Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Not on the phone

Not on the phone перевод на турецкий

505 параллельный перевод
And not on the phone! I spoke to Catherine last night.
Catherine'le konuştum dün gece.
Uh-uh. Not on the phone.
Telefonda olmaz.
- I mean not on the phone,
- Telefonda değil.
- Not on the phone.
- Telefonda olmaz.
When you're not on the phone?
Yani telefonla konuşmanın dışında.
- I'm not on the phone that much.
- Telefonla fazla konuşmuyorum.
She's not on the phone and I shouldn't call her at the office.
Telefonu yok ve onu ofisten aramamalıyım.
No, not on the phone.
Hayır, telefonda olmaz.
Not on the phone, though.
Telefonda değil ama.
Cos we're not on the phone.
Çünkü telefonumuz yok.
Not on the phone.
Onları mı aradın?
But not on the phone.
Telefonda olmaz.
- Not on the phone!
- Telefonda olmaz!
Chris, don't do it like this. Not on the phone like this!
- Bu iş böyle telefonda olmaz!
All right, it's not on the phone. Bad idea, bad. Let's, let's start again, all right?
Tamam telefonda olmaz, kötü fikirdi, baştan başlayalım.
- If she's not on the phone - - Out!
O zamana kadar telefon olmazsa..
If she's not on the phone by the time I get back...
Döndüğümde telefon..
Not on the phone.
Telefonda olmaz.
- If you're not using the phone... uh, may I? I, uh, I want to get on to Scotland Yard.
Eğer telefonu kullanmayacaksan Scotland Yard'la görüşmek istiyorum.
Phone all the stands on that route not to sell any papers.
O güzergahtaki tüm bayileri ara, gazete satmasınlar.
And you're not Mrs. Carleton Random, because I talked to her... on the phone not 10 minutes ago.
Siz de Bayan Carleton Random değilsiniz, çünkü onunla daha 10 dakika önce telefonla görüştüm.
Now remember, you're not to answer your phone until after 7 : 00 when I'm on the tap.
Saat sabah 7 : 00'den önce telefonun çalsa da açma Ben 7 : 00'den sonra dinleyebilirim.
That depends on whether the phone rings or not.
Telefonun çalıp çalmamasına bağlı.
You're not easy to talk to on the phone, so I decided to ambush you.
Seninle telefonda konuşmak kolay değil, ben de sana tuzak kurdum.
Because we have it in the notes from the conversation we had on the phone.
Çünkü seninle yaptığımız telefon konuşmasını not aldık.
No, I'm not going to talk like that on the phone.
Hayır, telefonda böyle konuşmayacağım.
I wrote the number of the restaurant on the notepad by the phone.
Not defterine restorantın telefon numarasını yazdım.
I was on the phone for more than an hour. There's not a room to be had.
Bir saattir telefondayım, hiç boş oda bulamadım.
[Woman On Answering Machine] Hi, this is Tracy. I " m not able to come to the phone right now... but if you leave your name and number, I'll get back to you as soon as possible.
Merhaba, ben Tracy. Şu an telefona cevap veremiyorum adınızı ve numaranızı bırakırsanız en kısa zamanda sizi ararım.
Could you send up a bottle of champagne and put a "Do Not Disturb" on the phone for the next...
Bir şişe şampanya gönderip telefona'Rahatsız Etmeyin'yazısı asar mısınız? Bakalım.
You're being paid to wait on tables, not gab on the phone. Look, I'll call you back later.
Maaş gevezelik etmek için ödenmiyor.
'Cause I've got to get the boys off, and it's not a good time for me to be on the phone.
Çocukları almak zorundayım ve telefon için münasip bir an değil.
Not so loud. There's a gentleman on the phone who insists on being you.
Telefondaki bey sizinle görüşmek için ısrar ediyor.
I can not imagine who would be much time on the phone.
Bu kadar kimin telefonda kalacağını hayal bile edemiyorum.
Why not tell a guy you're on the phone?
Neden telefonda olduğunu söylemiyorsun?
Not talkin'to you on the phone- -
Seninle telefonda konuşamamak- -
I'm on the phone!
Not.
But it's not the same on the phone.
Fakat telefonda ayni sey degil.
We're always together. We're always... if we're not together, we always speak on the phone.
Adım Angie Xtravaganza, Xtravaganza Evi'nin anasıyım.
No, I'm not gonna tell you on the phone.
Olmaz, bunu telefonda anlatmam.
It's not something I care to discuss on the phone.
Telefonda konuşmak istediğim bir şey değil bu.
Get the Gazette on the phone. Tell them not to close out the personals.
Gazeteyi arayıp, kişisel ilanlar bölümünü kapatmamalarını söyle.
What if the police should receive an anonymous phone call about you, and find me on the floor, not breathing, no pulse?
Ya polis seninle ilgili isimsiz bir çağrı alır ve beni yerde nefessiz ve nabızsız bulursa?
And then, on the afternoon of September 10th you received a phone call, did you not?
Daha sonra, 10 Eylül öğleden sonra bir telefon görüşmesi oldu, değil mi?
Do not refer to our agreement by telex or in conversations on the phone.
Teleks veya telefon konuşmalarımızda kesinlikle anlaşmamızdan bahsetmeyin.
You called on the phone, but we're not at home.
Bizi aradınız ama evde yokuuuuz.
I'm not in this Salomé Suite. You get on the phone right now.
Hemen telefon aç.
Not over the phone but carried on breath.
Telefondaki sesimi değil... kulağındaki nefesimi.
We've got a man working on your phone lines so would you not pick up the phone for the next five minutes or so or he'll be electrocuted.
Telefon hatlarınızda çalışan bir adamımız var. O yüzden acaba... Önümüzdeki beş dakika falana telefonu açmayabilir misiniz?
Well, you better not use your phone for the next five minutes because someone's gonna be working on your lines.
Öyle mi? Önümüzdeki beş dakika telefonunu kullanmasan iyi edersin çünkü birileri hattın üzerinde çalışıyor olacak.
I fear talking on the phone to people I do not know.
İnsanlarla telefonla konuşma konusunda korkunç bir sıkıntım var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]