Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ N ] / Now wait a minute

Now wait a minute перевод на турецкий

1,205 параллельный перевод
Now wait a minute.
Bekle bir dakika.
Now wait a minute, ladies.
Bir dakika bekleyin bayanlar
I looked him right in the eye. I said, "Now wait a minute, Dave, don't kid me."
Tam gözlerinin içine baktım ve dedim ki, "Bir dakika Dave benimle dalga geçme."
Now wait a minute, Wyatt.
Dur biraz Wyatt.
Now wait a minute, Jackie.
Dur bir dakika, Jackie.
Now wait a minute.
Dur, bir dakika.
Now wait a minute, sister.
Şimdi bir dakika, bacım.
Wait a minute now.
Bekle bir dakika.
Now, wait a minute, honest, I know you, but I just can't place you.
Bir dakika bekle, tatlım, seni tanıyorum, ama tam olarak çıkaramadım.
Oh, wait a minute. Wait a minute now.
Dur bir dakika.
Now just - just wait a minute.
Sadece bir dakika bekle.
WE'LL WRITE. NOW, WAIT A MINUTE, GEORGE.
Biraz dur George...
Now, wait- - Now, wait a minute, Alta.
Dur, dur bir dakika Alta.
Now, wait a minute, skipper.
Bir dakika, kaptan.
No, sir. Now, wait a minute.
- Hayır efendim.
Now, wait a minute.
- Şimdi, bekle bir dakika.
Now, wait just a minute. You've been working on the wrong McKenna.
Siz yanlış McKenna üzerine çalışıyordunuz.
Now, wait a minute! Wait!
Bekle biraz!
Now, wait a minute, aren't you even gonna take a shower?
Dur biraz, duş bile almayacak mısın?
Hey, well, now, wait a minute.
Dur biraz.
Now, look, wait a minute, Rocky.
Dur biraz, Rocky. Bir fikrim var.
Now, wait a minute, will you mind?
Şimdi, bir dakika bekle, olur mu?
Wait a minute now.
Bir dakika bekle.
Just... Now, wait a minute, I'm gonna see right now we'll have to get rid of this disrupting factor in our recovery program.
Şimdi, bekleyin, şimdi bu olaydan iyileştirme programındaki bu bölücü etkenden kurtulmak zorundayız.
Now, wait just a minute, I'll fetch him.
Biraz bekle, onu gidip getireyim.
Now, wait a minute.
Dur, bir dakika.
Wait a minute and I'll go and get it for you. Now, isn't that a coincidence.
Biraz beklerseniz getireyim, ama bu bir tesadüf değil mi?
Now, wait a minute, Sam.
Bir dakika, Sam.
Now, wait a minute, I didn't mean that.
Hele dur bakalım, öyle demek istemedim.
Now, wait a minute.
Şimdi, bekle biraz.
Now, wait a minute.
Şimdi, biraz bekle.
Now, wait a minute.
Şimdi, bekle bir dakika.
Now, wait a minute, Mr. Herman.
Bir saniye.
- Hey, now, wait a minute.
- Bir saniye.
- Now, wait a minute, Sid.
- Bir saniye Sid.
Now, wait a minute, kid, wait a minute.
- Bir saniye.
Now, wait a minute, Sidney, you can't be a...
Bir saniye, sen olamazsın...
Now, wait a minute, boy.
- Hayır bir dakika.
Well, now, wait a minute. I don't wanna tell Mr. Togo his business here, but you... You'd better tell him that I'd better wrestle him.
Bay Togo'nun işine karışmak istemem, ama onunla güreşmek istediğimi söyleyin.
- Now, wait a minute... You're really going ahead with this thing, huh, kid?
Bu şeyi gerçekten yapacak mısın evlat?
- Now, wait a minute, sergeant.
- Bir dakika. - O yaptı çavuş.
- Now, now, now, please wait a minute.
- Durun, durun. Bekleyin biraz.
- Now, wait a minute.
- Bekle bir dakika.
Now, you just wait a minute.
Bir dakika dur bakalım.
Now, wait a minute.
Hayır, bir dakika.
Now, wait a minute.
Dur biraz. Hadi.
Now, wait a minute, wait a minute.
Şimdi, bir dakika, bir dakika.
Now, wait a minute, I didn't say that.
Dur, bir dakika, öyle demedim.
Oh, now, wait, wait, wait a minute, wait.
Oh, şimdi, bekle, bekle, bir dakika bekle, bekle.
Now, look, wait a minute.
Şimdi, bak, bir dakika.
- Now, just wait a minute.
- Şimdi, dur biraz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]