My will перевод на турецкий
44,641 параллельный перевод
But I will have my phone on me all weekend.
Ama telefonum tüm hafta sonu yanımda olacak.
I don't have any of my stuff. Taylor will get it.
Hiçbir eşyamı almadım.
Erm... yeah, sorry. Erm... Yes, you will need to speak to my husband Jim, he did the invites.
Evet kusura bakmayın tamam bunun için kocam Jim'le konuşmanız gerekecek.
But my mother will not allow it.
Ama annem müsaade etmez.
Sir with all due respect.. What I saw in my ^ ^ will change the course of war.
Komutanım, gördüklerim savaşın seyrini değiştirecek.
I'm not leaving my home and that's what the doctor will do.
Evimi terk etmiyorum ve doktorun isteyeceği şey bunun tersi.
The doctor assured me that my memory will come back over time,
Doktor, belleğimin zamanla geleceğini söyledi.
I think I will know my destination,
Sanırım varış noktamı biliyorum,
And you will be, too, because you, my dear, are a star.
Sen de öyle olacaksın çünkü tatlım, sen bir yıldızsın.
I'm sorry, but my daughter will never sully her gown in such foul waters.
Üzgünüm ama kızım o tür rezil bir yerde itibarını kirletemez.
My administration will hunt down these poison-pushers and arrest them one-by-one until we get directly to the source.
Benim yönetimim bu zehir satıcılarını avlayacak ve işin kaynağına varana kadar onları teker teker tutuklayacak.
The only question is, will you do what's necessary to earn my largesse?
Tek soru, iyiliğimi hak etmek için gerekeni yapıp yapmayacağın.
My houses will be built.
Konutlarım inşa edilecek.
I ought to tell him, warn him that my ship will set sail.
Onu buradan yelken açacağıma dair uyarmalıyım.
I will risk my life to meet you up there.
Seninle buluşmak için hayatımı tehlikeye atacağım.
I'll bring Mylene back, save our child and then you will beg my forgiveness.
Mylene'i getirip kurtaracağım ve sonra seni affetmem için bana yalvaracaksın.
But you will never get my Mylene.
Ama asla Mylene'imi alamazsınız.
My wife, Lydia... prostrated herself... to the will of the beast.
Karım Lydia iblisin sesine boyun eğdi.
Yet it is I who will save Mylene and I who shall save my brother Francisco, who helped the barrios torch their own buildings to buy up their desolate wasteland.
Ama Mylene'i ben kurtaracağım, kardeşim Francisco'yu ben kurtaracağım. O, barrio'ların metruk arazilerini almak için kendi binalarını yakmalarına yardım etti.
Cause when it happens, and it will... whatever offer me and my guys are willing to make goes up in smoke.
Çünkü öyle olduğunda, ki olacak olan bu... Ben ve arkadaşlarımın yaptığı teklif ortadan kalkacak.
Any business with him will be conducted in my presence.
Onunla alakalı hangi iş olursa olsun huzurumda yürütülücek.
If you don't approve of me steadying my nerves with Madeira, then perhaps you should consult the directory of the Royal College of Physicians, see you know many others of them will agree to carry out this kind of work.
Madeira ile sinirlerimi yatıştırmamı onaylamazsanız o zaman Kraliyet Hekimler Üniversitesi'nin müdüriyetine başvurup kaçının böyle bir işi gerçekleştirmeyi kabul edeceğini görmelisiniz.
So this... This small piece of land that my father... bought for beads, bless him, and gunpowder, some 30 years ago, actually will be very, very valuable to the Crown and to the East India, but also incredibly valuable to the Americans.
O yüzden bu babama ait bu küçük toprak parçası Tanrı onu kutsasın ki 30 sene önce boncuk ve barut karşılığında satın aldığı bu yer aslında Kraliyet ve Doğu Hindistan Şirketi için çok ama çok değerli olacak.
When my ship is ready, I will send for you.
Gemim hazır olduğunda, sana göndereyim.
I will pull out myself with my fingernails.
Tırnaklarımla kendim çekeceğim.
Whether God will accept me is another matter, perhaps my husband will have spoken of my betrayal.
Tanrı beni kabul edip etmeyecek başka bir konudur, Belki kocam ihanetimden bahsedecektir.
Or perhaps my feelings for you, unforgiveable feelings for you, will mean the Thames will take me to a different place.
Ya da belki de senin için duygularım, senin için affedilemez hisler, Bu Thames'in beni farklı bir yere götüreceği anlamına gelecektir.
I will give you £ 15, minus the heels on my boots... and I will need your eyes and ears from now on as well.
Sana vereceğim 15 sterlin botlarımın topuklarından az ve bundan böyle gözlerine ve kulaklarına da ihtiyacım olacak.
I am lying in the ocean like a whale and no-one in my Privy Council will raise a musket barrel!
