The phone rang перевод на турецкий
201 параллельный перевод
When the phone rang, I had a foreboding of disaster.
Telefon çaldığında kötü bir şey olacağı içime doğmuştu.
And still the phone rang with ever-increasing frequency... at police headquarters, and still the prowl cars... doggedly ran down every lead, streaking across the city... in search of a furtive figure seen here, another seen there.
Ve yine de polis merkezindeki telefon artarak çaldı ve yine de polis arabaları, orada burada görülen başka bir kişiyi araştırmak için şehrin genelinde çırpınarak her ipucuna azimle koştu.
The phone rang, and the girl started for it and I stopped her.
Telefon çaldı, kız açmak istedi, ben de onu durdurdum.
I was in bed when the phone rang.
Telefon çaldığında yataktaydım.
Later that morning, I was in the living room the phone rang, I answered it it was the police, they wanted to talk to Father so I went over to his room.
O sabah ilerleyen saatlerde, oturma odasındaydım telefon çaldı, cevap verdim arayan polisti, Babamla konuşmak istediler ben de onun odasına gittim.
The phone rang after you left
Sen gittikten sonra telefon çaldı.
Earlier, before the phone rang, I said I didn't want to take this job if I couldn't be sure of your love.
Telefon çalmadan önce, senin aşkından emin olamadıkça bu işi almak istemediğimi söylemiştim.
Oh, you know, the phone rang before.
Az önce telefon çaldı.
When the phone rang, I had a foreboding of disaster. [Ringing Continues]
Telefon çaldığında kötü bir şey olacağı içime doğmuştu.
All day the phone rang and rang.
Bütün gün telefon çalıp durdu.
I was just getting ready to leave the house... and the phone rang, and it was the people that I was going to pick up at the airport.
Gitmeye hazırlanıyordum. Tam kapıdan çıkacağım sırada telefon çaldı. 11'de havaalanından alacağım kişiler arıyordu.
When the phone rang, she ran to the phone, picked up the receiver... and she never asked her husband if he was all right.
Telefon çalınca, uzandı, ahizeyi aldı. Bir kere bile kocasına nasıl olduğunu sormadı.
Tonight the phone rang about 20 times.
Dün gece, telefon yirmi sefer çaldı.
Well, this morning before I left the house to come here, the phone rang.
Bu sabah evden çıkmadan önce telefon çaldı.
The phone rang off the hook.
Telefon susmadı.
Then the phone rang.
Sonra telefon çaldı.
But she's been with me when the phone rang.
Fakat telefon çaldığında o yanımdaydı.
We're both whispering since the phone rang.
Farkında mısınız, telefon çaldığından beri alçak sesle konuşuyoruz. Endişe etmeyin.
The heart of her father blasted when startled by an alarm clock. Her mother's was blasted when the phone rang.
Alarmlı saat çalıverince ürken babasının kalbi patlayıvermiş.
Evey time the phone rang... my hean skipped a beat.
Telefon her çaldığında kalbim küt küt atardı.
Barely a moment later, the phone rang again.
Çok kısa zaman sonra, telefon yine çaldı.
Just then, the phone rang.
Hemen sonra telefon çaldı.
- The phone rang. Mother answered.
- Evet, Frankie?
- I was working out upstairs, the phone rang.
- İdman yapıyordum, telefon çaldı.
Then the phone rang and it was Jerry.
Sonra, telefon çaldı ve arayan Jerry idi.
I would've missed this, too, but the phone rang.
Bunu ben de kaçırabilirdim, Telefon çalmıştı.
The phone rang, and as I picked it up it was Glenn Gould on the other end.
Telefon çaldı, açtım. Arayan Glenn Gould'du.
Well, the phone rang, I...
Onu nasıl beklemeye alabilirsin? Telefon çaldı, küçük bir düğmeye bastım.
We were getting ready to go to sleep when the phone rang.
Telefon çaldığında hepimiz yatmaya hazırlanıyorduk.
I'm sorry. I thought the phone rang.
Özür dilerim. Telefon çaldı sandım.
"Gee honey I was going to pull out but the phone rang and it startled me."
"Ah tatlım, tam geri çekilecektim ki telefon çaldı ve beni şaşırttı."
And the phone rang and rang, and nobody answered it.
Baba getirmek Robbie tarifi ama kimse aldım.
The phone rang and the gun went off and that was it.
Telefon çalınca tüfek ateş aldı.
The phone rang a few hundred times, then I remembered her mom is out of town.
Telefonu yüzlerce defas çaldırdıktan sonra annesinin şehir dışında olduğunu hatırladım.
The kid stopped the tape, and then the phone rang.
Çocuk kasedi durdurmuş, hemen ardından telefon çalmış.
As soon as it ended, the phone rang.
İzlemeyi bitirir bitirmez telefon çaldı.
Ooh! I tried to the other night, but then the phone rang, and she left the room.
Geçen gece denedim ama telefon çaldı.
And then the phone rang... the call she always expected, always dreaded.
Sonra telefon çaldı. Onun hep beklediği, hep korktuğu telefon.
- She said the phone rang, you answered... - Death house.
Telefonun çaldığını ve senin cevap verdiğini söyledi...
When we sat down to dinner, the phone rang,
Akşam yemeğine oturduğumuzda, telefon çaldı.
That day when you were in my room and the phone rang...
Dün odamda telefon çaldığında...
The phone rang.
Telefon çaldı.
I was just about to ask her when the darn phone rang, and it was you.
Arayan sendin. İyi ki aramışım.
And he was about to give me the money when all of a sudden his phone rang.
Ve tam bana parayı vermek üzereydi ki, telefonu çaldı.
He went to a house, rang the bell to use the phone.
Bir eve girdi, telefonu kullanmak için zili çaldı.
As soon as the damned phone rang and Dotty came on with the sardines.
.. 1. Perdede Kahrolası telefon çalıp Dotty elinde ilk sardalya tabağı ile geldiğinde..
Whenever the phone bell rang..
Telefon çalınca hepimiz panik oluyorduk.
Sokolovsky picked up the special phone and rang Molotov. He said, " We're discussing these matters.
Sokolovsky özel hattan Molotov'u arayarak " Bu konuları tartışıyoruz.
- I called, but the phone just rang.
- Aradım, ama telefon açılmadı.
Anyway, uh... the doorbell rang, and I figured it was the phone guy,'cause I've been waiting all day long.
Herneyse... Kapı zili çaldı, ve farkettim ki bu telefon tamircisiydi,'buyüzden tüm gündür bekliyorum..
Quite funny, actually, he rang to say he quit and he was in a phone box, and there was this bee, and he put his arm through the glass and he was bleeding and everything and then he got mugged.
Aslında, ayrıldığını söylemek için telefon kulübesinden aradı ve kulubede bir arı vardı, sonra kırılan camla kolunu kesti, sonra da kanamaya başladı tabii ve sonra da soyuldu.
the phone rings 24
the phone 197
the phone's ringing 18
range 212
ranger 76
rang 25
rangers 52
range sensors 22
ranger gonzalez 18
the post 71
the phone 197
the phone's ringing 18
range 212
ranger 76
rang 25
rangers 52
range sensors 22
ranger gonzalez 18
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the plane 59
the park 61
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the plane 59
the park 61
the point is 1527
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the painter 35
the player 16
the people 229
the point 85
the patient 39
the police came 16
the party's over 96
the prince 110
the policeman 19
the painter 35
the player 16
the people 229
the point 85
the patient 39
the police came 16