Nothing's up перевод на турецкий
1,377 параллельный перевод
- I don't know nothing... except he's locked up for it. I can't see him till 10 : 00.
- Hiç bir şey bilmiyorum sadece tutuklanmış saat 10'a kadar da görüştürmüyorlar.
Other than that, nothing interesting pops up.
Bunun dışında önemli birşey yok.
There's nothing like loading up on drugs and hormones to end up as crazy as you, bitch.
Uyuşturucuyu çekip... hormonu yiye yiye iyice kafayı yedin.
There's nothing up my sleeve here.
Kolumda bir şey yok.
- So, what's up? - Nothing.
- Ee, nasıl gidiyor?
Nothing's turned up.
Hiçbir şey yok. Bulamadık.
What's up, Lucky? - Nothing
Ne oldu Lucky?
Nothing like a pep rally to warm up our prince.
Prensimizi ısıtmak için moral konuşmasından daha iyi birşey yoktur.
She says nothing's connected, doesn't matter what you do, you can drive a car, you can burn up gas, yeah?
Yaptıklarınızın önemi yoktur. Araba kullanabilirsiniz, ocak yakabilirsiniz.
I'm talking about a beautiful tree that does nothing but suck up everything around it till nothing's left.
Etrafındaki her şeyi emen geriye bir şey bırakmayan ağaçtan söz ediyorum.
I wish y'all would just shut up... because if it's gonna be like this, I ain't learning nothing.
Sadece susmanızı diliyorum çünkü bu şekilde olacaksa, ben hiç bir şey öğrenemeyeceğim.
When you're working and nothing's coming, do you just get up and walk away?
Sen çalışıyorsun ve hiç birşey olmuyor Kalkıp devam edeceksin?
There's nothing to eat up in those mountains.
Bu dağlarda başka yiyecek bulamazsın.
I'm going to start it up and let it run for 60 seconds... with nothing in it. It's empty this time.
Bunu başlatıp, içinde hiç bir şey olmadan 60 saniye boyunca çalıştıracağım.
I'll count to 3 and you'll wake up as if nothing had happened.
3'e kadar sayacağım ve hiçbir şey olmamış gibi uyanacaksın.
Since we have nothing left for each other, let's just split up before things deteriorate.
Madem ki birbirimiz için hiçbir şeyimiz kalmadı işler kötüleşmeden hemen ayrılalım.
There's nothing I can come up with by myself.
Yanlız başıma yapabileceğim hiç bir şey yok.
Here, nothing works, everything's fucked up.
Deveye sormuşlar boynun niye eğri Nerem doğru ki demiş.
He said, "I can't do it straight away, because all these things keep cropping up." Then he said, brilliantly, " If I was to do nothing for you,
Ardından zekice ve iyimser bir şekilde, "Senin için hiç bir şey yapacak olsaydım" bunu araya sıkıştırmak için zaman bulmak zorunda kalırdım. ", der.
She turned into a person that's always threatening, looking down on everything, stuck up, selfish like nothing is good enough for her anymore.
Böyle, hep insanı tehdit eden, herşeyi küçümseyen hiçbir şeyi beğenmeyen, saygısız, bencil bir insan olup çıktı.
You think people are just gonna show up at the Montecito tomorrow and act like nothing's happening?
Dikkat et! Danny, dikkat et!
What's up? You're all bad'n moody. Nothing.
Daha iyisini yapabileceğinden değil tabii ki.
Nothing's hotter than coffee, so... the trend is up.
Hiçbir şey kahveden daha sıcak değil. Yani kahve trendi yükselişte.
She's come up with nothing.
Hiçbir şeyle karşılaşılmadı.
Somebody gets blown up, it's nothing to do with me.
Patlama kurbanı herkesin sorumlusu ben değilim ki.
Nothing's up. You know, why would you think anything was up?
Hiçbir şey kadar, biliyorsun.
# Turn it up like the lights # - # We've got nothing to hit... # - Okay, let's go.
- Hadi gidelim.
It's not any kind of infectious organism... at least, nothing that shows up on my medical scanner.
Herhangi bir bulaşıcı organizma değil... en azından, benim tarayıcım bir şey göstermiyor.
Nothing ; everything's in perfect working order, including this monitor, which recorded the victim's vitals up until the point of blastoff.
Hiçbir şey bulamadım kurbanın hayati göstergelerini kaydeden bu monitör de dahil olmak üzere, herşey olması gerektiği gibi çalışıyordu.
