyorsanız da Majestelerinin adına sizi Montreuil sur Mer'e Belediye Reisi tayin ediyorum.
Like in all the little towns, there was in Montreuil sur Mer a class of young men who were nibbling on their private income, being deeply bored while they thought they were having fun.
Ufak şehirlerin hepsinde olduğu gibi Montreuil'de de bir genç grubu vardı. Eğleniyoruz sanırken kişisel gelirlerini tırtıklayıp duruyorlardı.
- To Montreuil sur Mer.
- Montreuil sur Mer'e.
- To Montreuil sur Mer?
- Montreuil sur Mer'e mi?
In the name of His Majesty, I appoint you Mayor of Montreuil sur Mer.
Majestelerinin adına sizi Montreuil sur Mer'e Belediye Reisi tayin ediyorum.
Mr. Counsel General, Mr. President, this humble industry of a convict gave me the idea that originated my prosperity and that of Montreuil sur Mer.
Sayın Savcı, Sayın Başkan bir mahkûmun mütevazı çalışmasından aldığım ilham benim ve Montreuil kasabasının zenginleşmesini sağladı.
Mr. B has a touch of mal de mer.
Bay B.'nin içi dışına çıktı.
If you think I'm going to travel across that acid sea in one of these primitive mer... er, submersibles you're very much mistaken.
Eğer bu ilkel denizaltıların biri içinde, bu asit denizini geçeceğimi sanıyorsanız son derece yanılıyorsunuz.
Yes, Villefranche-sur-Mer.
Evet, Villefranche-sur-Mer.
How about ammunition?
Peki ya mer mi?
St Palais sur Mer? Very discreet!
Denizin kenarındaki Sait Palais.. gizemli olurdu.
Our hats are off to all of those people ir show busiress who traveled the world ertertairirg our mer ard womer overseas ard here at home.
Gösteri dünyasındaki bu insanlara tüm dünyayı dolaşıp askerlerimize moral verdikleri için şapka çıkarıyoruz.
It's a couple of schnell battalions, combat rejects defending the beach... at Colleville-sur-Mer.
Birkaç uydurma tabur, sahili koruyan muharip artıkları Colleville-sur-Mer'de.
Alas, messieur. Ever since I was a small boy... I have suffered from le mal de mer.
Ne var ki mösyö, çocukluğumdan beri biraz deniz beni tutar da... bu kısa yolculuk için bile tüm cesaretimi toplamam gerekti... inanın bana.
Yesterday afternoon, not only did I discover the false diamond that Horace Blatt had returned to her... but my excellent wine taster's nose had detected, not as you put it, Madame Castle, a pong... but Souffle de Mer, "the breath of the sea"... which, as you know, messieur Marshall, was her favourite perfume.
Dün öğleden sonra sadece Sir Horace Blatt'ın ona... iade ettiği sahte bir elması bulmakla kalmadım, aynı zamanda... mükemmel şarap tadımcısı burnumla sizin söylediğinizin tersine... Madam Castle, içeride Sufle de Mehr kokusu aldım. Yani'Denizin Nefesi'ki bildiğiniz gibi Mösyö Marshall, bu... onun en sevdiği parfümüydü.
There's lots of work there.
Fos-sur Mer'e git. Orada herkese iş var.
I am the police chief of Beaumont sur Mer.
Ben Beaumont Sur Mer polis şefiyim.
Said he was going to hunt in Beaumont sur Mer.
Beaumont sur Mer'e ava gittiğini söyledi.
There isn't enough room for both of us in Beaumont sur Mer.
Beaumont sur Mer'de ikimize yetecek kadar yer yok. Ne düşünüyorum biliyor musun?
Lo hell, bozo.
Haba mer, gerzek.
This is fruits de mer.
Bu deniz ürünlü bir çorba.
Contact between the human world and the mer-world is strictly forbidden.
- İnsanların dünyası ve deniz dünyası arasında ilişkiler yasaklanmıştır.
It began on the beach at Luc-sur-Mer.
Bu durum Luc-sur-Mer'deki kumsalda başlamıştı.
We went to Luc-sur-Mer so Mathilde could see where I wore the woolen trunks.
Luc-sur-Mer'e gittik ve.. ... Mathilde yün mayoları giydiğim yeri görebildi.
Only of looking at the boat I keep the evil of mer.
O mekanizmaya bakmak bile içimi bir hoş ediyor.
I was never a victim of the evil of mer!
Bir kere bile deniz tutmadı.
- Does Ne encore read shovels badly of mer?
- Hâlâ deniz tutması mı?
What'd you say, it's / ik e E / mer Fudd sitting on a juicer?
Ne demiştin sen ona? Elmer Fudd portakal sıkıcısına oturmuş gibi mi ses çıkarıyor?
H... H... Hi.
Mer-ha-ba.
Hel -
Mer -
[Clears Throat] Oh. H-Hi, Marge.
Mer-Merhaba Marge.
No. "La Mer". It is "La Mer".
Hayır. "La Mer." O "La Mer."
Ho... mer Simp... son.
Ho... mer Simp... son.
I know you did, Mer.
Biliyorum, yaptın, Mer.
The Army's my Iife, Mer.
Ordu benim hayatım, Mer.
- ( Mer ) We', re noting rightnow...
- ( Mer ) Şu anda ewde yokuz...
My lover left mer after 18 years for some teenager who weighs 12 lb.
Erkek gibi. Babamı ve diğer aşağılık adamları çivilemek mi?
WHERE?
! - Mer...
And they called it Le Coeur de la Mer.
Le Coeur de la Mer diyorlar.
- Sorry. Did I get you wet, Mer?
- Pardon, ıslattım mı seni Mer?
- Hi, Mer.
- Selam, Mer.
Don't feel bad, Mer.
Üzülme, Mer.
Beaumont sur Mer.
- Beaumont sur Mer.
Beaumont sur Mer?
Beaumont sur Mer'mi?
Meridian.
Mer...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]