New haven перевод на турецкий
688 параллельный перевод
Bax Hill on to Lewis non-stop, then onto New Haven, evening boat to Vienna.
Bax Hill'den Lewis'e ve hiç durmadan New Haven'a, ve akşam gemisi ile de Viyana'ya.
New Haven.
New Haven'a.
- And I've been talking to people all over - Hartford, New Haven.
- Ve her taraftaki insanlarla konuşuyordum, Hartford, New Haven.
Here I bring up a great proposition, and everybody's as gloomy as closing in New Haven.
güzel bir teklif getiriyorum herkes sanki perde kapanıyor gibi endişeli.
New Haven is calling Mrs. Henry Stevenson.
Alo. New Haven'dan Bayan Henry Stevenson'a telefon var.
Did you say Mr. Stevenson from... from New Haven?
New Haven'dan Bay Stevenson mı dediniz?
Go ahead, New Haven.
Bağlanabilirsin, New Haven.
Stopping off between trains in New Haven.
New Haven'da tren bekliyorum.
I've been worried sick, what with her leaving tomorrow for New Haven.
.. beni çok endişelendirdi, yarın da New Haven'a gidiyor.
To the theatre world, New Haven, Connecticut, is a short stretch of sidewalk between the Shubert Theatre and the Taft Hotel, surrounded by what looks very much like a small city.
Tiyatro dünyası için New Haven, Connecticut.. .. Shubert Tiyatrosu ile Taft Oteli arasında, küçük bir şehir tarafından.. .. çevrelenmiş gibi görünen kısa bir kaldırım parçasıdır.
Lloyd must be expecting a record run in New Haven.
Lloyd New Haven'da rekor bir katılım bekliyor herhalde.
I have not come to New Haven to see the play, discuss your dreams, or pull the ivy from the walls of Yale.
New Haven'a oyunu izlemeye, hayallerini tartışmaya, ya da.. .. Yale'in duvarlarından sarmaşıkları sökmeye gelmedim.
I'll include all the available planets, the stratosphere, the outer space, New York, New Haven and Hartford, leaving on track five.
Bütün gezegenleri, stratosferi, tüm uzayı New York, New Haven ve Hartford'ı ekleyebilirim.
New Haven THEATRICAL TRANSPORT CO. New Haven, Conn.
SAHNE SANATLARI TAŞIMACILIK New Haven, Conn.
NEW HAVEN THEATRE - STAGE ENTRANCE
NEW HAVEN TİYATROSU SAHNE GİRİŞİ
The New Haven Theatre PRESENTS THE
The New Haven Tiyatrosu sunar...
I'd have to take the subway down to 125th, then take the bus to the railroad, and then take the New York, New Haven and Hartford out to Port Chester.
125'e gitmek için metroya, ordan da New York'tan Port Chester'e giden treni yakalamak için otobüse binmek gerekecek.
Mr. Campbell can hardly open in New Haven without them.
Bay Campbell onlar olmadan New Haven'da hiç açılış yapamaz.
I'm in New Haven. My kid's in school up here.
New Haven'da, oğlumun okulunun oradayım.
I married Angie when I left New Haven.
New Haren'dan ayrıldıktan sonra Angelina'yla evlendim.
The New York, New Haven and Hartford puts this out.
New York, New Haven ve Hartford belirliyor.
Heh, sure, pal. That's what I tell them too. But this train only goes to New Haven.
- Ama bu tren New Haven'a gidiyor.
That's... Heh. This train only goes to New Haven.
Bu tren New Haven'a gidiyor.
You can't go to Paris in this train, buddy.
Bu sadece New Haven'a gidiyor.
This train only goes to New Haven. I'll tell you what, pal.
Baksana, gel seninle anlaşalım.
Mac and I have been cooped up so long together we haven't got a new joke between us.
Mac ile çok uzun süre bir arada kaldık birbirimize anlatacak fıkra kalmadı.
Haven't got something new on the string, have you?
Uğraşacak yeni bir şeyler bulamadın, öyle mi?
You have on some new kind of perfume, haven't you?
Bugün farklı parfüm kullanmışsın, değil mi?
You haven't learned the basic secret of science. The old must make way for the new, particularly when the old is suspected of a touch of senility.
Temel sırrı öğrenmemişsin, yaşlılar gençlere yol açmak zorundadır özellikle de insanlar, onların akıl sağlıklarından şüphe etmeye başlarsa.
They've opened up a whole new world for you, haven't they, Boy?
Senin için yeni bir dünya açtılar, değil mi Çocuk?
Just because it's New Year's Eve and you haven't even got a date...
Sırf yeni yıl arifesi ve bir flörtün bile yok diye...
You've found a new love in your life, haven't you, Vance?
Yeni bir aşk bulmuşsundur yeni hayatında değil mi, Vance?
And I haven't told him about the house on Fire Island either, or the night after New Years.
Ona Fire Island'daki malûm evi de söylemedim. Nitekim yılbaşından sonraki malûm geceyi de!
You haven't flown with that new navigator of yours yet, have you?
Henüz yeni harita pilotuyla uçmadın değil mi?
We haven't been able to find a new house and there still is no privacy, no relief, and no word from the medical centre.
Hâlâ mahremiyetin, ferahlığın ve tıbbi bir kelimenin dahi duyulmayacağı yeni bir ev bulmuş değiliz..
Ever since I started having that new dream of doing away with Minnie, I haven't been myself.
Minnie'yi öldürmeye ilişkin o yeni rüyayı görmeğe başladığımdan beri, ben kendim oldum.
Connie, you haven't met Mr. Rossi, the new school principal. - Mrs. MacKenzie.
Connie, yeni okul müdürü Bay Rossi'yle tanışmadın.
"You haven't seen my new dress!"
"Yeni elbisemi görmedin!"
I was talking about why you haven't asked for any new deputies.
Neden yardımcı istemediğini konuşuyorduk.
I know, but we haven't thought about a new lampshade without discussing it.
Biliyorum, ama üzerinde tartışmadan yeni bir abajur bile almadık.
I bet they haven't had snow in New Orleans for a million years.
Bahse girerim New Orleans'a milyonlarca yıldır kar yağmamıştır.
It's true, I haven't come up with any new thoughts.
Doğru söylemek gerekirse, hiç bir yeni fikir yok kafamda.
Having recently arrived in America where so many Europeans have found a haven before I decided to spend a peaceful summer in the attractive resort town of Ramsdale, New Hampshire.
Daha önce pek çok Avrupalının sığındığı bu limana... Amerika'ya yeni gelmiştim. New Hampshire'ın çekici kasabası Ramsdale'de... sakin biryaz geçirmeye karar vermiştim.
I haven't got a new girl.
Yok öyle bir şey.
I haven't had a new dress since... Well, it's been a long time.
Yeni bir elbise almayalı çok uzun zaman oldu.
You haven't seen my new works.
Son eserlerimi görmemiştin değil mi?
You haven't even noticed my new hairstyle.
Saçımı yaptırdığımı fark etmedin.
'Cause the old rules are out, and they haven't made up new ones.
Eski kurallar geçerli değil, yenileri ise henüz yok.
A new openness with each other, because we haven't been open.
Birbirimize karşı daha açık olalım çünkü pek açık olmadık.
They wrote Fanny Hill in 1742, and they haven't found anything new since.
Fanny Hill 1742'de yazıldı. O günden beri yeni bir şey bulunmadı.
I haven't been to New York, I've been to Istanbul.
New York'a gitmedim ki, İstanbul'daydım.