Okyanusta bir balina gibi uzanıyorum ve Kraliyet Danışma Meclisimdeki hiç kimse bir tüfek namlusu dahi doğrultacak değil!
But what I do have are Malay coins, enough to bury you. Prayer beads, not enough to get you to heaven. And hashish, enough to ease my grieving when the East India Company slit your throat, which, of course, they will.
Ancak seni gömmeye yetecek kadar Malay sikkem var olmasına var da tespihler seni cennete götürmek için yeterli değil ve Doğu Hindistan Şirketi boğazını kesince, ki muhakkak kesecekler de kederimi hafifletecek kadar haşhaşım da yok.
Carlsbad will know my name and know my business.
Carlsbad adımı ve işimi bilir.
Brace, do not believe that I will not know when you reseal my letters.
Brace mektuplarımı yeniden mühürlediğinde farkına varmayacağımı sanma.
I know I will have my satisfaction. I declare it! I challenge James Delaney to a duel.
Tatmin olacağımı biliyor ve şunu söylüyorum James Delaney'i düelloya davet ediyorum!
On my instruction, the duellists will take up position at the points.
Talimatımla düellocular yerlerinde mevzi alacaklar.
And I want you to know that there will be no place for that man on my ship when we sail to the New World.
Bilmenizi isterim ki Yeni Dünya'ya yelken açtığımızda gemimde o adama yer yok.
Yes, you tell him that and I will rely upon him to give my ship safe passage through the American blockade.
Evet, bunu söyleyin.
If my factory is discovered... I will know where to find you.
Ben de ona gemimi Amerikan ablukasından güvenle geçireceği konusunda güveniyor ve fabrikam keşfedilirse sizi nerede bulacağımı biliyorum.
Then my 12 o'clock can be my 11.30, my one o'clock can be my 12, and before you know it, the day will be over before it's begun.
O hâlde saat 12 randevum 11.30, saat 1 randevum 12 olabilir ve daha anlamadan gün başlamadan bitmiş olur.
And on my ship, there will be no rules and there will be no judgment.
Gemimde kural olmayacak, kimse yargılanmayacak.
My ship will sail long before the commission even sits.
Komisyon daha göreve başlamadan gemim denize açılmış olacak.
Let the good Lord be my witness... I will yell out the truth to the four winds.
Yüce Tanrı şahidim olsun ki her konuda gerçeği söyleyeceğim.
There will be a man with markings on his face to meet you... he will take you to my friend Atticus.
Orada yüzü dövmeli bir adam seninle buluşup seni dostum Atticus'un yanına götürecek.
When my ship is ready, I will send for you.
Gemim hazır olduğunda sana haber yollayacağım.
When my reds are red and my whites are white and my blues are blue, then I will clear out.
Kırmızılarım kırmızı, beyazlarım beyaz mavilerim mavi olunca ortadan kaybolurum.
News of my arrest will already be spreading.
Tutuklanma haberim çoktan yayılmıştır.
You allow me my meeting with Stuart Strange and perhaps, perhaps you will catch your Americans before they reach the ports.
Stuart Strange ile görüşmeme izin verirseniz aradığınız Amerikalıları limanlara ulaşmadan yakalayabilirsiniz.
"In the event of my death, all of my possessions and landholdings will be bequeathed..."
"Ölümüm hâlinde, tasarruflarımın ve mülklerimin tamamının miras bırakılacağı..."
I have registered the Delaney Trading Company with Lloyds of London and I will ready my ship so that when the time is right and the Company has fallen we can leave.
Londra'daki Lloyd's aracılığıyla Delaney Ticaret Şirketi'ni kayıt ettirdim. Gemimi hazırlayacağım ki doğru zaman gelip de Şirket dağıldığında gidebilelim.
Then I will visit you in your dreams, my love.
O zaman seni rüyalarında ziyaret ederim aşkım.
And whilst you're here, this document will show you... that my ship is already insured by an insurance broker by the name of Cope.
Hazır siz buradayken göstereceğim bu belgede gemimin Cope adında bir sigorta simsarı tarafından çoktan sigortalandığı yazıyor.
And, if you look very closely, you will probably recognise my handwriting.
Daha yakından bakarsanız el yazımı muhtemelen tanırsınız.
will 4406
william 1771
will you 5002
willy 296
willie 478
williams 400
willow 183
willis 102
willkommen 17
willing 37
william 1771
will you 5002
willy 296
willie 478
williams 400
willow 183
willis 102
willkommen 17
willing 37
willi 47
willard 96
williamson 37
willa 165
willpower 20
will you marry me 800
willem 32
willows 29
william shakespeare 26
william blake 30
willard 96
williamson 37
willa 165
willpower 20
will you marry me 800
willem 32
willows 29
william shakespeare 26
william blake 30