Now you've got it перевод на турецкий
591 параллельный перевод
Now, give it all you've got.
Tüm benliğini koy.
I love you more than ever now that I've got time for it.
Artık seni hiç sevmediğim kadar seviyorum ve buna vaktim de var.
Remember, I did make a home for you once, and I'll do it again... only you've got to let me have my fling now... because you're simply rushing at old age, Sam.
Unutma, senin için bir kez yuva kurmuştum, ve bunu yeniden yapacağım. Sadece bu küçük kaçamağı yapmama müsaade etmek zorundasın çünkü yaşlılığa adeta kucak açıyorsun Sam.
But if we're going on together, as you said in Paris... I'm saying it now, we've got to beat it right back home where we belong.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
Now that you've got so far... perhaps you'll tell me what it is you've got against me.
Madem bu noktaya geldik belki neden bana rıza göstermediğinizi söyleyebilirsiniz.
Now you've got it.
İşte öğrendin.
So from now on, Mr. Bomasch, you've got to make up your mind... whether to keep your armor plating or let it go rusty.
Şu andan itibaren Bay Bomasch zırh levhalarını koruma veya paslanmaya bırakma konusunda bir karara varmanız gerekiyor.
You've got it all straight now.
Şimdi herşeyi anladın işte.
Now, you've got talent, Son. I've seen it.
Sen yeteneklisin evlat.
However, now that you've got it off your chest...
Her neyse, içinizi dökmüş oldunuz...
McDougal, now we've got it on you.
McDougal, şimdi paçayı kaptırdın.
Now you've got it.
Aynen böyleydi.
Well, now you've got it.
Eh, şimdi onları aldın işte.
You think you've got it now?
Şimdi anladın mı?
Now, it's raining outside, and if you've got half a pound to spare, come in...
Yağmur yağdığına göre parası olanlar içeri gelip...
You've got it now.
Şimdi var.
Now you've got it right from the head man
Öyküyü sen şeften duydun
Anything else, we'd have done it, just as we will for you. But, I, uh... I think you ought to realize... that we've got different responsibilities now, Joe.
Başka bir şey olsa senin için de yapacağımız gibi yapardık ama sanırım artık farklı sorumluluklarımızın olduğunu anlamalısın Joe.
Now you've got it.
Şimdi anladın.
You've got to do it now.
Bunu şimdi yapmak zorundasınız.
Now, tell me, so that I can make sure that you've got it straight.
Şimdi bana anlat ki doğru anladığından emin olayım.
You've got the money and I need it, and you ought to pay me now, right now.
Parayı aldınız, benim de ihtiyacım var. Şimdi ödemek zorundasınız, hemen.
I'll explain it all to you later, but right now we've got to get out of here.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
You've got to do it now!
Şimdi yapmalısın!
Now, if you've got something with his signature on it.
Şimdi, sende üzerinde imzasının bulunduğu bir şey varsa.
So now you've got it, good luck to you.
İşte buna kavuştun. Ne mutlu.
Now you've got it!
İşte oldu!
Now you've got it.
Sorumluluğu aldın.
Now you've got it.
Şimdi anladım.
Say it and you've got it, but don't get off me now.
Söyle... yapayım, ama şimdi sırt çevirme bana.
Now, it's late, and you've got to try and get some sleep.
Artık geç oldu biraz uyumaya çalışmalısın.
- No, right now, because you've got it.
- Olmaz, şimdi kaybettin.
Now that we've got it, you and the girl are expendable.
Artık ele geçirdiğimize göre senin ve kızın önemi kalmadı.
Well, you've got the hang of it now.
Eh, artık usulünü öğrendin.
Now, just be steady, there. That's'cause what it is I've got for you
Şimdi güzelce orada dur sana getirdiğim şeye bir bakmak için
You got it. Now ring for the maid and demand your breakfast.
Şimdi zili hizmetçi kız için çal ve kahvaltını iste.
Now, come on, you've got to tell us, where did you get it?
Haydi ama, bize söylemen lazım, nereden buldun bunu?
Now that you've got your free pardon, you'd better keep it that way.
İşte, af mektubun burada. Bence onu iyi saklamalısın.
You've got to make a choice : either they'll do it later, or I'm doing it now.
Bir seçim yapman lazım : Ya onlar sonra öldürecek ya da şimdi ben.
Now, you've got a job to do, mister, so move it.
Evet bayım, yapman gereken bir işi var, kımılda.
I've got a whole lot of scores to settle with you, and I intend to do it now.
Seninle halledilecek bir sürü hesabım var, ve şimdi hesaplaşmaya niyetliyim.
Go out now if you have guts, give it all you've got.
Ne kadar yüreklisiniz, gösterin bakalım.
- And six months from now, let me face it, Mrs. Woodhall, you won't be a cent richer or poorer, and you've got a lovely set...'cause it comes with the full endorsement of the church.
Seveceğimizi biliyorum. - Bundan altı ay sonra Bayan Woodhall ne bir sent zengin olacaksınız, ne de fakir ama güzel bir setiniz olacak çünkü kilisenin tam onayı ile birlikte geliyor.
Now, in order to be black and to feel black, you've got to eat black, and we have here for you today, through the kindness of sister Carolyn here, who was kind enough to whip it up for us,
Şimdi, siyah olma ve siyah hissetme gayesiyle bir siyah gibi yemelisiniz. Bugün burada bulunan şefkatli rahibe Caroline'ın sizin için hazırladığı güneyli siyahların özel yemeği var.
You've tasted black, you've danced black, and you've felt black, and now you've got to be black in order to truly know what it is to have the black experience.
Siyah dansı yaptınız ve siyahı hissettiniz ve şimdi de siyah olacaksınız. Bu suretle siyah deneyin ne olduğunu tam olarak öğrenmiş olacaksınız. Yukarı çıkacaksınız ve makyaj yapacağız.
Now you've got me doing it.
Bana da buIastrdn.
So now, if you boys want to talk business with me what you've got to do is get your offer way up there in the air, where it belongs.
Eğer benimle iş konuşmak istiyorsanız... teklifinizi çok yükseltmelisiniz, bu işin hakkı da budur.
Well, I suggest that if you've got anything to say at all, you get it out now.
Şey, benim önerim, eğer söyleyecek bir şeyiniz varsa, şimdi ağzınızdan çıkarın.
Shouldn't you have it examined in a laboratory, now you've got all these fancy theories?
Şu sizin şık teorilerinizi incelemek için? Ne için?
This is no way to behave when you've got visitors, is it, now?
Ziyaretçilerin varken böyle davranman doğru değil, değil mi?
And now you've got it.
- Ve şimdi ona sahipsin.
now you've done it 48
you've got it 213
you've got it all wrong 111
you've got it wrong 56
got it 8698
got it in one 16
got it right here 33
got it covered 27
now you see me 17
now you're talking 179
you've got it 213
you've got it all wrong 111
you've got it wrong 56
got it 8698
got it in one 16
got it right here 33
got it covered 27
now you see me 17
now you're talking 179
now you know 219
now you listen to me 140
now you understand 24
now you see 59
now you don't 28
now you're just showing off 20
now you can 26
now you 250
now you know how it feels 26
now you know everything 22
now you listen to me 140
now you understand 24
now you see 59
now you don't 28
now you're just showing off 20
now you can 26
now you 250
now you know how it feels 26
now you know everything 22