Not me перевод на турецкий
106,218 параллельный перевод
No. Not me!
Hayır, ben değil.
it was not me.
- Ben değildim.
Hey, what are you not telling me?
Hey, ne söylemeye çalışıyorsun?
He's not like me.
O bana benzemez.
It's not... over for me, Kevin.
Benim için geride kalmadı Kevin.
But she told me. She said, "Job's not for you."
Bana, "Bu iş sana göre değil" dedi.
Listen to me, it is not my organization.
Dinle beni. Benimkilerden biri değil, tamam mı?
What the fuck is it you're not telling me?
Bana anlatmadığın nedir?
For me, not for you.
Benim için, kendin için değil.
Yeah, ME's not sure.
Adli tabip emin değil.
Something tells me that's not true.
Bir şey bana yanıldığını söylüyor.
[woman] You do not own me.
Bana sahip değilsin.
Not gonna try and fuck me or anything?
- Evet ama hemen geçip gidecek ve sonra da... Beni sikmeye falan kalkmayacaksın değil mi?
Oh... Well, you're not exactly dazzling me with options here.
Sunduğun seçenekler beni pek büyülemiyor.
Boy, you did not go to my wedding without me!
Oğlum, düğünüme bensiz gitmiş olamazsın!
She's not gonna marry me looking like this.
Bu hâldeyken benimle evlenmeyecek.
Let's face it... you don't like me because I'm not a fancy businessman like you or Cody.
İtiraf et. Sizin gibi havalı bir iş adamı değilim diye beni sevmiyorsun.
You're not supposed to see me before the wedding.
Aman Tanrım. Dur, beni düğünden önce görmemen gerekiyor.
Thanks for not sleeping with me.
Benimle yatmadığın için teşekkürler.
Not for me what?
- Benim için ne değil?
Not for me personally?
Kişisel olarak mı?
- Not for me... - Look, I need you more than ever.
- Bak, sana daha çok ihtiyacım var.
Not for me what?
Benim için ne değil?
You're really not getting the message that you don't scare me.
Sen gerçekten alamıyorsun Beni korkutmadığını mesaj et.
White skin, light skin, but for me, not the right skin.
Beyaz tenli, açık tenli Ama benim için doğru ten değil
That poem was for me, not your rally.
- O şiir kendim içindi, eylemin için değil.
Not that. While offering condolences, let me try my luck!
Öyle değil, tavsiyelerimi sunarken şansımı deneyeceğim.
You are ganging up against me! I'm not playing!
Üstüme geliyorsunuz, oynamıyorum ben!
Jomon had asked me not to call you before you wake up.
Jomon sizi uyandırmamamı söyledi.
If you're not interested in going forward with the project, some builders had come to me, to take it over from you.
Eğer projenin ilerlemesiyle ilgilenmiyorsan bunu senden devralmak isteyen inşaatçılar var.
Yes, the AG is not very happy with me, yet she seems to like you for some reason.
Evet, Adalet Bakanı benden pek memnun değil. Yine de bazı sebepler yüzünden seni seviyor gibi görünüyor.
I am not taking this with me on the boat off Antibes this summer.
Yazın Antibes teknesine bu sorunlar varken binmeyi istemiyorum.
That's not what you're looking for me to do.
Benden yapmamı istediğin şey bu değil.
Do me the courtesy of not lying again on this phone call.
Bana bir iyilik yapıp, telefonda tekrar yalan söyleme.
You'll not make me go away from Teddy?
Teddy'den uzaklaşmama izin verecek misin?
Not by me and I am Queen.
Onu ben seçmedim ve Kraliçe olan benim.
If it would benefit the King then... I will do whatever is asked of me, but if not, then... I would sooner...
Eğer Krala da uyarsa benden ne isteniyorsa yaparım ancak eğer uymazsa, o zaman Sarayda kalmak için müsâde istemeyi tercih ederim.
The birth of Arthur makes me so whether I like it or not because I will never stand against him.
Arthur'un doğumu, beğensem de beğenmesem de beni Tudor yapıyor çünkü onun zararına olacak bir şey yapamam.
Promise me you will not fight.
Savaşmayacağına söz ver.
If my mother is not with me, I shall have my grandmother.
Annem benim yanımda değilse büyükannem olsun.
And made me look a fool who does not even know what happens in his own lands.
Beni kendi topraklarında olanlardan bile bile olmayan bir aptal gibi gösterdi.
... and if she were here on Progress with me, I can tell you that she would not be returned to you alive.
Annen benimle gezide olsaydı, emin ol sana canlı bir şekilde geri dönmezdi.
My Lizzie is two months in her confinement and he will not let me be with her.
Kızım Lizzie iki aydır doğum sürecinde ve Kral onunla olmama izin vermiyor.
I did not reply. But my spies tell me they're sailing anyway.
Daha cevap vermedim ama casuslarım gene de yola çıktıklarını söylüyor.
Not for me.
- Benim için değil.
Winchester is not just a school to me.
Fairbanks'e oy verin. Winchester benim için sadece bir okul değil.
If you get elected, you need to give me a pardon. - Not a governor.
Seçilirsen bana da bir rol vermelisin.
Trust me, you'll love it... or not. Next.
İnan baba, seveceksin.
It's not entirely fair on me, is it?
Bana tamamen adil değil, değil mi?
So I'm not really worried about pinky and perky's challenge, but the BMW does worry me.
Bu yüzden gerçekten endişelenmiyorum Pinky ve Perky's hakkında meydan okuma, Ama BMW beni endişelendiriyor.
It's me, it's not you.
Benim, senin değilim.