My fate перевод на турецкий
1,160 параллельный перевод
He will decide my fate, and yours.
Kaderimi o belirleyecek ve seninkini de.
He will decide my fate and yours.
Kaderimi o belirleyecek ve seninkini de.
My fate is in your hands.
Kaderim sizin ellerinizde.
I don't even dare hope my fate will change for the better.
Kaderimin daha iyi olacağına umut edecek cesaretim bile yok.
Who'll bind my fate to the cross? Huh, who?
Kim benim kaderimi çarmıha bağlayacak, ha, kim?
"I know that I shall meet my fate Somewhere among the clouds above"
"Biliyorum gelecektir ecelim Bulutların arasında bir yerde"
I don't weep for my fate, but for Italy insulted by her greedy and dishonest sons!
Kendim için değil, açgözlü ve ikiyüzlü evlatları tarafından aşağılanan İtalya için gözyaşı dökeceğim!
If I do not escape my fate today. Please carry out my one last wish.
Eğer bugün canlı çıkamazsam... lütfen son dileğimi yerine getirin...
My fate line is short as can be
Hayat çizgim ne kadar kısa
My fate line, my fate line
Hayat çizgim, hayat çizgim
Darling, what do you think of my fate line
Sevgilim, hayat çizgime baksana
My fate line
Hayat çizgim
- My fate line
- Hayat çizgin
- My fate line
- Hayat çizgim
- My fate line
- Ah hayat çizgim!
- My fate - - line
- Hayatım - - çizgim
"Sunlight was in my fate that's how I lived my life"
Günışığım benim, yaşamınla benim kaderim oldun!
It isn't my fate?
Bu kaderim değil mi?
A woman decides my fate.
Kaderimi bir kadın tayin ediyor.
"Even my fate will shine one day"
"Bana inanın, dostlarım"
If you want to punish me, I will accept my fate.
Yasa bunu gerektiriyorsa, canımı bile veririm... lütfen anlayın beni!
and trouble heaven with my bootless cries. and look upon myself and curse my fate.
Ağlamam faydasız ise sorun cennette kendime şöyle bakıyorum kaderimdeki lanetle.
It's my fate.
Kaderim bu.
It is my fate to be in between heaven and earth.
Cennetle yeryüzü arasında olmak benim kaderim.
But you like me. It's my fate.
Ama benden hoşlanıyorsun.
My fate?
Kaderim bu mu?
Can this be my fate?
Kaderim bu olabilir mi?
If that is to be my fate.
Eğer bu benim kaderimse.
But that will not be my fate.
Ama bu benim kaderim olmayacak.
It's my fate to be the galaxy's whipping boy.
Galaksinin şamar oğlanı olmak benim kaderim.
What was my baggage or Africa to me when I learned that such a fate had befallen my darling?
Bagajımın ve Afrikanın, sevgilimin başına böyle bir felâket geldikten sonra ne anlamı vardı.
I carry the South like fate in my heart.
Güney'i taşırım Kalbimdeki kader gibi.
To prove my faith in Jason, I shall bind his fate to mine... and to our country, by giving him my daughter in marriage
Joson'a olan güvenimi kanıtlamak için onun kaderini benimkine bağlayacağım, ve ülkemize... kızımla evlendireceğim onu.
I have little time to decide the fate of 40 of my crew stranded aboard the derelict Hathaway.
İşe yaramaz durumdaki Hathaway'da mahsur kalan 40 adamımın için... karar verecek çok az zamanım var.
His fate was in my hands!
Kaderi benim ellerimdeymiş Elizabeth!
Just look at my little fate line
Kısa hayat çizgime baksana
Just look at my little fate line
Bir baksana kısacık hayat çizgime
That his fate would be inextricably bound to my own destiny.
Oysa kaderi içinden çıkılmaz biçimde benim kaderimle iç içe geçecekti.
My friend... why should Fate allot such ugliness, such loneliness?
- Dostum kötü saatlerim vardır kendimi böyle çirkin ve yapayalnız hissettiğim.
Leave me to my fate
Beni kendi halime bırakın?
So now I'm supposed to just leave my dad's fate in the hands of a man who may have had something to do with my mom's murder.
Babamın kaderini, annemin cinayetiyle alâkası olabilecek bir adamın ellerine mi bırakayım yani?
In my opinion, completely this of reading the fate it is affecting it.
Bana sorarsanız, bu falcılık işi onu etkilemişe benziyor.
Andy, I'm taking fate into my own hands.
Andy, kaderim ellerimde.
I could not abandon my client to her fate
Müşterimi kaderine terkedemezdim,
"Even my fate will shine one day, my friends"
"Bana inanın, dostlarım"
I'm in charge of my own fate.
Kendi kaderimi ben çizerim.
How could this be my fate?
Kaderim bu mu olacaktı?
Fate had me playing in love, with you as my sweetheart.
Kader bana aşk rolü verdi, seni de sevgilim olarak.
It will be my extreme pleasure to report to the President who has been gravely concerned about the fate of our whooping cranes and the Interior Secretary and the American people that the entire flock of cranes is, indeed, at Siwash Lake, and in apparently healthy condition.
Turnaların akıbetiyle çok yakından ilgilenen başkana... ve içişleri sekreterliğiyle Amerikan halkına sürünün... şu anda Siwash Gölü'nde bulunduğunu... ve fiziksel durumlarının çok iyi olduğunu bildirmekten mutluluk duyuyorum.
Obtaining this legendary tome was vital not only to my writings but to the fate of all mankind.
Bu efsanevi kitabın içerdiği bilgiler sadece yazılarım için değil insanlığın kaderi için de hayati önem taşıyordu.
Your fate is in the palm of my hand.
Kaderin benim ellerimde.
fate 174
my fair lady 19
my family 595
my favorite 192
my father is 24
my father 1334
my father is dead 46
my father told me 25
my favourite 55
my father was 24
my fair lady 19
my family 595
my favorite 192
my father is 24
my father 1334
my father is dead 46
my father told me 25
my favourite 55
my father was 24