Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Never was

Never was перевод на турецкий

22,191 параллельный перевод
She never was.
Asla da olmadı.
He never was.
Hiç gitmemiş.
I'm not your brother, I never was. I'm your cousin.
Kardeşiniz değilim, hiç olmadım.
Well, we were having sex, so in that sense, it was not reality-based at all, because that's never gonna happen again.
İşte, sevişiyorduk... bu durumda hiç de... gerçekliğe dayalı bir şey değildi... çünkü bir daha asla yaşanmayacak.
I was never here.
Buraya hiç gelmedim.
- I was never asked that question.
- Bana hiç böyle bir soru sorulmadı.
You know, I-I used to want so much from them, just stuff I was never gonna get, and I just never realized it.
Onlardan çok şey isterdim. Hiç elde edemeyeceğim şeyleri ve hiç anlamazdım da alamayacağımı.
I'll sign your release. Certain things can never change, but I will always remember that you helped my mother at a time that she was so confused.
Bazı şeyler hiç değişmez ama annemin kafası karışık ve hassas olduğu bir dönemde ona yardım etmiş olduğunu her zaman hatırlayacağım.
I mean, you knew what he was doing, that he was in the drug trade, and you were the sheriff, but that didn't, like, really matter, so I never quite understood that part,
Onun ne iş yaptığını biliyordun, uyuşturucu işinde olduğunu. Sen de şeriftin ama pek sorun değildi senin için. Hiç anlamadım o kısmı.
You never saw the person that I was with those men.
Ben o erkeklerle birlikteyken hiçbirini görmedin sen.
The reasons are complicated. And I know that I should've told you this sooner, but it was just never the right time, and then it... it got away from me.
Sebepleri karışık ve bunu sana daha önce söylemem gerektiğini biliyorum ama doğru zaman hiç gelmedi ve sonra da kafamdan uzaklaştı.
And I knew... that I was never gonna live in a house like that or have a family like that family.
Biliyordum ben asla böyle bir evde yaşayamayacaktım ya da benim böyle bir ailem olmayacaktı.
It was never yours, hombre.
Hiç senin olmadı ki hombre.
There was an old saying, "Quiet ponies never made for skilled riders."
Eski bir söz vardır, "Sakin atlar becerikli biniciler için değildir."
We got each other right. Not that everything was all daffodils, but there was never a sliver of a doubt that... that we really loved each other.
Her şey güllük gülistanlık değildi ancak birbirimizi sevdiğimize dair tek bir şüphemiz bile yoktu.
You never had a time when everything was just right?
Bir kez olsun bir şey doğru gelmedi mi sana?
Things ended so abruptly between us, and, to be honest, I was never sure why.
Aramızdaki şeyler ansızın bitti ve açıkçası ben hiçbir zaman nedeninden emin olamadım.
- Ahh. God, rum was never my drink.
Tanrım, rom asla benim içkim değil.
ANTONIA SLADE SENT MAIL OUT OF PRISON THAT WAS NEVER LOGGED.
Antonia Slade dışarıya kayda geçmeyen mektuplar yolladı.
SOMEONE WHO'S NOT AFRAID, WHO WAS NEVER BULLIED.
Korku duymayan ve asla ezilmemiş biri.
It was never your fault, not with Amelia...
Hiç senin suçun olmaz zaten. Ne Amelia- -
I was born during the Great Depression, and I never saw anything as depressing as that grown-ass white boy coloring in the damn coloring book.
Büyük Buhran döneminde doğdum ben ve şu yetişkin beyaz adamın boyama kitabını boyamasından daha depresif bir şey görmedim.
I was never here.
Burada değildim say.
I was never here.
Ben burada değildim.
And I'd always liked pigs, but I was never interested in a real pig.
Domuzları sevmişimdir ama gerçek bir domuzla ilgilenmiyordum hiç.
I was never dead, remember that.
Hiçbir zaman ölü değildim unutma.
She and I were never going to be best friends, [Seo-yeon] but if I'd known this was going to happen...
Onunla asla çok iyi arkadaşlar olmayacaktık ama eğer bunun olacağını bilseydim ona daha kibar davranırdım.
We'll never know what she was thinking in those last minutes.
Yaşamının son anlarında neler düşündüğünü asla bilemeyeceğiz.
It was just never like this.
- Sadece hiç böyle olmamıştı.
He was never a man.
- O asla bir adam olmadı.
Reattach nerves, remove cancerous tissue, but it was never spiritual, not for me.
Sinirleri birleştirirdim kanserli dokuları alırdım ama bu asla manevi bir şey olmadı benim için.
The name Sophie Giroux was never supposed to be mentioned, but she wasn't well.
Sophie Giroux adından asla bahsedilmemesi gerekiyordu ama kendinde değildi.
It was never him.
O adam değildi hiç.
I mean, except for the fact that Phil was like my brother, and I never got a chance to say good-bye to him.
Tabii, Phil kardeşim gibiydi ve ona veda etme şansım olmadı.
Danny was never shy... about asking Robert for help.
Danny Robert'tan yardım istemeye hiç çekinmezdi ki.
He was never the same after that.
Bir daha asla eskisi gibi olmadı.
But it was never like I had to have one, you know?
Hiçbir zaman özellikle çocuk sahibi olmak istemedim.
Lyons was never held accountable.
Lyons asla sorumlu tutulmadı.
Those are people, not zombies. That was never a part of the plan.
Onlar insan zombi değil.
The thing was never designed to counter an attack from the inside.
Bu şey asla içerden bir saldırı için tasarlanmadı.
Money was never plentiful and studying took all I had.
Hiç çok param olmadı ve elimdekini okula yatırdım.
I was passing and it struck me as remiss I have never paid a call.
Geçiyordum ve sizi hiç ziyaret etmediğim aklıma geldi.
I never knowed he was the informer.
- Onun muhbir olduğunu bilmiyordum.
He was never a fan of your mother.
O asla Annenin bir hayranı değildi.
The man who attacked me was never in it.
Bana saldıran kişi içinde değildi.
Main selling point is I was never worried I was gonna be shot here.
Asıl hoşuma giden kısım burada vurulacağım diye hiç endişe duymadım.
You arrived at his shop that morning, went into his office, but we have a witness who says Spooner was never there.
Onun dükkanına uğramışsın o sabah ofisine gitmişsin ama bizim bir görgü tanığımız var Spooner'ın oraya hiç gitmediğini söyleyen..
Hey, if we knew what was going on in the next-door neighbor's house all the time we'd probably never want to live anywhere.
Bizim için kurduğum hayal fazla büyüdü, küçük kuş. Ama seni yuvana uğurlayacağım.
But you're saying, Mike, that this currency was never distributed to the Sunnis?
Ama diyorsun ki Mike, bu para Sünnilere hiç dağıtılmadı?
I mean, I never met the woman but from the way Chris talked about her his mother was a control freak.
Yani, kadınla hiç tanışmadım ama Chris'in ondan bahsediş şekline bakılırsa annesi tam bir kontrol manyağıymış.
If Ava was in the witness protection program, Barry, this never should have happened.
Ava tanık koruma programındaysa Barry, böyle bir şey yaşanmamalıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]