Might as well be перевод на турецкий
1,443 параллельный перевод
If you're gonna get murdered, it might as well be by your own kind
Eğer öldürüleceksen, kendi ırkından biri olmasını tercih ediyorlar.
Might as well be all comfortable in the meantime.
Ama bu arada ortalık rahatlasın.
It might as well be me.
Ben olabilirim.
Or... he might as well be anyway.
... ya da onun gibi bir şey.
You said I might as well be dead.
Ölü olduğumu söyledin.
Might as well be honest.
Dürüst olabilirsin.
We might as well be comfortable, at least until the Wraith get here... shut up for a second.
Wraithler buraya gelene kadar rahatlayabiliriz... Bir saniye çeneni kapa.
Whether you see it or not, it is still there, so it might as well be real.
Gör ya da görme, hala orada, bu yüzden gerçek de olabilir.
I might as well be dead already.
Ben zaten bir ölüyüm.
MIGHT AS WELL BE THE FELLOW WHO CAN PROVIDE FOR ALL.
Her şeyi sağlayan kişide olması daha iyidir.
Figured, you know... gonna be neighbors, you might as well be neighborly, right?
Komşu olmak dost olmayı da gerektirir, değil mi?
She might as well be on the streets.
Belki de bir sokak fahişesidir.
Might as well be Irish from Cromwell's time. Skin is darkened by the sun is all.
Cromwell zamanından kalma ciltleri güneşten kararmış İrlandalı'lar da olabilirler.
Might as well be a bull's-eye.
Bu da tam isabet olabilir.
Might as well be a goddamn try-out for you.
lstersen sen göresin diye bir daha yapsïnlar.
We officially shut down at midnight, but all calls are being diverted, so we might as well be closed now.
Geceyarısı resmi olarak kapalıyız ama bütün çağrılar yönlendiriliyor yani şimdiden kapatmamamız için bir neden yok.
We might as well be shipwrecked!
Yakında gemi enkazına dönebiliriz.
I might as well be flying coach.
Charter sefere binmekten farksızdı.
If you don't follow through on your dreams, you might as well be a vegetable.
Hayallerinin peşinden gitmezsen bir sebzeden farkın kalmaz.
They might as well be, damn it.
Olabilirlerdi de, kahrolası.
I was looking at her at the funeral, thinking one might as well be dead if one looked like that. - And now she is. - ( Sniggering )
- Cenaze töreninde onu gördüğümde insan böyle görünmektense ölmeyi yeğler demiştim ve öldü.
Might as well be Steve!
Steve olmaması için bir sebeb yok!
Might as well be now.
Şimdi olsa iyi olur.
I might as well be doing, I don't know, anthropology or something.
Başka bir şeyler de yapabilirdim, antropoloji filan.
IfI'm gonna be a geek, I might as well be a sissytoo.
Madem inek olduk, hanım evladı da olabilirim.
When you're inside La Hacienda Corona, you might as well be.
La Hacienda Corona'nın içlerine giderseniz, olursunuz.
Steve Collins might as well be handled by ET as far as I can find out.
Bulabildiğim kadarı ile Steve Collins, E.T. * tarafından tutuluyor olabilir.
I mean, I know it's not murders in this case, but it might as well be.
Yani, biliyorum bu cinayet değil ama.. öyle olabilir de.
- We might as well be nuns.
- Biz de rahibeler olabilir.
Might as well be a hawking essay on quark theory.
Hawking'in ( * ) Quark Teorisi'ne ilişkin bir makalesi gibi olurdu.
Might as well be us, Teach.
Pekala, biz de olabiliriz, hocam.
Playing with so many people's lives, you might as well be a god.
Birçok insanın hayatıyla oynuyorsun. Bir Tanrı bile olabilirsin.
If you give me a pig part, I might as well be dead.
Domuz organı takılacağına ölürüm daha iyi.
I think it's sort of obvious that we're not going to be together... so you might as well be happy.
Bence, bir araya gelemeyeceğimiz öyle aleni ki mutlu bile olabilirsin.
But the new ones, I might as well be eating candy.
Yenileri içince şeker gibi oluyorum.
And if you don't take any risks... then you might as well be dead.
Eğer hiçbir risk almazsan... yaşamamış gibi olacaksın.
You might as well be a thousand pounds overweight.
15 kilo fazlan mı var? 500 kilo fazlan da olabilir.
Well, I've been waiting for someone, I guess it might as well be you.
Birini bekliyordum herhâlde. O kişi pekâlâ sen de olabilirsin.
Might as well be anyone, really?
Sahi ya, niye birini bekliyordum?
He might as well be saying "cheese."
Neredeyse poz verecek.
With all that stuff you've been hauling over, we might as well be living here.
Ama buradan benim evime taşıdığın şu eşyalarla, evim senin evine döndü.
- Why, he might as well be.
- Bazen öyle olabiliyor.
If you look for truthfulness You might just as well be blind
Açık yüreklilik arıyorsan eğer pekala kör de olabilirsin
Well... not as heavy as they might be... but very neat... and nicely made.
Hmm yeteri kadar ağır değiller ama çok temiz ve iyi yapılmış.
Freedom, at the very least, I'd say, though I think a few hectares of land might be in order as well.
En azından, özgürlük diyebilirim. Birkaç hektar toprak da iş görebilir.
Since this is supposed to be it of its genre, and since it's had this piece in the New York Times, I might as well see it if it's going.
Bu tarz olduğu farzedildikten sonra, ve New York Times'da çıktıktan sonra, ben de gidip görebilirim.
- Yeah, I figure, since you're nothing, and you're looking to be something you might as well try being a Zugor.
- Evet, düşündüm ki madem ki bir hiçsin ve bir şey olmak istiyorsun bir Zugor olmayı deneyebilirsin.
Which means we might be able to access it remotely as well and download the same intel Kradic got off it.
Yani şebekeye uzaktan girip Kradic'in aldığı bilgileri biz de indirebiliriz.
We're gonna be up here for a while, we might as well talk about something.
Burada bir süre takılacağımıza göre, konuşabiliriz.
- Yeah. If other people are gonna be helping out, I might as well.
Başkaları yardım ediyorsa, ben de edebilirim.
Any chance his sister might be there as well?
Kız kardeşi de orada olabilir mi acaba?
might as well 85
might 118
mighty 31
might have 21
might have been 16
might be 104
might work 17
might i have a word 38
might i add 20
might i ask 28
might 118
mighty 31
might have 21
might have been 16
might be 104
might work 17
might i have a word 38
might i add 20
might i ask 28