My family's so screwed up, nothing new would make a difference right now.
Ailem iyice kontrolden çıktı hiçbir şey bu durumu değiştiremez.
Hey, remember how I said "My family's so screwed up, nothing new would make a difference"?
Hey, sana "Ailem iyice kontrolden çıktı artık hiçbir şey bu durumu değiştiremez" dediğimi hatırlıyor musun?
- That's right. Ain't nothing up there.
Doğru, yukarıda hiçbir şey yok.
Since there's nothing going on here now, would you mind swinging by the hospital to pick up Mrs. Morrison?
Burada bir iş olmadığına göre Bayan Morrison'u almak için hastaneye uğrayabilir misin?
You have no idea what it's like to grow up under... the thumb of an abusive father... someone who'd stop at nothing to establish absolute control over you.
Seni sürekli aşağılayan ve üzerinde mutlak kontrol kuran bir babanın ağırlığı altında yaşamanın ne demek olduğunu hiç bilmiyorsun.
But up till now, nothing different?
Fakat şu ana kadar, farklı, alışılmadık bir şey yoktu.
There is nothing wrong with me. I'm just... I'm not interested in being set up with a woman whose idea of chit-chat is celebrity pee-pee secrets.
Sohbet anlayışı ünlülerin idrar alışkanlığına dayanan kadınlar beni çekmiyor, hepsi bu.
Look, I know y'all thought it was nothing for me to sit on that roof... day after 90-degree day... dodging swarms of cicadas and shit, but, damn, this is fucked up!
Bak, eminim size göre 35 derece sıcağın altında o çatının üstüne tünemem sizin umurunuzda bile olmasa da bu yaptığınız tam bir saçmalık.
I was beside myself. Nothing could make up for the atrocities
Yapmış olduğum vahşeti hiç bir şey telafi edemezdi.
- -How did they get cut up like this? - -It's nothing.
Ne oldu sana?
There's nothing wrong.It's just that the port of Gont is 20 miles up the coast.
Yok bir şey. Yalnızca Gont limanı sahilin 20 mil yukarısında.
There's nothing left to throw up, I promise.
Kusacağın bir şey kalmadı.
In those fancy restaurants up in Cheyenne, they eat'em all the time like there's nothing to it.
Cheyenne'deki o ışıltılı restoranlarda çok normal bir şeymiş gibi devamlı yerler.
There in them little farm ponds, you don't need nothing but a cane pole and a float and maybe some crickets or worms, if you can dig them up.
Tabii küçük bir çiftlik gölünde ona gerek yok, kamış olta mantar ve belki birkaç çekirge ya da solucan yeterli.
These boys were locked up for ten years with no distractions, nothing to do but think about how to steal one another's pieces.
Bu çocuklar 10 yıl boyunca kendi başlarına bırakılmıştı, Birbirlerinin yerine düşünmekten başka yapacak işleri yoktu.
Nothing much in common... except they all grew up in the same orphanage... your orphanage.
Yetimhanede birlikte bulunmanız dışında hiç bir bağlantınız yok.
But if you know her shit and she knows yours and at the end of the day, you still would rather give up than try... nothing's ever gonna be worth it.
Ama birbirinizi tanıyorsanız tekrar deneyebilirsiniz. Hiç bir şey için değmez.
You can tell a lot about a woman by the way she acts when you're having sex and room service comes in. Some girls will sit up and light a cigarette like there's nothing funny in the world about her being naked.
Bir kadının, seviştiğiniz sırada oda servisi gelirse nasıl davranacağı konusunda çok şey söyleyebilirsiniz Bazıları, dünyada çıplaklığından başka komik birşey yokmuş gibi hemen kalkıp sigara yakar.
- There's nothing up there.
Orada bir şey yok.
You know there's nothing even remotely like that up here.
Buna benzer hiçbir şey olmadığını biliyorsun.
And then, when it doesn't work out, because it never works out... we pack up and move again, and there's nothing I can do about it.
Sonra ilişki yürümeyince, çünkü yürümesi mümkün değildir... eşyalarımızı toplayıp yola düşeriz. Elimden bir şey gelmez.
But there's nothing like having your friends show up with lots of guns.
... arkadaşlarının silahlarla ortaya çıkması kadar güzel bir şey yoktur.
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
up top 130
upside down 57
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
up top 130
upside down 57
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up and at' em 72
up guy 119
up call 187
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up high 87
up now 50